Futbolda şike davası Çağlayan adliyesi’nde sürerken, önce Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, ardından da Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın bulduğu çözüm gündemi meşgul etmeye devam ediyor.

Önceki gün Erdoğan’ın İran gezisi sırasında önerdiği Thatcher modeli uzun zaman konuşulacağa benziyor.

Erdoğan’ın önerdiği formülde İngiltere’nin 5 yıl Avrupa Kupaları’na katılmadığı hatırlatılarak, Türkiye’nin de 5 yıl kupalarda yer almaması durumunda çok büyük bir kayıp yaşamayacağı ifade ediliyor. Oysa ki otoriteler Türkiye’nin Avrupa arenasında olmaması durumunda çok büyük zarar göreceğini yabancı oyuncuların Türkiye’yi terceh etmeyecekleri ve Türkiye’de futbolun bitme noktasına geleceği belirtiliyor.

Sporx’e konuşan Atilla Gökçe Başbakan’ın tam olarak neyi kastettiğini bilmediğini ifade ederek, “Futbolda evrensel olaylardan uzak kalmak doğru değil. UEFA kongresinde de gündeme gelen konulardan biriydi. Avrupa kupalarına katılmadan, 5 yıl içe kapanırsak kendi kendimizi cezalandırmış oluruz. Başbakanın spor sevgisine saygı duyuyorum ancak 5 yıl kısa bir süre değil. Futbolda içeriye ve dışarıya uyum göstermek zorundasınız ki böyle bir karar alınırsa böyle bir uyumdan söz edilmez” dedi. Başbakan Erdoğan, yaptığı açıklamada şunları söylemişti; “8 takım ligden düşerse ne olur, futbol biter. Ceza davası ile Futbol Federasyonu’nun kararını ayırmak lazım. Şike sahaya yansımış mı bakılır ve karar ona göre verilir. Aksi halde kulübü cezalandırmak neden? Platini’ye de İngiltere örneğini verdim. Orada holiganlar yüzünden İngiliz takımlarının Avrupa’ya çıkışını 5 yıl yasakladı. Ne oldu? Kendi aralarında devam ettiler. Döndüklerinde de şampiyon oldular”
Taraf