İSTANBUL

İstanbul'da çalışan uluslararası medya kuruluşlarının temsilcileriyle Conrad Otel'de bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye'de gündemdeki ilk konunun ülkenin güvenliği meselesi ve bu çerçevede terör örgütleriyle yapılan mücadele olduğunu olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, 15 Temmuz’da darbe yaparak ülkenin yönetimini ele geçirmek için kalkışma yapıldığını hatırlatarak, "Ülkeyi iç savaşa sürüklemek ve belki de yabancı bir ülkenin işgaline zemin hazırlamak için yapılan hain teşebbüs, akim kaldıktan sonra devletin bütün kurum ve kuruluşlarının içerisinden bu örgütün mensuplarının temizlenmesiyle, devletin bunlardan arındırılmasıyla ilgili süreç devam ediyor." diye konuştu.

"Darbe teşebbüsüyle ilgili yargılama süreci başlıyor"

Bu konuyla ilgili her gün yeni kişilere, yeni bilgilere ulaşıldığını dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Ümit ediyoruz ki önümüzdeki ay içerisinde, darbe teşebbüsüyle ilgili dosya tamamlanarak, savcılardan anladığımız, yıl sonuna doğru ya da yeni yılın başına doğru dosyanın açılması mümkün olacak. Böylece darbe teşebbüsüyle ilgili ilk yargılama süreci başlamış olacak. Ayrıca bu grupla irtibatlı olan herkesle ilgili gerekli soruşturmalar da yapılıyor. Çok kapsamlı bir mücadele, bugünden yarına hemen birkaç gün, birkaç ay içerisinde bitirilmesi mümkün olmayan bir mücadele. Nihayet 40 yıl süren, devletin her kademesine, noktasına sızmış olan bir örgütün devletten arındırılması sürecinden bahsediyoruz. Dolayısıyla bunun önemli olduğunu görüyoruz ve bu mücadele artık bir devlet mücadelesi olarak devam edecektir."

"FETÖ algı operasyonu yapıyor"

Kurtulmuş, FETÖ’nün, "Biz nasılsa bu darbede yenildik. Artık kenara çekilelim" demeyeceğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Hem içerideki hem de özellikle yurt dışındaki küresel networku üzerinden Türkiye karşıtı bir algı operasyonu başlatacaktır. Zaman içerisinde bu tespitin haklı olduğu ortaya çıkmıştır. Algıda da iki noktada yoğunlaşacaklar. Bunlardan bir tanesi, 'insan hakları ihlalleri yapılıyor, bu mücadele sırasında da bir sürü haksızlıklar ortaya konuyor' yönündeki imajdır. Bunda kullandıkları kavram da 'FETÖ mağdurları' kavramıdır. Bizim ricamız bunun kullanılmaması. Çünkü memlekette FETÖ mağdurları yok. Haksızlık yapılanlar varsa bunlar düzeltilecek ve düzeltiliyor ama mesela önümüzdeki günlerde yeni bir KHK çıkartılacak ve burada yanlışlıkla görevden alınmış bazı kişiler iade edilecek ya da kapatılmış olan bazı kurumlar tekrar açılacak. Örneğin bir çocuk televizyon kanalı sonradan yapılan değerlendirmelerle yeniden yayına başlatılmıştır. Yine bir radyo kanalının da yeniden yayın yapmasına müsaade edilmiştir. Dolayısıyla eğer burada bir mağduriyetten bahsedeceksek, milletimiz mağdur edilmiştir. 246 şehidimiz, 2 bin 194 gazimiz vardır ve milyonlarca insan uçurumun kenarından dönmüştür. Bu çerçevede bu 'FETÖ mağdurları' kavramının bir algı operasyonunun parçası olduğu, bunun kullanılmasının da özellikle böylesine ağır bir darbe tehdidiyle karşı karşıya kalmış olan milletimize haksızlık olduğu kanaatindeyiz.”

İkinci alanın da ekonomi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Darbe teşebbüsünden birkaç gün sonra başlayarak, 'Türkiye ekonomisi kötüye gidiyor. Türkiye çöktü, çöküyor. Büyük bir ekonomik kriz var" algısını içeride ve dışarıda oluşturmaya çalışıyorlar. Bir kez daha minnetle ifade etmek isterim ki, nasıl darbede milletimiz tanklara, uçaklara, helikopterlere karşı direndiyse, hemen darbe teşebbüsünün arkasında da yaklaşık 12 milyar dolarlık bir paranın piyasaya sürülmesi, Türk parasına dönülmüş olması da darbe teşebbüsü sonrasında ortaya çıkması muhtemel büyük türbülansları önlemiştir. Ayrıca, Türkiye ekonomisi yapısı itibariyle herhangi bir büyük krize karşı dayanıklıdır, mukavimdir ve ekonomik olarak da biz bu mücadeleyi sürdürmeye devam ediyoruz." şeklinde konuştu.

PKK ile mücadele

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, PKK ile de mücadele edildiğini belirterek, şunları söyledi:

"Türkiye bu mücadeleyi, hızını arttırarak ve tüm alanlara yayılmasını sağlayarak çok etkili bir safhaya getirmiştir. Önce şehirlerdeki bu eşkıyanın temizlenmesi, arkasından yurt dışındaki muhtemel kaynaklarına karşı yapılan operasyonlar ve nihayetinde Türkiye içerisinde de yapılmakta olan operasyonlarla birlikte her gün çok sayıda terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Ama terörle verilen bu mücadelenin askeri mücadele bölümünün yanında, geldiğimiz önemli noktalardan biri de şu; terör örgütünün muhtelif çağrılarına rağmen bölgedeki halk terör örgütüne destek vermiyor. Bu belki de, Türkiye’nin terörle mücadelesinde kırılma noktalarından, önemli geçiş noktalarından birisidir. Bu halk, terör örgütüne yakın olan siyasi partilere, geçmiş dönemlerde oylarla çok büyük destek verdi. Yüzde 70, 75, 80, 85'lerle oy almış oldukları yerlerde bile 'sokağa çıkın' çağrılarına birkaç kişi on, yüz kişi cevap veriyor ve bütünüyle terör örgütünün arkasından çekildiğini ilan ediyor. Bence bizim burada ısrarla HDP’lilere yaptığımız çağrının ne kadar önemli olduğu görülüyor. Yıllardır diyoruz ki 'Şu terörle aranıza bir mesafe koyun, dağın gölgesinden çekilin. Türkiye’de demokratik siyaset zemininde oy aldığınız kesimin hakkını, hukukunu koruyacak bir siyasi mücadele verin."

Muhabir: Halil İbrahim Başer,Etem Geylan

Kaynak: AA