İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’de görülen 67’si tutuklu 275 sanıklı Ergenekon Davası’nın 285. duruşması, mahkemenin savunma süreleri konusunda görüşünü açıklaması ve ardından yaşanan gerginlikle başladı. Savunmaya ayrılan sürelerin az olduğunu belirterek söz isteyen yaklaşık 20 avukat kendilerine söz verilmemesi üzerine duruşma salonunu terk etti.

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmada CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, gazeteci Tuncay Özkan ve eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin’in de aralarında bulunduğu 43 tutuklu sanık hazır bulundu.

DAHA ÖNCE MEN EDİLEN SANIKLAR DA SALONDA

Öte yandan esas hakkındaki son savunmaları alınıncaya kadar duruşmalardan men edilen ve uzun süredir duruşmalara katılamayan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Veli Küçük, Mehmet Demirtaş, Osman Yıldırım ve Oktay Yıldırım da duruşmada hazır edildi.

BAŞBUĞ DURUŞMAYA KATILMADI

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler’in de aralarında bulunduğu 24 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı. Duruşmaya 5 tutuksuz sanık da katıldı.

MAHKEME BAŞKANI SANIKLARIN KONUŞMA SÜRESİNİ AÇIKLADI

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, sanık ve avukatların esas hakkındaki son savunmasının alınmasına başlanacağını belirtti. Özese, örgüt yöneticiliği suçundan yargılananlara avukatıyla beraber 2 saat, haklarında örgüt üyeliği suçlaması bulunanlara da avukatlarıyla beraber 1 saat savunma yapma süresi tanındığını söyledi. Özese ilk önce 1. iddianamenin sanıklarının ifadesinin alınacağını ancak bugüne mahsus olmak üzere hazır olan tutuklu sanıkların da ifadesinin alınacağını söyledi.

AVUKATLAR SÜREYE İTİRAZ ETTİ

Konuşma süresinin az olduğunu belirten Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer’in de aralarında bulunduğu avukatlar, usule ilişkin söz almak istedi. Ancak Mahkeme Başkanı Özese, avukatların usule ilişkin taleplerini dilekçe ile mahkemeye sunmasını belirterek, "İtirazlarınızı yazılı verin" dedi.

"AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI İSTEMİYLE YARGILANIYORUM"

Bu sırada Muzaffer Tekin, "Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyorum. Nasıl bir saat savunma süresi olur. Nasıl bu kadar sürede kendimi savunurum" diyerek bağırdı. "Savunmalarınızı yazılı olarak da sunabilirsiniz" diyen Mahkeme Başkanı Özese, davada 275 sanık yargılandığını esas hakkındaki savunmaların ortalama 500 saat kadar tutacağını söyledi.

AVUKATLAR SALONU TERK ETTİ

Bu sırada ayağa kalkan tutuklu sanık Mehmet Demirtaş, "Kararı okuyun kararı" diye bağırdı. Mahkeme Başkanı Özese de, "Öyle bir karar yok. Gördüğünüz karar varsa bize de gösterin" dedi. "Cübbemin bir şerefi var. Bunu kanunsuzluğa ve hukuksuzluğa alet ettirmem" diyen Avukat Vural Ergül de avukatları salonu terk etmeye davet etti. Bu sırada kendilerine söz verilmeyen yaklaşık 20 avukatta duruşma salonunu terk etti. Bu sırada izleyiciler de salondan ayrılan avukatları alkışladı.

SANIKLAR DA SALONU TERK ETMEK İSTEDİ İZİN VERİLMEDİ

Avukatların salonu terk etmesinin ardından aralarında Oktay Yıldırım’ın da bulunduğu bazı sanıklar salondan ayrılmak istedi. Mahkeme Başkanı Özese, jandarmaya talimat vererek salondan sanıkların çıkarılmamasını istedi. Başkan Özese, "Sizi buraya, dinleyin diye getirdik" dedi. Tutuklu sanık Oktay Yıldırım da ,"Lavaboya gideceğim" demesi üzerine Mahkeme Başkanı Özese de "İzin vermiyorum" diye cevap verdi. Veli Küçük ve Mustafa Balbay’ın da aralarında bulunduğu bazı sanıklar konuşmak için söz isterken Mahkeme Başkanı Özese, "Duruşmayı engelliyorsunuz. Duruşmayı engellemeyin. Veli Bey söz hakkı vermiyorum" diye cevap verdi.

Duruşma tutuklu sanık Oğuz Bulut esas hakkındaki savunmasını yapması ile devam ediyor. Öte yandan duruşmada sadece tutuklu sanık Oğuz Bulut’un avukatı ve barodan bir gözlemci avukat bulunuyor.

ERGENEKON DAVASI'NA BAKAN AVUKATLARDAN AÇIKLAMA

Ergenekon Davası'nda mahkeme heyetinin, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmaları için kendilerine ve sanıklara tanınan süreye itiraz eden avukatlar basın açıklaması yaptı. Duruşma salonu önünde yapılan basın açıklamasında konuşan avukatı İlkay Sezer, mahkeme başkanının 2 bin 271 sayfalık mütalaaya karşı sanık ve avukatların savunma süreleri ile ilgili bir açıklamada bulunduğunu belirterek, "Örgüt yöneticiliği iddiasıyla iligili yargılanan sanıklara ve avukatlar 2 saat toplam, diğerlerine ise avukatlarıyla birlikte 1 saalik süre verildiğini belirtti. Bu uygulama, bu karar kabul edilemez. Bu savunmaya 'Konuşma ben kararımı verdim" demekten başka birşey değildir. Bu uygulamanın gerçekleşmesiyle birkaç hafta sonra burada karar verilecektir. Görünen odur. 280 sanık bir - iki saat konuşsa deniliyor. Ancak burada tutuksuz olan 200'ü aşkın sanığın gelip savunma yapacağı ya da kendileri uzun süre savunacağı dair bir tezini kabul etmek mümkün değildir" dedi.

"ŞAHSIM ADIMA BU UYGULAMAYI KABUL ETMİYORUM, REDDEDİYORUM"

Tutuklu sanıklara ağır cezalar istendiğini ve eski ceza kanuna göre idamla cezalandırılması talep edildiğini ifade eden Sezer, "Savcının mütalaayı okuması bile saatler sürdü ki, o özetiydi. Mütalaanın tamamına vakıf olmamış, onu daha inceleyememiş, savunma için süre talep eden sanıkların bütün bu telaplerinin reddedilerek çok kısa sürelerle 1-2 saat gibi sürelerle kendilerini savunmalarını beklemek burada şekli bir yargılamanın ötesine geçmez. Onun için biz bu uygulamayı kabul edilebilir görmüyoruz. Bu uygulama yasaların herhangi bir şekilde tanıdığı hak verdiği bir uygulama değildir. Yasal hukuki hiç bir tarafı yoktur bu uygulamanın. Ben şahsım adıma bu uygulamayı kabul etmiyorum, reddediyorum" diye konuştu.

"HİÇBİR HALDE CÜBBEMİ BURADAKİ KANUNSUZLUĞA ALET ETMEM"

Avukat Vural Ergül, "Türk hukuk tarihinde bugüne değin ne sıkıyönetim mahkemelerinde, ne devlet güvenlik mahkemelerinde ne de Engizisyon Mahkemeleri'nde yahut savaş hali mahkemelerinde sanığın savunmasının böylesine adalettten, insaftan, izandan akıldan yoksun bir şekilde kısıtlandığı başkaca bir uygulama söz konusu değil. Büyük zorluklarla avukatlık görevimizi yerine getirmeye gayet gösterdik. Tarihe düşecek savunmalarımızı Türk milleti önünde kayda geçirmek üzere hazır bulunuyoruz. Mahkemenin yasaya aykırı biçimde, suç oluşturur biçimde sanıkların ve avukatlarının savunmaları sınırlamasıyla bu imkan elimizden alınmış oluyor. Ben taşımaktan gurur duyduğum avukatlık cübbeme olan bağlılığım ve saygım nedeniyle mahkemenin güya 'Savuma yapıldı da kararı ona göre adilene verdik' demesi için fon olarak kullanılmasına imkan tanımam bu süretle asla avukatlık görevime devam ettirmem. Bunu tarihe not düşmek üzere burada kaydediyorum. Bu koşullarda avukata bırakılan yegane seçenek avukatın görevinden istifası, bu hukuksuzluğa, bu kanunsuzluğa mesleğin cübbesini alet etmemesidir. Hiçbir halde cübbemi buradaki kanunsuzluğa alet etmem. İstifa ederim" dedi.

"MAHKEME SAVUNMALARA DA SÖZ VERMEK ZORUNDA, HAK VERMEK ZORUNDA"

Zeynep Küçük de, mahkemenin sanıklara ve avukatlara tanıdığı süreyi eleştirerek, tanıklarının yüzde 80'nin dinlenmediğini ancak iddia makamının bütün tanıklarının dinlendiğini söyledi.

Avukat Demet Reçber ise, "Süreye itiraz ettiğimizde zaman mahkeme başkanı sanıkların sayısının çok olduğunu dolayısıyla süre konusunda sınırlama getirdiklerini belirtti. 23 tane iddianameyi bu mahkeme birleştirdi, milyon sayfa evrakları bu mahkeme talep etti, 2 bin 271 sayfalık mütalaayı bu mahkeme kabul etti. Dolayısıyla adil yargılama yaptığını iddia eden bir mahkeme, savunmalara da söz vermek zorunda, hak vermek zorunda. Aksi halde burada "Sanıklara ve savunmalara savunmanızı kabul etmiyoruz, bizim kararımız zaten hazır' demektir. Siyasi dava olduğunun kanıtıdır bu süre sınırlaması" diye konuştu.





Serpil KIRKESER/İSTANBUL (DHA)