İZMİR’in Ergenekon’u olarak anılan 79’u tutuklu 357 sanıklı şantaj ve fişleme çetesi davasında avukatlar tartaklandı. Bazılarının cübbeleri yırtıldı. Dava için İzmir Adliyesi’nde büyük salon bulunamayınca duruşmanın İzmir Adliyesi Sosyal Tesisler Konferans Salonu’nda yapılması kararlaştırılmıştı. Salon kısa sürede 400 kişilik bir mahkeme salonuna dönüştürüldü ancak bu çaptaki bir dava için yetersizdi. Mahkeme heyeti, sadece listede isimleri yazılı olanları salona alacağını duyurdu. Tutuksuz yargılanan bazı sanıkların isimlerinin veri tabanında yer almaması zaman zaman tartışmalara yol açtı. Kimlik kontrolü nedeniyle girişte uzun kuyruklar oluştu. Duruşma salonunun önünde polislerle avukatlar arasında tartıştı. Bazı avukatlar tartaklandı. Sanık avukatları bir ara “meslektaşlarımıza gaz sıkıyorlar” diyerek salonu terk etti. İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş ve yönetim kurulu üyeleri arama notkasına gelip incelemelerde bulundu. Pekdaş, yargılamanın adil yapılmadığını söyledi. Duruşma karışıklık nedeniyle 1.5 saat gecikmeyle 10.30’da başlayabildi.

GAZLA TEHDİT

Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu sözcüsü Avukat İrfan Koçana, davayı izlemek isteyen 2 avukatın polislerce engellendiğini ve dövüldüğünü öne sürdü. Koçana “Savunma hakkı hiçe sayılıyor, savunmanın olmadığı bir yerde yargılama yoktur. Meslektaşımız Bülent Karagöz biber gazıyla tehdit edildi, Nuriye Kadan’ın avukatlık cübbesi yırtıldı” dedi. Duruşma salonuna girerken arbede yaşandığını söyleyen Bülent Karagöz ise salona mahkemenin belirlediği meslektaşları dışında avukat alınmamasına tepki gösterdi. Avukat Nuriye Kadan da polisin kendisini çekmesi sonucu yırtıldığını belirttiği cübbesini gösterdi. Duruşma başlamadan önce avukatlar sanıklarla görüşmek istedi ancak jandarmalar izin vermek istemedi. Bu nedenle avukatlarla jandarmalar arasında tartışma çıktı. Sanıklar da avukatlarına alkışlarla destek oldu. Duruşma başlamadan önce jandarma, sanıkları sadece mahkemenin vereceği aralarda ihtiyaçlarını gidermeleri konusunda uyardı.

CHP’DEN 9 VEKİL

Duruşma salonunda CHP milletvekilleri Mustafa Moroğlu, Erdal Aksünger, Musa Çam, Alaattin Yüksel, Hülya Güven, İlhan Cihaner, Nurettin Demir, Tufan Köse, Özgür Özen de vardı. Girişte milletvekilleri adına açıklama yapan Özen, şöyle konuştu: “Bu davanın bir son hesaplaşma, kapanış davası olarak görüldüğünü düşünüyoruz. Bu davadaki 350 sanığı 90’a yakın tutukluya ve genişleme alanına bakılarak, içinde ismi geçen 3 bin 500 bürokrata bakılarak bu davanın diğer siyasi davalarla ortak bir kesişiminin olmaması artık Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat, tutuklu öğrenciler ve avukatlar davalarıyla erişilemeyenlere erişilmekle ilgili bir adım olarak görüyoruz. Henüz özel yetkili mahkemelerinin elinin değmediği herkesin de tehdit altında olduğunu görüyoruz.” 

SPİKERLER YEMİN ETTİ

Davada bir ilk yaşandı. Daha önce Ergenekon ve Balyoz davalarında da iddianame okutturulan TRT spikerleri, ilk kez, “Metni düzgün ve itina ile okuyacağıma yemin ederim” diyerek yemin ettiler. İlk duruşma saat 17.50’de sona erdi. Günde 100 sayfa okunarak 20 günde iddianamenin tamamının okunmasının planlandığı kaydedildi. Duruşma salonundan çıkarılan sanıklarla yakınları birbirlerine sarılıp gözyaşı döktü.

1500 polisle abluka

İşçi Partisi ve Türkiye Gençlik Birliği (TGB) günler öncesinden sosyal medya ve afişlerle ‘İzmir ordusuna sahip çıkıyor’ başlığıyla duyurular yaparak, herkesi davanın görüleceği İzmir Adliyesi’ne çağırdı. 1500 polis bir gün önceden adliye çevresinde güvenlik önlemi alırken, bariyerler, tel örgüler yerleştirildi. Yaklaşık 2 bin kişi de ellerinde Türk bayrakları ve İşçi Partisi bayraklarıyla adliye önünde toplanıp sloganlar atarak davayı protesto etti. İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay da güvenlik önlemlerini yerinde izledi. Polis İzmir Adliyesi’nin çevresini geceden kuşattı. Adliyeye çıkan yollara araç park ettirilmedi.

Gazetecileri mahkeme seçti

TÜRKİYE Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, davayı izleyecek basın kuruluşlarının mahkeme heyetince belirlendiğini belirterek şunları söyledi: “İzmir’de yayın yapan yerel medya başta olmak üzere diğer gazete, televizyon ve haber portallarının yok sayılarak yalnızca 10 basın kuruluşu temsilcisinin izlemesine izin verilen bu dava, daha başlar başlamaz ‘aleniyet’ ilkesinden yoksun olarak, halkın haber alma hakkına engel konularak başlamıştır. Dava halka açık olmalıdır, gazetecilere daha da açık olmalıdır.”

Her türlü hakkı saklıdır.

HÜRRİYET