İktidarı, savcısı, polisi, medyası hâlâ vicdansızca iddialar üretiyor

Delilleri yok yalanları çok

MEZARINDA BARİ RAHAT BIRAKIN

Ethem Sarısülük’ün terör kampında çekilmiş gibi sunulan fotoğrafına isyan eden ağabey Cem Sarısülük, kardeşinin geçen yıl Hakkâri’deki tabur komutanlığı inşaatında çalışırken bir askerden aldığı G3’le hatıra fotoğrafı çektirdiğini söyledi. Bir TV kanalı Sarısülük’ü bayrak yakma eyleminin de faili gibi sunmuştu.


Adam öldürmeye teşebbüsle suçlanan eylemcilerin avukatı savcıya tepki gösterdi: Her şeyi imzalıyorsunuz

Polis getiriyor savcı inanıyor

ALİCAN ULUDAĞ

ANKARA - Başkentteki Gezi operasyonlarının ikinci dalgasında gözaltına alınan 23 kişiden 19’u tutuklanma, 4’ü ise haklarında adli kontrol kararı alınması talebiyle mahkemeye sevk edildi. Eylemcilere, “örgüt üyeliği”nin de arasında bulunduğu 14 suçlama yöneltildi. Avukatlar, “Adam öldürmeye teşebbüs” suçlamasına “Eylemciler kimi, nerede, ne zaman öldürmeye teşebbüs etmiş” diye tepki gösterdi. Savcı Durak Çetin ise “Adam öldürmeye teşebbüs suçundan kastedilen, orada linç edilmek istenen polislerdir” yanıtını verdi. Tutanaklarda 9 örgütün ismi yer aldı. Eylemciler, üyesi olduğu gruplara göre bu örgütlere dağıtıldı.
Bu arada bir eylemciye, evinde yapılan aramada bulunan
Mahir Çayan ile İbrahim Kaypakkaya’nın kitapları da suçlama olarak yöneltildi. Oysa 3. yargı paketi kapsamında bu kitaplar suç olmaktan çıkmıştı. Hatta, Samsun Savcılığı, Kaypakkaya’nın anmasına ‘suç yoktur’ diyerek takipsizlik kararı vermişti.

Savcılıkta tartışma

Eylemciler suçlamaları reddederken bazı avukatlar ile savcılar arasında tartışma yaşandı. Avukat Duygu Demirel’in, sorgu sırasında suçlamaları eleştirirken savcıya “Müvekkilim adam öldürmeye teşebbüs ve Türk bayrağını yakmakla suçlanıyor. Sormak istiyorum: Müvekkilim nerede, ne zaman, kimi öldürmeye kalkışmış, bayrağı nerede yakmış?” diye sorduğu öğrenildi.
Savcı
Kemal Çetin’in ise bu sorunun kendisine değil kararı verecek hâkime sorulmasını istediği belirtildi. Avukat Demirel ise “Polisin getirdiği her şeyin altına imza atıyorsunuz” karşılığını verdi.
Bir başka avukat ise sorgu sırasında müvekkiline
“Eylemde slogan attınız mı” diye sorulmasını eleştirdi. Bu eleştiriye sinirlenen savcı Durak Çetin’in ellerini masaya vurarak “Siz de soru sormaya izin vermiyorsunuz” dediği ifade edildi. Savcı Çetin’in suçlamalar arasında yer alan “adam öldürmeye teşebbüse” ilişkin ise avukatlara “Orada kastedilen, eylemde linç edilmek istenen polislerdir” dediği öğrenildi.

POLİSİ LİNÇ EDECEKLERMİŞ!

Ankara’da gözaltına alınan eylemciler “adam öldürmeye teşebbüs ve Türk bayrağını yakmakla” suçlandı. Avukatlar “nerede, ne zaman, kimi öldürmeye kalkmışlar, bayrağı nerede yakmışlar” diyerek itiraz edince savcı Çetin, “Orada kastedilen, eylemde linç edilmek istenen polisler” yanıtını verdi. ALİCAN ULUDAĞ

Adam öldürmeye teşebbüsle suçlanan eylemcilerin avukatı savcıya tepki gösterdi: Her şeyi imzalıyorsunuz

Polis getiriyor savcı inanıyor

ALİCAN ULUDAĞ

ANKARA - Başkentteki Gezi operasyonlarının ikinci dalgasında gözaltına alınan 23 kişiden 19’u tutuklanma, 4’ü ise haklarında adli kontrol kararı alınması talebiyle mahkemeye sevk edildi. Eylemcilere, “örgüt üyeliği”nin de arasında bulunduğu 14 suçlama yöneltildi. Avukatlar, “Adam öldürmeye teşebbüs” suçlamasına “Eylemciler kimi, nerede, ne zaman öldürmeye teşebbüs etmiş” diye tepki gösterdi. Savcı Durak Çetin ise “Adam öldürmeye teşebbüs suçundan kastedilen, orada linç edilmek istenen polislerdir” yanıtını verdi. Tutanaklarda 9 örgütün ismi yer aldı. Eylemciler, üyesi olduğu gruplara göre bu örgütlere dağıtıldı.
Bu arada bir eylemciye, evinde yapılan aramada bulunan
Mahir Çayan ile İbrahim Kaypakkaya’nın kitapları da suçlama olarak yöneltildi. Oysa 3. yargı paketi kapsamında bu kitaplar suç olmaktan çıkmıştı. Hatta, Samsun Savcılığı, Kaypakkaya’nın anmasına ‘suç yoktur’ diyerek takipsizlik kararı vermişti.

Savcılıkta tartışma

Eylemciler suçlamaları reddederken bazı avukatlar ile savcılar arasında tartışma yaşandı. Avukat Duygu Demirel’in, sorgu sırasında suçlamaları eleştirirken savcıya “Müvekkilim adam öldürmeye teşebbüs ve Türk bayrağını yakmakla suçlanıyor. Sormak istiyorum: Müvekkilim nerede, ne zaman, kimi öldürmeye kalkışmış, bayrağı nerede yakmış?” diye sorduğu öğrenildi.
Savcı
Kemal Çetin’in ise bu sorunun kendisine değil kararı verecek hâkime sorulmasını istediği belirtildi. Avukat Demirel ise “Polisin getirdiği her şeyin altına imza atıyorsunuz” karşılığını verdi.
Bir başka avukat ise sorgu sırasında müvekkiline
“Eylemde slogan attınız mı” diye sorulmasını eleştirdi. Bu eleştiriye sinirlenen savcı Durak Çetin’in ellerini masaya vurarak “Siz de soru sormaya izin vermiyorsunuz” dediği ifade edildi. Savcı Çetin’in suçlamalar arasında yer alan “adam öldürmeye teşebbüse” ilişkin ise avukatlara “Orada kastedilen, eylemde linç edilmek istenen polislerdir” dediği öğrenildi.

BİR TEK AKP MASUM

Gezi için Araştırma Komisyonu kurulmasını isteyen AKP, eylemlerin hedefinin hükümeti yıkmak olduğunu savundu. Sosyal medyayı ve bazı televizyon kanallarının provokasyon yaptığını ileri süren AKP, bazı ünlüler, kanaat önderleri, yerli ve yabancı gazeteciler ile siyasetçileri de halkı galeyana getirmekle suçladı.

AKP ÖNERGESİ MECLİS’TE

‘Gezi’ ‘Başbakan’ın şahsına yönelik 
bir eylem’miş

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP, Taksim Gezi Parkı eylemlerinin araştırılması için TBMM’de bir Araştırma Komisyonu kurulması için TBMM Başkanlığı’na önerge verdi. AKP’nin önergesinde, eylemler için “kamu düzenini ve barışı bozucu olaylar” nitelemesi yapılırken hedefin “hükümet ve Başbakan Erdoğan’ın şahsı” olduğu değerlendirmesi yapıldı. Erdoğan tarafından da sık sık dile getirilen sanatçı Mehmet Ali Alabora’nın “Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı” mesajı da önergeye girdi.
AKP’nin önergesinde,
“bu tür üzücü olayların bir daha yaşanmaması için demokratik bir hukuk devletinde alınması gerekli önlemlerin tespiti amacıyla” bir araştırma komisyonu kurulması istendi. Önerge ve gerekçesinde öne çıkanlar şöyle:
Yaygın kara propaganda: Önce küçük bir grubun protestosuyla başlayan gösteriler, polisin olaya müdahalesi sırasında aşırı biber gazı ve tazyikli su kullanmak suretiyle orantısız güç kullandığı ileri sürülerek sosyal medyada ve bazı televizyonlarda provokatif söylemlerle tahrik edilerek kalabalıkların sokaklara dökülmesi yönünde yaygın kara propaganda başlatılmıştır.
Hükümeti yıkmaya yönelik: Olaylar hem içeride hem de dışarıda Türkiye’nin ve hükümetin itibarını tahrip etmeye hatta hükümeti yıkmaya yönelik yasadışı eylemlere dönüşmüştür.
Medya galeyana getirdi: Eylemlere destek veren bazı ünlüler, kanaat önderleri yerli, yabancı gazeteciler ve siyasetçiler halkı galeyana getirici beyan ve mesajlar vermiş; sanal bir savaş ortamı yaratılmış; bunların sonucu kitleler provoke edilmiştir.
Alabora’nın tweet’i: Türkiye’de atılan “tweet” sayısı 8 milyondan 35 milyona kadar çıkmıştır. Bir sanatçının “Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı? Hadi gel” tweet’i de durumun masum bir çevresel duyarlılıktan öte olduğunu ortaya koymuştur.
Erdoğan da aşırı gazdan rahatsız: Bu süreçte bazı polisler tarafından biber gazının aşırı kullanımı durumu söz konusu olmuş ve Başbakan, bu durumdan rahatsızlığını ifade etmiştir.
Polisin yöntemi: Polisin uyguladığı yöntem, uluslararası metot ve kurallardan farklı değildir.
Türk medyasına baskı: Türk medyasının hükümet baskısı nedeniyle gösterileri yayınlamadığı iddiaları tamamıyla yalandır.

cumhuriyet