1971 muhtırasıyla ilgili taslak raporda halkın demokrasi refleksi kazanması için yönetime katılması gerektiği vurgulandı. “Siyasal sürece katılım kanalları genişletilmeli” çağrısında bulunuldu.

Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, 1971 muhtırası ile ilgili taslak raporunda, halkın demokrasiye müdahaleler karşısında refleks gösterememesi mercek altına alındı.

Halkın yönetime daha fazla katılmadığı sürece, demokrasiyi kesintiye uğratan müdahaleler karşısında göstermesi gereken refleksleri kazanamayacağına dikkat çekildi. Siyasetin, sadece sandıkta icra edilen, fasılalı bir süreç olduğu noktasındaki kanaatin değişmesi gerektiği vurgulandı.

"Bu doğrultuda siyaseti sadece siyasetçilerin yaptığı bir iş olarak kabul edip, kitlelerin değişik kanallar yoluyla siyasal sürece katılım kanallarının genişletilmesi gerekmektedir" denildi.

Türkiye'de darbe zemininin oluşmasındaki en önemli nedenin, toplumun henüz yeterince siyasal toplum haline gelmemesi olduğunun altı çizildi. Halkın temsilcilerini seçip Parlamento'ya gönderdikten sonra, kendi iradesinin mümessillerine yapılanlar karşısındaki ataletinin, hem düşündürücü hem de öğretici olduğu vurgulandı.

TALAT TURHAN’DAN ÖRNEK 

Komisyon Talat Turhan'ın söylediklerini durumun tespiti adına önemli olduğunu vurguladı ve örnek gösterdi: "Halkın oylarıyla gelmişti Demokrat Parti, fakat seçen kişilerin, seçmenlerin bir direnci yoktu.

Bu arada, sanıyorummart sonları yahut nisan ayı başlarında Menderes İskenderun'u ziyarete gelmişti, akıl almaz bir kalabalık vardı belediye meydanında.

Hatta inşaat hâlinde bir bina vardı, karkas duruyor, insanlar orayı doldurmuştu, anons ediyorlar: 'İndirin, yıkılır, altta kalırsınız.' İnsanlar orayı terk etmediler. Yani o kadar yakın görünen insanlar iki ay sonra tıs çıkarmadılar."

ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETTİLER 

Komisyon darbelerin ekonominin çok bozuk olduğu dönemlerde değil nispeten iyi ya da iyiye doğru gidiş söz konusu olmaya başladıktan sonra yapılmasına dikkat çekti

Her darbenin ekonomik gidişatı makro düzeyde bozduğunu, bazı kesimlerin taleplerine yönelik cömert; geniş halk tabakalarına karşı ise eli sıkı davrandığının altını çizdi. 'Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek' özdeyişinin darbe dönemlerini çok iyi anlattığı belirtilerek "Toplumu can güvenliği karşılığında diğer hak ve hürriyetlerinden feragat etme mecburiyetine getiren tertiplerin iç ve dış kimi merkezlerce uygulandığı da netice olarak görülmektedir" ifadeleri kullanıldı.

TSK EĞİTİMİNDE ISLAHAT 

Raporda Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının eğitim süreçleri ile ilgili değerlendirmeler de yer aldı. Yurttaşlar arasındaki bakış açılarının çeşitliliğinin doğal olduğunun silahlı kuvvetler mensuplarına öğretilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Bu doğrultuda, tek taraflı bir ideolojik yapılanmaya yönelik mevcut müfredatın gözden geçirilmesi istendi. "Özellikle eğitim kurumlarında bir ıslahata gidilmesi gereklidir" ifadelerine yer verildi.

OKULLARDAKİ MERASİMLER SİVİLLEŞMELİ 

Türk eğitim sisteminin ayrılmaz bir boyutu olan tören olgusunun militarizmi besleyen yönlerine de vurgu yapıldı. Raporda şu görüşlere yer verildi: "Öğrencilerin özellikle ilk ve orta öğretimdeki sıraya girme, bayrak törenleri, and içme gibi törenlerde, hep askeri terminolojinin kullanılması; rahatlar, hazırollarla ve andımızın okunmasıyla süslenen militer komutlar ilk kez Dr. Reşit Galip'in maarif vekilliğinde uygulamaya sokulmuştur. Bu olgu askeri darbeler karşında gösterilen atalete hizmet etmektedir. Bu tarzın mutlaka değiştirilmesi gerekmektedir.

Mevcut yönetmelikler değiştirilerek militarizme hizmet edecek törenlerden kaçınılmalı; askeri talimleri, yanaşık düzenleri andıran merasimler sivilleştirilmelidir."

ÇETİN ÇİFTÇİ - BUGÜN GAZETESİ