İran’a uygulanan ABD ambargosunu delmekten dört yıl dokuz ay hapis cezası ve sonrasında üç yıl kontrollü serbestlik olmak üzere yaklaşık yedi yıla yakın bir cezaya çarptırılan Türk sanatçı Erdal Kuyumcu, New Jersey’deki Fort Dix FCI Federal Cezaevine girdi.

2016 yılının Mart ayında gözaltına alınan Kuyumcu, tutuksuz olarak yargılanmış, geçtiğimiz Eylül ayında yapılan son duruşmada da hapis cezasına çarptırılmıştı.

Kuyumcu, Amerika’nın Sesi’ ne yaptığı açıklamada tüm dava sürecini ayrıntılıyla anlatmış, işlenmeyen bir suçla, lehine olan delillerin aleyhine olarak kullanılarak, haksızca hapis cezasına çarptırıldığını iddia etmişti. Kuyumcu, “Sarraf davasının kurbanı oldum” diye konuşmuştu.

"Sarraf Davasının Kurbanı Oldum"

“Kısa bir süre sonra tahliye edilme umudunu taşıyorum”

Cezaevine girmeden bir gün önce Amerika’nın Sesi’ ne konuşan Kuyumcu, Amerikan hükümeti tarafından kendisine bir temyiz avukatı atandığını belirtti. Cezaevine girmeden avukatıyla son kez görüştüğünü ifade eden Kuyumcu, hakkında verilen hapis cezası kararının temyizden döneceğinden emin olduğunu söyledi.

Suçsuz bir şekilde cezalandırıldığını ifade eden Kuyumcu, hukuk mücadelesini bundan sonra cezaevinde sürdüreceğini söyledi.

Kuyumcu, temyiz mahkemesinin kararı bozması halinde dört yıl dokuz ay gibi bir süre cezaevinde kalmayıp kısa bir süre içerisinde tahliye edilme umudunu taşıdığını dile getirdi.

“Kardeşim hukuk mücadelesinden galip çıkacak”

Kuyumcu’nun ağabeyi Nail Şengün ise kardeşiyle ilgili bir açıklama yaptı. Şengün, “Eski tiyatro ve sinema oyuncusu, sevgili kardeşim Erdal Kuyumcu, kendisine verilen sürenin sonunda, 17 Kasım 2017 itibari ile New Jersey Eyaletinde bulunan Fort Dix hapishanesine giriş yapmıştır. Erdal Kuyumcu’nun morali yüksek. Hukuksal mücadeleye devam edecek. Yakında başlayacak temyiz süreci boyunca, hepimizin desteği ile girişeceği hukuk mücadelesinden galip çıkacağına ve yargılamanın hukuksuzluğunu ve kararın adaletsizliğini ispat edeceğine inanıyorum. “ dedi

“İşlenmeyen bir suç baskı altında kabul ettirildi”

Kuyumcu’nun ağabeyi açıklamasına şöyle devam etti, “Kardeşim Erdal Kuyumcu’ya ‘işlemediği’ değil ‘işlenmeyen’ bir suç baskı altında kabul ettirilmiştir. 1 Mart 2016’da, New York’taki evinden sabah 05:30’da, 20’ye yakın FBI ajanı tarafından göz altına alınmasının hemen ardından başlayan, Erdal Kuyumcu’nun sorgulaması psikolojik baskı, korkutma, tehdit, algı yanıltması altında beş saatten fazla sürmüştür. Yapılan baskının şiddetini ve ağırlığını kendisinin “bana o anda Kennedy’i sen vurdun deselerdi vurdum derdim” diyerek tarif ettiği bir sorgulamada, kardeşim kendisine yöneltilen, iki parti halinde yaklaşık 430 kiloluk kobalt metal tozunu uygulanmakta olan ambargoyu ihlal ederek İran’a gönderme” suçunu kabul etmek zorunda kalmıştır” dedi.

“Savcılık mahkemeye suçun işlendiğiyle ilgili hiç bir kanıt sunamadı”

Şengün, kardeşi aleyhine yapılan duruşmalarda hiç bir delilin sunulamadığını belirterek, “Ancak, davayı takip eden herkesin bildiği üzere FBI ve savcılık, tüm bir mahkeme süresince kardeşimin baskı altında kabul ettiği suçun işlendiğini kesin olarak ispat eden belge, görüntü ve şahit sunamadı. İddialarını ön görülere ve daha önceki tecrübelerine dayandırdılar. Federal savcılığın tek ve en güçlü delili kardeşimin masumluğunu ispatlamıştır. Türkiye’ye sattığı ürünlerin İran’a gittiğini ispatladığı iddia edilen tek delil Türkiye’den alınmış bir gümrük beyannamesi. Bu delil, savcılık tarafından mahkemeye tek ve en güçlü resmi delil olarak İngilizceye çevrilmeden sunulmuştur. Karar duruşmasında Türkçeye çevrilerek sunulan bu gümrük beyannamesinin Türkiye’den İran’a satılmış Alman menşeili bir ürün için düzenlenmiş olduğu görüldü. Kardeşim Erdal’ın ürünlerinin İran’a gitmemiş olduğunu göstermesine rağmen yargıç bu delili reddetmeyerek Amerikan adalet sistemi için hukuk skandalı niteliğinde bir karara imza attı”

“Yargıç tarafından verilen ceza savcıyı bile şaşırttı”

Kardeşini suçlayan federal savcının açtığı davada Kuyumcu’nun iki ile dört yıl arası hapis cezası almasını istediğini belirten ağabey Şengün, “ABD yasaları gereği mahkemeye atanmış hukuk uzmanları tarafından yargıca suçun tanımı ve cezasının ne olması ile ilgili tavsiye vermek için bir kere hazırlanması gereken ön duruşma raporu, yargıç tarafından iki kere hazırlatılmış. Her iki rapor da kardeşimin suçlu bulunması halinde verilebilecek cezanın iki yıl hapis olması gerektiğini tespit etmiştir. Daha da ilginç olanı davayı yöneten yargıç ise duruşmalar esnasında suçu 23 Puanlık yani cezası 48 ay ile 57 ay arasında hapis cezası olan bir suç sınıfında ele alacağını beyan etmiştir. Ancak karar duruşmasında yargıç, büyük bir öfke ile ve ilerleyen dönemlerde kamuoyu ile paylaşacağımız ve kardeşimi fevkalade üzen ifadeler ile cezayı yedi yıl yani 84 ay olarak açıklamıştır. Savcının cezanın açıklandığı sıradaki şaşkınlığı salondakilerin dikkatinden kaçmamıştır”

https://www.amerikaninsesi.com/a/erdal-kuyumcu-hukuk-mucadelemi-surdurecegim/4126435.html