Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Birinci Bölüm
Başvuru Numarası: 2016/8660 Karar Tarihi: 28.06.2016

I. BAŞVURUNUN KONUSU

Başvuru, dört aylık ve iki yaşında iki çocukla birlikte ceza infaz kurumunda sağlıklı olmayan koşullarda tutulmanın işkence ve eziyet yasağına aykırı olduğu iddialarına ilişkindir.Başvurucu, cezasının infazının ertelenmesi konusunda tedbir kararı verilmesini talep etmektedir.

II.OLAYLAR
Başvurucu, 1988 doğumlu olup hâlen 2014 ve 2016 doğumlu iki çocuğuyla birlikte Diyarbakır E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) hükümlü olarak bulunmaktadır.

Başvurucu hakkında çeşitli suçlardan kesinleşmiş on iki mahkûmiyet hükmü (23 Yıl 68 Ay 70 Gün hapis cezası) bulunmaktadır. Başvurucu, 15/4/2014 tarihinde hükümlü olarak bulunduğu ceza infaz kurumundan -gebe olması nedeniyle- cezasının infazına ara verilerek tahliye edilmiş; ancak ara verme kararına uymayarak teslim olması gereken 1/7/2014 tarihinde ceza infaz kurumuna geri dönmemiştir.

Cumhuriyet Başsavcılığının 23/3/2016 tarihli ve 2016/7-1176 İlamat sayılı kararıyla “hükümlünün resmi olarak evli olmadığı, çocuğun sözlü beyana göre kayıt edildiği, hükümlünün gebeliği infazdan kaçmak için kullandığı, infaza ara verme kararına daha önceden uymadığı, hakkında kesinleşmiş 21 Yıl 65 Ay 7 Gün hapis cezası bulunduğu, eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılanlardan olduğu” gerekçesiyle infazın ertelenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.

Anılan karara karşı başvurucu tarafından yapılan itiraz, Diyarbakır İnfaz Hâkimliğince “infazın ötelenmesi mahiyetindeki kararların tamamen Cumhuriyet savcısının takdir yetkisinde olduğu” gerekçesiyle reddedilmiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi" kenar başlıklı 16. maddesinin ilgili bölümleri şöyledir:

“(4) Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır. Çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa, doğumdan itibaren iki ay geçince ceza infaz olunur.

(5) (Ek: 24/1/2013-6411/3 md.) Kapalı ceza infaz kurumuna girdikten sonra gebe kalanlardan koşullu salıverilmesine altı yıldan fazla süre kalanlar ile eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılanlar hakkında dördüncü fıkra hükümleri uygulanmaz.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. Başvurucunun İddiaları

Başvurucu, çocuklarıyla birlikte sağlıklı olmayan bir ortamda tutulmasının kendisinden ziyade çocuklarının cezalandırılması anlamına geldiğini, ulusal ve uluslararası mevzuatta çocuğun yüksek menfaatlerini gözeten hükümler bulunmasına rağmen infazın ertelenmesine karar verilmediğini belirterek Anayasa’nın 20. ve 41. maddelerinde güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş; cezasının infazının ertelenmesi konusunda tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme

Somut olayda başvurucu, dört aylık ve iki yaşında iki çocuğuyla birlikte ceza infaz kurumunda sağlıklı olmayan koşullarda tutulduğunu, mevzuatta açık hüküm bulunmasına rağmen cezasının infazına ara verilmediğini ileri sürmektedir. Nitekim Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan yazıda da başvurucunun tutulduğu koşulların çocukların gelişimleri ve yaşamları için yeterli olmadığı açıkça belirtilmiştir (bkz. § 19). Bununla birlikte başvurucunun infaza ara verme kararına uygun hareket etmediği, eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılanlardan olduğu gerekçesiyle cezasının infazının ertelenmesi yönündeki talebinin 5275 sayılı Kanun’un 16. maddesinin (5) numaralı fıkrası uyarınca reddedildiği görülmektedir (bkz. § 12).

Ceza infaz kurumunun fiziki koşullarının çocukların gelişimi ve yaşamı için yeterli olmadığı konusunda başvurucu ve kamu makamları arasında bir ihtilaf bulunmaması nedeniyle (bkz. § 19) bu konuda ayrıca bir değerlendirme yapılmasına gerek duyulmamıştır. Başvurucunun iki yaşındaki çocuğu ve özellikle de dört aylık bebeğiyle birlikte kapasitesinin üzerinde hükümlünün bulunduğu ve yeterli imkânları bulunmayan bir ceza infaz kurumunda tutulmaya devam etmesi, gerek başvurucunun gerekse çocuklarının “maddi ve manevi bütünlüğü” bakımından ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Dolayısıyla kamu makamlarının başvurucunun kişisel durumuna da dikkate alarak çocukların hak ve yüksek menfaatlerinin korunması konusunda uygun tedbirleri alması gerekmektedir. Ancak alınacak bu tedbirlerin ne şekilde olması gerektiğine ilişkin (tutma koşullarının iyileştirilmesi, infazın ertelenmesi ya da başkaca alternatifler üretilmesi) takdir yetkisi kamu makamlarına aittir.

Bu nedenle, cezanın infazına ilişkin süreçte tutma koşullarının yeterli olmaması nedeniyle başvurucunun ve çocuklarının “maddi ve manevi bütünlüğü” bakımından oluşan tehlikenin ortadan kaldırılması konusunda derhâl gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle Tedbir talebinin kabulüne 28/6/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. Danıştay