ANKARA

Sahil Güvenlik Komutan Vekili Tuğamiral Bülent Olcay, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Sahil Güvenlik Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada tanık olarak ifade verdi.

Darbe girişimine ilişkin eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem'in de arasında bulunduğu 28 kişi hakkında açılan davaya Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediliyor. Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davada mahkeme, sanık savunmalarının ardından tanıkları dinlemeye başladı.

Tanık Sahil Güvenlik Komutan Vekili Tuğamiral Olcay, 15 Temmuz günü yaşadıklarını anlattı. O dönemde albay rütbesinde bulunduğunu ve Kurmay Başkanı olduğunu anlatan Olcay, sabah mesaiye saat 07.30-08.00 gibi başladığını söyledi.

Dönemin Sahil Güvenlik Komutanı Hakan Üstem'in telefonla diş tedavisi nedeniyle mesaiye gelemeyeceğini, sabah brifingini alması emri verdiğini dile getiren Olcay, Üstem'in de saat 10.00 civarında karargaha geldiğini belirtti.

"Bilgim olmadan uçmuş"

Akşam saat 18.00 gibi harekat brifinginin arz edildiğini, uçuşu olmamasına rağmen "553 kuyruk numaralı uçağın indiğinin" bildirildiğini anlatan Olcay, bu uçağın bilgisi haricinde İzmir'den kalkarak Ankara'ya geldiğini, sonra İstanbul'a, sonra da Kocaeli'deki Cengiz Topel Havalimanı'na ulaştığını dile getirdi.

Olcay, uçağın pilotu, aynı zamanda arkadaşı da olan Bülent Özbaşaran'ı aradığını, bunun ne uçuşu olduğunu sorduğunu belirterek, Özbaşaran'ın da Hakan Üstem "kalk" dediği için kalktığını, "in" dediği için de indiğini söylediğini aktardı.

"O bana 'görev ne' dedi. Ben de ona sordum 'görev ne' diye." ifadesini kullanan Olcay, gizli bir uçuş olduğu için bir uyuşturucu operasyonu hazırlığı yapıldığını düşündüğünü söyledi. Olcay, Hakan Üstem'in odasına giderek "Komutanım bir uyuşturucu operasyonu mu yapıyoruz?" diye sorduğunu, onun da "Öyle bir şey yok. Nereden çıkardın?" dediğini, uçuşun eğitim uçuşu olabileceğini ve pilotların eğitim uçuşu yaptığını söyleyip konuyu değiştirdiğini ifade etti.

Daha sonra Hakan Üstem'in saatine bakıp "Bugün 15 Temmuz Cuma, yoruluyoruz, eve erken gidelim." dediğini, kendisinin de onu uğurlamak için kalktığını ve dışarıda tokalaştıklarını belirten Olcay, o gün bilgisi dahilinde olmayan uçuşun dışında başka bir anormallik olmadığını bildirdi.

"Sen evde otur, ben gidiyorum"

Olcay, Hakan Üstem'i arayıp durumu rapor ettiğini, kendisinin de bilgisi olmadığını belirttiğini dile getirerek, bir süre sonra harekat merkezinden tekrar arandığını ve 553 kuyruk numaralı uçağın kaldırıldığının bilgisinin verildiğini, "Nasıl oluyor? Yasak kalktı mı?" diye sorduğunda ise kalkmadığının ancak Genelkurmay Başkanlığı arandığında telefona çıkan bir binbaşının kalkış izni verdiğinin kendisine iletildiğini kaydetti.

Kendisine bilgi verilmediği için harekat başkanını aradığını belirten Olcay, onun da kibar bir şekilde "Başkanım yoruluyorsunuz, sizi rahatsız etmek istemedim. O yüzden sizi aramadım. Kaldırdık." dediğini ve telefonu yüzüne kapattığını ifade etti.

Olcay, Hakan Üstem'i aradığını, harekat başkanının kendisinden izinsiz uçak kaldırdığını ilettiğini, Üstem'in de sıkıntı olmadığını, kendisinin harekat başkanı ile konuşacağını söylediğini bildirdi.

Bu sırada eşinin, kayınvalidesiyle konuştuğunu, ağladığını söylediğini dile getiren Olcay, televizyonu açtığında Boğaz Köprüsü'nün bir tarafının askerlerce kapatıldığını gördüğünü, ayrıca daha öncesinde yasağa rağmen uçakların da uçtuğunu belirtti.

Olcay, bir tuhaflık olduğunu hissettiğini ama anlamlandıramadığını belirterek, tekrar Hakan Üstem'i aradığını, yaşananlardan bir bilgisi olup olmadığını sorduğunu anlattı.

Üstem'in ise karargaha doğru gittiğini, henüz bilgisi olmadığını ama olunca bilgi vereceğini söylediğini ifade eden Olcay, "Komutanım karargaha gideyim mi?" dediğini, ancak "Hayır. Sen evde otur, ben gidiyorum." cevabını aldığını söyledi.

"Bunun dışındasın"

Bülent Olcay, Hakan Üstem ile telefon konuşmalarının sayısının arttığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"En son aradığımda kendisini, sakin bir ses tonuyla bana, çok net hatırlıyorum 'Bülent, Türk Silahlı Kuvvetleri ülke yönetimine el koydu. Sen bunun dışındasın, evinde otur.' dedi. 'Beni görevden mi alıyorsunuz komutanım.' dedim. 'Sen onu nasıl yorumlarsan.' dedi. Bir hamaset konuşması yaptım, ülkemi sevdiğimden bahsettim, yazık olduğundan, yanlış olduğundan, kendisi de 'Biz de ülkemizi seviyoruz.' dedi. Telefonları kapattık. Tansiyonum yükseldi."

Hakan Üstem'in o dönem izne çıkacağını ve yerine vekaleten Albay Oğuz Kaan Yavuz'un vekalet edeceğini hatırladığını belirten Olcay, bunun üzerine Oğuz Kaan Yavuz'u aradığını, onun da Üstem ile konuştuğunu ifade edip kendisine "Sen, Bülent Olcay ve Zeki Bodur" bu organizasyonun dışındasınız diye bir ifade kullandığını bildirdi.

Olcay, Oğuz Kaan Yavuz ile daha sonra telefonla görüşmeye devam ettiğini belirterek, bu görüşmelerde evde oturmanın en emniyetli hal tarzı olacağını kararlaştırdıklarını ifade etti.

Bir meslektaşının da evine geldiğini ve geceyi onlarla geçirdiğini anlatan Olcay, "Sabahleyin geç saatlerde, 10 olabilir, bakanlıktan beni bakan özel kalem müdürü aradı. Adresimi sordular. Daha sonra genel sekreter ve bakan aradı. Hakan Üstem'in görevden alındığını, benim vekil olarak görevlendirildiğimi belirttiler. Eve araç gönderdiler, yazıyla birlikte. Derhal Merasim Sokağa gelip komutanlığı teslim almamı ve suçluları adalete teslim etmemi emrettiler." diye konuştu.

Muhabir: Ertuğrul Subaşı,Serdar Açıl

Kaynak: AA