17 Aralık tarihinden itibaren içerisinde bulunduğumuz, Yolsuzluk Operasyonları, Kuvvetler Ayrılığı, soruşturmalar, yargı bağımsızlığı ve TBB Başkanı Feyzioğlu’nun girişimleri üzerine Av. Tayfun Topuz Akçay açıklamalarda bulundu. 

Akçay; “Türkiye de yargı bağımsızlığı bitmiştir. Hukuk devleti ve demokrasinin vazgeçilmezi Kuvvetler ayrılığı tamamen ortadan kalkmıştır. Şuan içerisinde bulunduğumuz durumda herkes birbiriyle didişiyor. Biri bir şey diyor; bir diğeri cevap veriyor. Sabahtan akşama savcılar, emniyet müdürleri görevlerinden alınıyor. Duruma Cumhuriyet savcıları derhal müdahale etmeli ve bütün ilgililer hakkında soruşturma başlatmalıdır. Kimdir bu ilgililer? Öncelikle Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Adalet Kalkınma Partisi’nin kapatılması için derhal dava açması lazım. Çünkü “sivil darbe” kesin olarak yapıldı. Bu yüzden Cumhuriyet Başsavcılıklarının parti kapatmaya dönük olarak harekete geçmeleri gerekmektedir.

Adalet Bakanı adeta cellat gibi ortada dolaşmaktadır. Bakan, akla hayale gelmeyecek şekilde, fütursuzca ve pervasızca meydan okuyor ve eyleme geçiyor. Ayrıca Türkiye’deki tüm baroların harekete geçerek siyasi partiler içerisindeki bütün bu avukatları, hukuk devletine karşı olan cürümlerinden ötürü derhal disiplin kuruluna şikayet ederek Barolar Birliğinden atılmalarını sağlamaları gerekiyor. Bu kişilerin hukuk ve anayasal düzene karşı gelerek yargı bağımsızlığını yok etmeye çalışma eylemlerinden ötürü disiplin kovuşturmasına tabi tutulması gerekmektedir. Bugün İstanbul Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri adil yargılamayı sağlamak için mahkemenin huzuruna gittiklerinde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten haklarında dava açıldı. Bu durum çok vahimdir. Sabah takibat yapan savcıyı akşam görevden alıyorlar. Kim bunlar; nasıl bunu yapabiliyorlar. Zaten hâkimler de ne yapacağını bilemez hale geldi ve müdahale gereği duymaya başladılar.

ASKERİ DARBE’DEN FARKI YOK

Askerin yaptığı darbe ile İktidarın yaptıkları arasında hiçbir fark yok. Ancak halk “siyasi darbenin” ne olduğunu bilmediği için ve buna alışık olmadığı için bu olanların normal olduğunu düşünüyor. Hitler de iktidara seçimle gelmişti. Ancak seçimle gelmiş olması onun bütün dünyayı kana bulamasına engel olamadı.

TBB TÜRKİYE’NİN TEK GÜCÜDÜR

Metin Feyzioğlu’nun bu dönemdeki girişimlerini çok doğru buluyorum. Bugün Türkiye de Meclis başkanı; “hukuk devleti yoktur,hukuk bitmiştir artık” dediği anda TBB Türkiye’nin tek gücüdür. Önceleri herkes askerden medet umardı; “ordu” derdi.Sonra bir ara 60lı yılların sonralarında Seyfi Demirsoy,TÜRKİŞ başkanı olarak Ankara’da TÜRKİŞ var gibi söylemler başlamıştı.

Şimdi de meslek kuruluşu olarak Barolar ve Türkiye Barolar Birliği var.  Barolar kimdir? Türkiye de 8000 hâkim varken 80.000 avukat var. Türkiye’de hukuk dendiği zaman akla Barolar gelir. Barolar, bütün dünyada hukuku temsil eder.

 

FEYZİOĞLU TEK KALEDİR.

TBB Başkanı ne mutlu ki Metin Feyzioğlu. Seçimler sırasında bunu da yok etmek istediler ama başaramadılar. Buna fırsat verilmedi ve Metin Feyzioğlu kazandı. Bugün Metin Feyzioğlu şahsında ve Ümit Kocasakal’ın da varlığıyla bütün dünyada Türk demokrasisini kurtaracak tek kaledir. Metin Feyzioğlu’nun çıkışı hukuk katledildiği ve yok edildiği içindir.

Türkiye de bir garabet var.Karar vermemesi gereken, yargılama yapmaması gereken, yetkisi olmayan bir mahkeme karar verdi. Bu kararların ortadan kaldırılması, öncelikle bu mahkemelerin görevine son vermekle mümkündür. Bunun için de Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin uzun tutukluluk ve yargılama süreleri açısından verdiği kararlar doğrultusunda bütün tutuklular serbest bırakılmalı.

Barolar Türkiye de şimdi tek güç. TBB, İstanbul Barosu ve TBB’ye destek veren Barolar çok önemlidir. Hatta tüm barolar destek vermek zorundalar ve vermeliler. Bütün barolar Türkiye katledilen hukuk devleti için açık tavır almalı ve bildiriler yayınlamalıdır.

METİN FEYZİOĞLU AKSİSİNİ YAPMIŞ OLSAYDI  AFFEDİLMEZDİ.

Metin Feyzioğlu“bu mahkemelerde komplolar düzenlendi” söyleminin üzerine bu kadar ciddi bir şekilde eğilmeseydi ve uzak kalsaydı affedilmezdi, bu yakışmazdı. Bu yüzden Feyzioğlu doğru olanı, olması gerekeni yaptı. Kişiliği itibarı ile meziyetleri ile birikimleri ile ve deneyimleri ile o misyonun hakkını fazlasıyla vermeye başlaması toplumda paratoner gibi bir çekim yarattı.

Devlet Bahçelinin açmazını hepimiz gördük. Bahçeli, ABD’den emir alarak AKP’yi desteklemesini biliyor. İktidar partisine her türlü arka çıkıyor. Ondan sonra Türkçülük ve Irkçılık yapıyor ve Barolar Birliği Başkanının görüşme talebini reddediyor. TBB Başkanı, Devlet Bahçeliden çok daha önemli bir misyona sahiptir.

ELMA İLE ARMUDU KARIŞTIRMASINLAR

Feyzioğlu’nu “AKP ile işbirliği içerisinde olup gündemi değiştirdiğini söyleyen ve Feyzioğlu’nu bu sebeplerle eleştiren avukatların, avukat olduğunu düşünmüyorum. Elma ile Armudu karıştıramazsınız.

Türkiye’de hukuk, anayasa ihlal edilmektedir, edilmiştir. Demokrasi askıdadır ve giderek ciddi bir şekilde yönetimin, devlet terörü ile toplumda etkin, baskın bir hegemonyası yerleşmektedir.

Feyzioğlu’nun “Bu mahkemeler sahte belgelerle karar vermiştir” diyen devlete kulak verip de TBB Başkanı olarak derhal bunun giderilmesi lazım diye bu işe el koymaması onun aczi olurdu. Bu TBB başkanının sorumluluğudur. Hukukçuyum diyen bir insan hangi gündemin değiştiğinden söz edebilir.

 

FEYZİOĞLU TÜRKİYE’DE BEKLENEN VE ÖZLENEN BİR KİŞİLİKTİ

Metin Feyzioğlu tam bir devlet adamı ciddiyetinde, terbiyesinde, tutumunda bir kişilik sergiliyor. Bu kişilik Türkiye’de beklenen ve özlenen bir kişilikti. Birden bire bir kutup yıldızı gibi ortaya çıktı. Aslında biz onu biliyor ve tanıyorduk, toplumda da tanıyanlar vardı ama şimdi ayyuka çıktı ve bu bir anda bir çan kulesinde herkes için bu durum benim neyime mal olacak diye korkularına yol açtı.

Başkana Show yaptığını söylüyor. Hukuk tartışılıyor ve hukuk adına bir şey söyleniyorsa ve bir hukukçu olarak da söylenen sözün hukuka aykırılığı gündeme getirilip ertelenemeyecek kadar ciddi ve ağırlıklı ise bunu konuşmak Show değildir. Bu ancak söyleyen kişinin acizliğidir. Kendi yapamadıkları bir şeyi ama özlemleriyle yanıp tutuştukları bir şeyi önlerinde set çekecek bir kişinin yapmasını hazmedememeleridir” dedi.

Akçay son olarak “Türkiye’de sivil darbe olmuştur. Cumhuriyet savcıları harekete geçmelidir. İktidar Partisinin kapatılması için derhal harekete geçilmelidir. Kazanırlar ya da kaybedeler… “ diyerek Cumhuriyet Başsavcılarına çağrıda bulundu.

Söyleşi: Yeşim Turan