Başbakan Erdoğan, Çevre ve Orman Bakanlığı Sıkıştırılmış Katı Atık Toplama Aracı Dağıtım Töreni'nin ardından, ‘İdam cezasının geri getirilmesi ile ilgili tartışmalar’ konusundaki bir soruya, ‘Şu anda tartışılıyor. Bizim gündemimizde değil’ yanıtını verdi.

Erdoğan törende yaptığı konuşmadaysa "Ne çevreden taviz veririz ne de kalkınma mücadelesinden; ikisinin de yani çevrenin korunması ile kalkınmanın son derece hassas bir denge içerisinde yürütülmesi gerektiğini biliyor ve bunun mücadelesini de böyle sürdürüyoruz, böyle sürdüreceğiz" dedi.

Başbakan Erdoğan, daha önce 230 katı atık toplama aracı dağıttıklarını belirterek, "Bugün de yine parti ayrımı il ayrımı yapmadan Antalya’dan Malatya’ya, Van’dan Mardin’e ülke genelinde 98 belediyemize 103 sıkıştırılmış katı atık toplama aracı dağıtıyoruz" dedi.

Erdoğan, bugün teslim edilen 103 hizmet aracı ile son bir yılda toplam 333 katı atık toplama aracını hibe yoluyla belediyelere kazandırdıklarını kaydetti. Araçların hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, Çevre ve Orman Bakanlığına da hizmetlerinden dolayı şükranlarını sunduğunu bildirdi.

"Tıpkı sosyal politikalar, tıpkı kültür, sanat meselesi gibi çevre meselesini de bu ülkede birileri her zaman kendi tekellerinde gördü" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugün bile hala kendisini yegane çevreci gören, kendisini veya kendisinde çevreye ilişkin her türlü tasarrufu bir hak olarak gören, kendisi dışındakileri de çevre düşmanı ilan eden bir zihniyet var. Çevre duyarlılığı ile ideolojik bakış açısını iç içe geçiren bu zihniyet açık söylüyorum; çevrenin korunmasına hizmet etmemiş, tam tersine ideolojik tavrı nedeniyle bir çok çevre katliamının sebebi veya müsebbibi olmuştur. Bazen de çevrecilik görüntüsü altında maalesef her türlü değişimin gelişimin, ilerleme ve kalkınmanın karşısında yine bu zihniyet durmuştur. Çevre gerekçesi ile nükleer enerjinin karşısında olurlar, çevre gerekçesi ile barajların elektrik üretiminin karşısında dururlar. Çevre gerekçeleri ile kalkınma projelerinin büyük yatırım projelerinin karşısında olurlar.
Şunu burada açık açık söylüyorum; ne çevreden taviz veririz, ne de kalkınma mücadelesinden; ikisinin de yani çevrenin korunması ile kalkınmanın son derece hassas bir denge içerisinde yürütülmesi gerektiğini biliyor ve bunun mücadelesini de böyle sürdürüyoruz, böyle sürdüreceğiz. Biz, o hassas dengeyi gözetiyoruz, körü körüne hırçın, tahripkar plansız bir kalkınma yerine insanla dost ve çevreyle dost bir kalkınma sürecini başarıyla götürüyoruz."

Başbakan Erdoğan, "Bizi çevre karşısında çevre noktasında eleştirenlere buradan soruyorum; buyursunlar çevre için bizim Hükümetimiz döneminde yaptıklarımızla geçmişte yapılanları kıyaslasınlar. Gelişmiş ülkelerdeki kalkınma-çevre dengesi ile bizdekini buyursunlar kıyaslasınlar" dedi.

-"BİZ ORAYI OYUN PARKI HALİNE GETİRDİK"-

1994 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinden hemen önce Ümraniye’de çöp dağının patladığını anımsatan Başbakan Erdoğan, "İlçe Belediye Başkanı CHP’liydi. O zaman SHP, Büyükşehir Belediye Başkanı SHP’liydi, yani CHP’li. 38 vatandaşımız, o çöp dağının patlamasında ölmüştü, hani çevreciydiniz? Niçin böyle bir vahşi çöplüğü, Ümraniye’nin tam böyle ortasında orada bu çöpün toplanmasına sebep oldunuz, ne için bunları kaldırmadınız? Biz kaldırınca mı aklınıza geldi ve biz orayı, oyun parkı haline getirdik, orayı temizledik ve çocuklar için bir eğlence parkı haline, yeşil alan haline getirdik, farkımız bu; eğer çevrecilik ise bu" diye konuştu.
Haliç’in de bir çamur deryası halinde olduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Ben orada doğdum büyüdüm. Haliç’in kenarından kıyısından geçemezdiniz. Öyle bir haldeydi, on yıllar önce böyleydi. Bizden önce CHP’li belediyeler geldi geçti. Bizden önce diğer ANAVATAN vesaire belediyeler geldi geçti. Hiçbirisi Haliç’i temizleyemedi. En sonunda ne karar verdiler biliyor musunuz; Haliç’i ’toprakla dolduralım, kayalarla dolduralım, kapatalım’ dediler. Zihniyet bu. Peki biz ne yaptık, biz tuttuk, Haliç’in içindeki bütün o kirliliği, o çamuru yaklaşık 9,5 kilometre uzaklıktaki bir taş ocağına farklı bir teknoloji ile aktardık. Orada 650 dönümlük bir park bahçe alanı kazandık, o taş ocağının olduğu yerde ama Haliç’i de bugünkü haline getirdik.
Şimdi Haliç’te benim vatandaşım balık avlıyor. Haliç’de canlı yaşamıyordu, şimdi rahatlıkla seyahat ediliyor, artık o adacıklar yok Haliç’te, bitti o iş. Nereden nereye geldik. Haliç’in kıyısında mezbahane vardı, şimdi Haliç’in kıyısında o mezbahanenin yerinde Haliç Kongre Merkezi var. Haliç’in kıyısında şimdi Miniatürk var. Haliç’in kıyısında hiç bir zaman restorasyonunu yapamadıkları Feshane var. Devraldık, biz Feshane’yi yaptık. Orada şimdi her türlü etkinlikler yapılıyor. Çevrecilik bu."

Başbakan Erdoğan aynı durumun Ankara Mamak çöplüğü için de geçerli olduğunu belirterek, "Ankara’da da Büyükşehir Belediyemiz Mamak Çöplüğünü kurtardı. Bütün buralar başta olmak üzere kışın sokağa çıkılmıyordu. İstanbul’da gazeteler vatandaşa maske dağıtıyorlardı maske. Solunum riski vardı, o zaman 9 vilayetimizde kısmen hava kirliliği ile mücadele noktasında bir çalışma vardı. Geldik şu anda 67 ilde doğalgazı verdik ve hava kirliliği ile mücadelede büyük bir başarı elde ettik" diye konuştu.

Radikal