Büyükanıt, 27 Nisan bildirisi için, "Muhtıra değildi. Bu, laiklik hassasiyetini ortaya koyan bir metindir'' ifadelerini kullandı.

Emekli orgeneral Yaşar Büyükanıt dün TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'na ifade verdi. Dolmabahçe Sarayı'na ön kapı yerine arka kapıdan giriş yapan Büyükanıt, 11'de komisyonun karşısına çıktı.

Büyükanıt'ın yanında üyelerin fotoğraflarının bulunduğu bir liste, Genelkurmay Emir Subaylığı tarafından hazırlanan bir dosya ile kapağında kendi üniformalı fotoğrafının bulunduğu bir kitapla gelmesi dikkat çekti.

Komisyon'un bilgisine başvurduğu isimlerle ilgili toplantıları muhabirlerin izlemesi serbestken, Büyükanıt'ın katıldığı toplantı tamamen basına kapatıldı. Büyükanıt'ın 27 Nisan bildirisi için "Muhtıra değil laiklik hassasiyetini ortaya koyan bir bildiri" değerlendirmesi dikkat çekti.

HASSASİYETİNİ YANSITIYOR

Yaklaşık 3 saat boyunca komisyon üyelerinin bilgisine başvurduğu Büyükanıt, açıklama yapmadan arka kapıdan çıkarak Dolmabahçe'den ayrıldı. Ardından komisyonun MHP'li üyesi Atilla Kaya, görüşmeyle ilgili açıklama yaptı. Kaya Büyükanıt'ın söylediklerini şöyle aktardı:

"27 Nisan'ın bir e-muhtıra olmadığını bizzat Başbakan tarafından açıklanarak teyit edildiğini söyledi. 'Bu bir bildiridir' diyerek Ankara 5. İdare Mahkemesi'nde açılan bir davayla ilgili bildiriyle ilgili bir görevsizlik kararı verdiğini belirtti. Bunun bir muhtıra olmadığını ve TSK'nın laiklik hassasiyetini yansıtan bir bildiri olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olmadığını belirtti. Dolmabahçe'de Başbakan'la yaptığı görüşmeyle ilgili soruya da 'Rutin bir görüşme içeriğiyle ilgili bir açıklama yapamam. Başbakanla aramızda kalacak' ifadelerini kullandı."

CEVAPLAR TATMİN ETMEDİ

Büyükanıt'ın cevaplarından tatmin olmadığını belirten Kaya, "Israrla muhtıranın bir bildiri olduğunu söyledi. 'Bildiriden istediğiniz sonucu aldınız mı' diye sorduk. O da bunun bir bildiriyle hallolmayacağını söyledi. Pişmanlık görmedim. Sayın Başbakan'ı kendisine şahit tutuyor" diye konuştu. Kaya, Büyükanıt'ın 4 Nisan 2007'de Başbakan Erdoğan'la Dolmabahçe'de yaptığı görüşmeyle ilgili olarak "Rutin bir görüşmeydi" ifadesini kullandığını aktardı.

''Büyükanıt bu bildiriyi, demokrasiye müdahale olarak düşünüyor mu''sorusu üzerine Kaya, ''Hayır. Burada kendisine şahit olarak da Sayın Başbakan'ı gösteriyor, Sayın Başbakan'ın bunun bir muhtıra olmadığını söylediğini ifade etmek suretiyle'' dedi.

GERİ ÇEKİLME TESADÜFTÜ

Kaya, ''Güneş Operasyonu ile ilgili de sorular yönelttiniz mi'' sorusuna karşılık, şunları kaydetti:

''Bu soruya cevaben, Genelkurmay'ın bu operasyonla ilgili yayınladığı bildirinin birinci maddesinde, en kısa zamanda bu operasyonun bitirileceğinin ifade edildiğini söyledi. Hatta kendilerine Amerika Savunma Bakanlığı'nın yapmış olduğu bir açıklamanın ardından bu operasyondan hemen geri çekildiğini hatırlatmam üzerine, bunun bir tesadüf olduğunu söyledi.''

4 YIL SONRA SİTEDEN KALDIRILDI

Genelkurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısı ile 27 Nisan 2007'de gece saat 23:20'de internet sitesi üzerinden bir açıklama yapmıştı. Açıklamada, adaylık süreciyle '23 Nisan öncesi yurdun birçok yöresinde laiklik karşıtı ve din bezirganlığı olarak nitelendirdikleri olayların gelişiminin vahim derecede olduğu ve bunun rejime meydan okuma olarak değerlendirilmesi gerektiği' ifadeleri yer almıştı. Bununla birlikte TSK'nın yasalar ile kendine düşen görev ve yetkileri kullanmaktan çekinmeyecekleri de dile getirilmişti. Türk siyasi tarihine "e-muhtıra" olarak geçen açıklama, 29 Ağustos 2011'de Genelkurmay Başkanlığı'nın sitesinden kaldırılmıştı.

Sırrı Sakık özürü

Komisyonun üyesi BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Büyükanıt'ın dinlenmesinin ardından soruları yanıtladı. Önder, Büyükanıt'ın Ergenekon davasında gizlitanık kimliğini deşifre eden Şemdin Sakık'ın sözlerinden rahatsız olduğunu söyledi. Önder, "Büyükanıt, konuşmasının içerisinde Şemdin Sakık'ın ifadelerinden duyduğu rahatsızlığı anlatırken 'Sırrı Sakık bile onu sevmiyor' anlamında birşey söyledi. 'Bile' lafını düzeltmesini ve özür dilemesi gerektiğini söyledim. 'Bile' lafını düzeltti ve özürdiledi'' dedi.

MEHMET ALİ AY - BUGÜN GAZETESİ