TBMM

TBMM Genel Kurulunda, HDP'nin Hrant Dink cinayetinde rol alan 'derin ilişkilerin' üzerine gidilmesi ve adaletin yerine getirilmesinin araştırılması önergesinin gündeme alınmasına ilişkin önerisi kabul edilmedi.

HDP, Danışma Kurulunda oybirliği sağlanamaması nedeniyle araştırma önergesinin görüşülmesi önerisini Genel Kurula taşıdı.

HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, Meclis bünyesinde 'Hakikatleri Araştırma Komisyonu' kurulması gerektiğini ifade ederek, 'Karanlıkta bırakılan cinayetler, yeni cinayetlerin de zemin hazırlayıcısıdır. Toplumları toplum yapan ve bir arada tutan şey adalet duygusudur' diye konuştu.

'Hrant vahşice katledildi'

CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, Hrant Dink'in barış özlemini yüksek sesle ve cesurca dile getirdiğini söyledi.

'Hrant 9 yıl önce bugün vahşice katledildi' diyen Adıgüzel, soruşturmada 'tetikçi'den öteye geçilemediğini, haklarında soruşturma açılan kamu görevlilerinin görevlerine devam etmesinin adaletsizliği iyice derinleştirdiğini belirtti. Faili meçhuller döneminin kapanmadığını, aksine hızla devam ettiğini iddia eden Adıgüzel, 'Halen bu ülkenin aydınları güvercin tedirginliğinde yaşamaya devam ediyor' diye konuştu.

'FETÖ örgütüyle yol yürüyenler Hrant Dink cinayetini aydınlatamaz'

Önerinin aleyhinde konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal ise erken ölümlerin olmadığı bir coğrafyayı arzuladıklarını söyledi. Hrant Dink'in 'Kim bizim doktorumuz? Ermeniler Türklerin, Türkler de Ermenilerin doktorudur' sözünü hatırlatan Ünal, Dink'in statükonun dili dışında Anadolu insanının nasıl olacağını öğreten bir yapısı olduğunu kaydetti.

Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Cumhuriyetin kurulmasının ilk yıllarında bu ülkede birçok etnik gurup ve mezhep için zor bir süreç başladı. Özellikle tek parti CHP döneminde diktatörlüğün ne olduğunu bu ülke çok yakından yaşadı. 1940'lı yıllarda birçok etnik grup ve mezhebe karşı çok büyük baskı yapıldı. Bundan zulüm görenler sadece Müslümanlar değildi. Ermeniler ve Kürtler de vardı. Aydın Menderes'in gelmesiyle bir rahatlama oldu ama darbelerle statüko her seferinde yerine oturdu. Türkiye, 2000'li yıllarda kendine geldi. Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'yi kurdu ve Başbakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı döneminde çok sayıda sessiz devrime imza attı.'

Ünal, Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından güvenlik güçlerinin çok kısa bir sürede tetiği çekenleri yakaladığını vurgulayarak, 'Arkadaki çetenin bulunması için yoğun çaba sarf edildi. Fethullah Gülen Terör Örgütü bu katliamın arkasındadır. Onlarla birlikte yol yürüyerek Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması mümkün değildir. Hrant Dink cinayetinin arkasında Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün yer aldığı açıktır. Fethullah Gülen Terör Örgütü, İstanbul'da Ergenekon gibi operasyonları başlatabilmek için bu cinayeti işlemiştir' değerlendirmesinde bulundu.

Muhabir: Alper Atalay

Kaynak: AA