KADINLARI EVE KAPATILAN TOPLUMLAR, KADINLARI EĞİTİMLİ VE ÇALIŞMA HAYATINA GİRMİŞ TOPLUMLARIN EKONOMİK SÖMÜRGESİ OLURLAR

Sayın Cumhurbaşkanı; anne olmayan kadın yarımdır; çalışıyorum diye evine ailesine gereken ilgiyi göstermemek olmaz, demiş.

Diyebilir. Düşünce özgürlüğüdür. Madem öyle, biz de düşünce özgürlüğümüzü kullanalım o zaman.

İlk diyeceğim şu. Bu ifade, anne olmayan, olamayan veya olmayı tercih etmeyen tüm kadınları rencide edicidir. Cumhurbaşkanları vatandaşları rencide etmemeli, tam aksine bir tek kişiyi bile kırmamak için azami çaba göstermelidir. Hayal gibi, değil mi?

Devam edeyim...

Eve ve çocuğa bakmak görevi kadın kadar erkeğin de üzerindedir.

Çalışmak ve okumak, erkek kadar kadının da hakkıdır.

Kadın anne olmak ister, doğaldır. İstemez, kimse karışamaz. Şimdi olmak ister, sonra olmak ister, kimseyi ilgilendirmez.

Başını kapatır kimse karışamaz, başını açar kimseyi ilgilendirmez. Pantolon giyer, etek giyer, eteği uzun olur kısa olur. Hiçbir siyasi bunu siyasi malzeme yapamaz. Ne başı açığın kapalıya, ne başı kapalının açığa bir üstünlüğü vardır.

Demokratik bir ülkede Cumhurbaşkanı ve hükümetin görevi, kadını çalışma hayatında desteklemek, toplumun sebep olduğu eşitsizlikleri kaldırarak kadınların eğitimini ve istihdamını en üst seviyede teşvik etmektir.

Kadını, çalışma hayatı yerine eve kapanmaya veya kadınlara yakıştığı söylenen bir kaç meslekle sınırlı bir çalışmaya yönlendirmek, buna yönelik şeker soslu teşvikler uygulamak, toplumu içinden çürütür, geri bırakır. Geri kalan toplumlar, kadınları da erkekleri kadar eğitim gören ve çalışan toplumların ekonomik sömürgesi olurlar.

Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu
TBB Başkanı