Nafiz ALBAYRAK - NEW YORK / DHA 

Abdullah Demirbaş

"Gezi ruhunun özgürlük ruhu ile Lice'nin özgürlük ruhu aynıdır. Yöntemde bir fark yok."



ABD'nin New York kentinde, The New School Üniversitesi'nde 'Gezi'den Bu Yana Hayatı Yeniden Düşünme' konferansı düzenlendi. 



Konferansta Gezi eylemleri, eylemlerin Türkiye ve yurt dışındaki yansımaları tartışıldı. 



Gezi gösterilerinin nedeni, başlangıcı ve çıkış gerekçelerinin konuşulduğu konferansta, gösterilerin sosyal, politik, ekonomik ve sanatsal sonuçları da tartışıldı. 



Moderatörlüğünü Dartmouth College'da Öğretim Görevlisi olan Zeynep Türkyılmaz'ın yaptığı konferansın açılış paneline, sinevizyon aracılığıyla BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Diyarbakır'ın Sur İlçesi Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, BDP Washington Temsilcisi Mehmet Yüksel konuşmacı olarak katıldı. 



YOUNG TURK DERNEĞİ, KONFERANSI PROTESTO ETTİ

Gezi eylemleri ve Barış Süreci'nin tartışıldığı panel sırasında, Young Turk Derneği üyelerinden oluşan küçük bir grup konferansı protesto etti. Gezi protestoları sırasında kendisinin de resmi üniforma giyen sivil kişilerin tartaklandığını, sırtına gaz bombası kovanı isabet ettiği için hastaneye kaldırıldığını söyleyen BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Gezi Parkı olaylarının nasıl başladığına, ardından nasıl direnişe döndüğüne ilişkin bilgiler verdi. 



ÖCALAN POSTERİ İLE BDP FLAMASI İLE TÜRK BAYRAĞI YAN YANAYDI

Önder, "Gezi Parkı, Türkiye'de halkların kardeşliği anlamında, barışın esas olarak halklar üzerinden sağlanabilmesi anlamında çok önemli bir pratik oluşturdu. Bu, ülke açısından ya da yönetenler açısından, en korktukları şey buydu, en tedirgin oldukları şey buydu. Öcalan posteri ile BDP flaması ile Türk bayrağı yan yana, insanlar birbirlerine kenetlenmişlerdi. Bu sistem bundan çok korktu. Bir de bu insanların, Gezi direnişçilerinin öfkesinden değil, neşesinden çok korktu. Orada ilk defa dünya halklarına da umut verecek bir ütopya gerçekleştirildi" diye konuştu. 



BEN KÜRT OLARAK KULLANINCA SUÇ OLUYOR DA, SİZ BİR HÂKİM OLARAK KULLANINCA NİYE SUÇ OLMUYOR

Diyarbakır'ın Sur İlçesi Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş da konuşmasında, belediye başkanlığı döneminde, 2007 yılında yaşadığı bir olayı örnek vererek başladı. "Belediye başkanlığı görevimden atılmıştım, X, W,Q harfleri kullandığım için hâkim karşısına çıkmıştım. Türk alfabesine aykırı davrandığım için, 1 yıl ile 3 yıl hapis isteniyordu bana" diyen Demirbaş, mahkemede hâkimin de aynı suçu işlediğini belirttiğini dile getirdiğini belirtti. Demirtaş, şöyle devam etti: "Şaşırdı, nasıl dedi. Dedim önünüzde laptop var, her gün diyorsunuz www.adalet.org.tr. Ben Kürt olarak kullanınca suç oluyor da, siz bir hâkim olarak kullanınca niye suç olmuyor". 



GEZİ RUHUNUN ÖZGÜRLÜK RUHU İLE LİCE'NİN ÖZGÜRLÜK RUHU AYNIDIR

Demirbaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de polisin göstericilere gaz atma hakkı var, halkın gaz atmaya karşı özgürce direnişi yok, hükümetin 6-7 insanı öldürme hakkı var ve özgürlüğü var, ama bu ölümlerin durmasına karşı çıkma özgürlüğü yok. Bana göre Gezi ruhunun özgürlük ruhu ile Lice'nin özgürlük ruhu aynıdır. Yöntemde bir fark yok. Sadece insanların özgürlük ruhuna karşı, direnme ruhuna karşı yok etmeyi esas aldılar."



TÜRKİYE'DE YAŞAYAN HALKLAR DA ESKİ HALKLAR DEĞİL

Demirbaş, Gezi eylemlerine, sosyal, sınıfsal, cinsel yapılardan katılımının yoğun olmasının, hepsinin ortak talebinin özgürlük olduğu değerlendirmesini yaptı. 2013 yılında Türkiye'nin eski Türkiye olmadığı vurgusunu yapan Demirbaş, "Türkiye'de yaşayan halklar da eski halklar değil"dedi. Demirbaş, Türkiye'de, devletin etnik, dinsel, cinsel farklılıklara tahammül göstermeyen bir yapısı olduğunu savundu. 



Talk Turkey konferans ekibi tarafından bir araya getirilen ve New York'taki 'GEZİniyoruz' platformu ile eşgüdümlü düzenlenen konferansın ilk günkü son panelinde ise Duke Üniversitesi'nden Michael Hardt'ın da katılımıyla, Gezi eylemlerinin, Brezilya ve Yunanistan gibi ülkelerde son yıllarda yaşanan sokak direnişleriyle arasındaki benzerlik ve farklılıklar konuşuldu. 



Panelde, Gezi protestoları esnasında, göstericilerin yanı sıra sağlık personeli ve avukatlara uygulanan şiddet de hem Türkiye hukuku hem de uluslararası hukuk kapsamında ele alındı. Konferans, Pazar günü de sürecek. 



Talk Turkey veNew York'taki 'GEZİniyoruz' platformu The New School'da konferans girişimlerini şöyle açıkladı: 'Gezi Direnişi ile gündeme gelen tartışmaları her yönüyle bu platforma taşımak, tartışmak ve bu şekilde oluşan fikir üretiminin süreklilik kazanmasını istiyoruz. Konferans süresince “kentsel dönüşüm projeleri" adı altında yaşam alanlarına yapılan müdahalelerin Gezi Direnişi'ni nasıl başlattığını ve öncesinde göz ardı edilen ama bu hareketle birlikte yeniden gündeme gelen Kentsel Dönüşüm, Kadın Hakları ve LGBT Hakları gibi üstü kapatılan konuları da bu konferansta tartışma olanağı bulacağız Özlemini duyduğumuz, dayanışma ve kolektif üretime dayalı, demokratik, çoğulcu, ötekileştirmeyen bir kültürel ve siyasi deneyim yaratma ve bunu da verimli kılma çabası içerisindeyiz'.