"DEVLET KİNLE ÖFKEYLE YÖNETİLMEZ, HUKUKUN KURALLARI İÇİNDE YÖNETİLİR"

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Etimesgut ilçe Başkanlığı tarafından düzenlenen Dayanışma Yemeği'ne katıldı. Demokrasi, Cumhuriyet ve Laiklik yemeğine davet edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet hepimizin ortak amacı olmak zorundadır. Çünkü Cumhuriyet Mustafa Kemal'in deyimiyle Kimsesizlerin kimsesidir. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı, hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir Cumhuriyet bizim arzu ettiğimiz ve yaşatmak zorunda olduğumuz bir Cumhuriyettir. Cumhuriyet irfanı hür nesiller, vicdanı hür nesiller yetiştirmek zorundadır. Cumhuriyet birisinin kulu kölesi olmak demek değildir. Cumhuriyet Türkiye Cumhuriyeti'nin özgür bağımsız bireyleri olmak demektir. Cumhuriyeti yaşatmak, Cumhuriyete sahip çıkmak siyasi görüşümüz ne olursa olsun, ortak amacı olmak zorundadır. Cumhuriyet yeterli mi hayır. Cumhuriyet'i demokrasiyle taçlandırdığınız zaman Cumhuriyet bir anlam kazanmış olur. 1947'lerde Cumhuriyet demokrasiyle taçlandırılmıştı. Yani çok partili hayata geçilmişti, yeterli mi ? Hayır. Demokrasi sadece belli aralıklarala sandığa çıkıp oy kullandığımız bir rejimin adı değildir. Demokrasi çoğunluk olmayanlarında düşüncelerini özgürce ifade edebildikleri rejimin adıdır. Demokrasi düşünceyi özgürce açıklama demektir. Demokrasi medyanın yani basının özgürlüğü demektir. Demokrasi güçler ayrılığı ilkesi demektir. Yani gücün tek elde, tek kişide toplanmaması demektir. Demokrasi halkın eğemenliği demektir. Demokrasi aynı zamanda yargı bağımsızlığı demektir. Hiç kimsenin adli yargılamanın dışında olmadığı, devletin hukukun üstünlüğü içinde görev yaptığı, adaleti test ettiği bir rejimin adıdır demokrasi. Devlet kinle öfkeyle yönetilmez. Hukukun üstünlüğü kuralları içinde devlet yönetilir. Bağımsız yargı adalet dağıtır demokrasilerde. Laiklik dinsizlik demek değildir. Laiklik tam tersine din ve vicdan özgürlüğü demektir. Herkesin inancına saygı demektir. Laiklik aynı zamanda birbirimizi sevmemizin birbirimizi anlamanın yolu ve yöntemi demek" diye konuştu.

"CUMHURİYETİN SAYESİNDE CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NE GENEL BAŞKAN OLDUM"

Kemal Kılıçdaroğlu, herkesin inancına, düşüncesine saygı gösterilmesi gerektiğini belirterek, "Bu bizim temel felsefemiz olmak zorundadır. Bu felsefe Anadolu'nun kültüründe olan bir felsefedir. Bu felsefe Mevlana'nın, Hacı Bektaşı Veli'nin, Erzurumlu Emrah'ın, Ferhat ile Şirin'in, Yunus Emre'nin, Köröglu'nun felsefesidir" dedi.

Kılıçdaroğlu, en büyük arzusunun yolsuzluklardan uzak, kul hakkından uzak, insanları kucaklayan bir araada yaşayan ve bir arada yaşamaktan da zevk alan bir kültürü yaşatmak olduğunu belirterek şunları söyledi:

"En büyük arzum bu. Bunun için siyasete girdim. Bunun için mücadele ediyorum. Türkiye'nin bölünmeye çatışmaya, kavgaya ihtiyacı yok. Biz Cumhuriyet Halk partisiyiz. Halkın partisi olmak zorundayız. Kuş uçmaz, kervan geçmez Anadolu'nun bir köyünde doğdum. 7 kardeşiz, 7 kardeşten üniversiteye giden sadece benim, rahmetli annem okumam yazma bilmezdi. Büyük ablam okuma yazma bilmez. Cumhuriyetin sayesinde kuş uçmaz kerven geçmez bir köyde doğdum ve geldim Cumhuriyet Halk Partisi'ne Genel Başkan oldum. Cumhuriyet Halk Partisi, halktan anlamaz, diyenler varsa gelsinler benim hayatıma baksınlar. Ben sıradan halktan bir vatandaşım. Yer sofrasında nasıl oturulur bilirim, yer sofrasında nasıl dua edilir bilirim. Anadolu kültüründe ne varsa o kültürün tamamını bilirim. Biz halktan kopuk değil, halkın ta kendisiyiz. Devleti devlet yapan adalettir. Adalet mülkün temelidir, mülk devletin temelidir. Adalettli bir devletle, adaletli bir yönetimde, herkesin hakkını aldığı bir düzende, kimsenin aç ve sefalet içinde kalmadığı, her evin her ailenin huzur kaynağı olduğu bir Türkiye idealiliyle mücadelemizi sürdüreceğiz. Bana soruyorlar mutlu bir Türkiye'nin belirtisi nedir? eğer bir memlekette kadınların yüzü gülüyorsa, bilinki o memlekette huzur vardır."

Kaynak: DHA