Haber: SERKAN OCAK - [email protected] / Arşivi

Avrupa’nın en büyük adliyesi olarak anılan Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde bir süredir gazeteci takibi başladı. Savcılarla görüşmek isteyen gazetecilerin kimlik bilgileri ve görüşme detayları kayıt altına alınıyor. Bu uygulamaya tepki göstermek için gazeteciler adliye önünde bir araya gelerek bir basın açıklaması yaptı. 

Radikal Gazetesi adliye Muhabiri Fatih Yağmur tarafından yapılan açıklamada gazetecilerin fişlendiği ve faaliyetlerinin kısıtlandığı belirtildi. 

Özel Yetkili Başsavcıvekili (TMK) Oktay Erdoğan, özel yetkili savcılarla görüşmek isteyen gazeteciler için bir kayıt defteri oluşturdu. Bu kayıt defterinde hangi savcıyla hangi gazetecinin görüştüğü, gazetecinin kimlik bilgileri, görüşmenin ne kadar sürdüğü gibi detaylar tutuluyor. Adliyedeki yeni uygulamaya tepki göstermek için başta adliye muhabirleri olmak üzer birçok gazeteci adliye önünde bir araya geldi. Gazeteciler adına açıklamayı Fatih Yağmur okudu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: 

“Gündem belirleyen soruşturmaların yapıldığı bu adliyede habercilik faaliyetlerimiz sayın Oktay Erdoğan’ın TMK Başsavcı vekili olarak atanmasının ardından günden güne kısıtlanmaya başladı. Sayın Erdoğan, yapılan soruşturmalarla ilgili kamuoyunun bilgilenmesi adına sorulan sorularımızı yanıtsız bırakmakla kalmayıp, bizlere ‘gidin başka bir iş yapın’ diyerek halkın haber alma hakkını da yok saymıştır. Başsavcı Vekili Erdoğan, savcılarla görüşme yapmak isteyen arkadaşlarımızın kişisel bilgilerinin de kayıt altına alınması talimatını verdi. Verilen talimatla kayıt defterine gazetecinin adı, TC kimlik numarası, çalıştığı kurum, görüştüğü savcı, görüşme süresinin yazılacağı ‘fiş’ dosyasına kayıt yaptırmadan gazetecilerin savcılarla görüşme yapmasına izin verilmemekte.” Yağmur, uygulamanın Anayasa’nın 28. maddesinde yer alan ‘Basın özgürlüğü’ ilkesine de aykırı olduğunu söyledi. 

‘ARKADAŞLAR ABARTMIŞ!’ 
Basın açıklamasının ardından Başsavcıvekili Erdoğan, gazetecileri odasına çağırdı. Bazı gazeteciler tepki olarak Erdoğan’ın odasına gitmedi. Başsavcı vekili Erdoğan, gazetecilere, “O sadece ziyaretçi giriş-çıkış defteri. Genel uygulama”dedi. Gazetecilerin ‘Bize ait açılmış bir giriş-çıkış dosyası var ama” hatırlatması üzerine Erdoğan, “Onu arkadaşlar (güvenlik görevlileri) yanlış anlamışlar, abartmışlar” diye konuştu. Erdoğan, gazetecilerin “Sizin haberiniz olmadan böyle bir uygulama yapılabilir mi?” sorusunu ise cevapsız bıraktı. 

GAZETECİ KAYIT DEFTERİ 
Basın açıklamasının ardından birkaç muhabirle birlikte özel yetkili savcıların bulunduğu bölüme gittik. Savcıların bulunduğu bölümdeki özel güvenlik görevlisi kiminle görüşmek istediğimizi sordu. Güvenlik görevlisinin önünde ‘Gazeteciler kayıt defteri’ yazan bir dosya vardı. Bizden önceki gazetecilerin isimleri ve kiminle görüştüğü bilgileri yer alıyordu. Güvenlik görevlisi görüşme talep ettiğimiz savcıyı aradı ancak savcı müsait olmadığını söyleyerek talebimizi geri çevirdi. 

ADLİYE MUHABİRLERİ TEPKİLİ 
Uygulamanın hoş bir uygulama olmadığını ifade eden Sabah Gazetecisi muhabiri Veli Sarıboğa, “Bu uygulamayla sadece gazeteci değil aynı zamanda savcılar da fişleniyor. Cumhuriyet savcısı kendisine gelen gazeteciyle ne konuşup konuşamayacağını takdir edemeyecek kişiler değil” dedi. Uygulamanın Cuma günü başladığını belirten Habertürk gazetesi muhabiri Bülent Ceyhan, “Hangi savcıyla ne kadar süre görüştüğümüz kayıt altına alınmaya başlandı. Bir anlamda gazetecilik faaliyetimize gözaltı uygulanmaya başlandı” ifadelerini kullandı. Uygulamada gizli bir amaç olduğunu kaydeden Cihan Haber Ajansı muhabiri Osman Arslan da, “Kim kiminle ne kadar görüştü? TC numarası gibi sorular soruluyor. Aslında bu soruların ardında bir soru daha var ama gözükmüyor. Gazeteciye şu sorulmak isteniyor aslında ‘sen bu haberi kimden aldın?’ Böylece bir taşla iki kuş misali sadece gazeteci değil savcının da kiminle görüştüğü tespit edilmiş oluyor. Hem gazetecinin kaynakla ilişkisi hem tespit edilmeye hem de kesilmeye çalışılıyor” şeklinde konuştu. İdare ve savcılarla hiçbir sorunları bulunmadığını söyleyen Zaman gazetesi muhabiri Büşra Erdal da, “Sorun bu uygulamanın mesleğimizin özüne dokunması nedeniyle bu tepkiyi gösterdik. Umarım bir iletişim kazasıdır” dedi.