ANKARA - CHP, Yargıtay ile Danıştayda daire ve üye sayısını artıran ''Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun''un bazı hükümlerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, başvuru dilekçesini Anayasa Mahkemesi'ne sunduktan sonra yaptığı açıklamada, iptal dilekçesinin iki konuyu kapsadığını, ilk konunun reddi hakim talebine ilişkin olduğunu söyledi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın iptali istenen yasanın tasarı hali aşamasında hükümetten yana görüş beyan ettiğini, görüşünde yüksek yargıyı ''uyumakla'' suçladığını anımsatan Hamzaçebi, Kılıç'ın hükümetten yana tavır sergilediğini, siyasi içerikli mesaj verdiğini savundu.

Kılıç'ın sözlerinin, mahkemenin ve kendisinin tarafsızlığına gölge düşürdüğünü, mahkemeyi zan altında bıraktığını öne süren Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi kuruluş kanununa ve iç tüzüğüne göre Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerinin mahkemenin gündemine gelmesi muhtemel olan güncel konular hakkında görüş beyan edemeyeceklerini, başkan ve üyelerin kanaat belirttikleri konuların yargılamasına katılamayacaklarını ifade etti.

Hamzaçebi, şunları kaydetti:

''Anayasa Mahkemesi Başkanı siyasi bir mesaj vermek suretiyle tarafsız olmadığını tam tersine hükümetin tasarısından yana olduğunu açık bir şekilde ifade etmiştir. Biz demokraside herkesin görüşünü ifade etmesinden yanayız. Yüksek yargı da görüşünü ifade edebilir ancak Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerinin hükümet tasarılarıyla ilgili olarak görüş beyan etmesini yasaklayan hükümler karşısında onların susması gerekir. Onlar görüşlerini ancak davanın görülmesi sırasında ifade edebilirler. Bu nedenle Sayın Başkan'ın bu davaya katılmaması yönündeki, reddi hakim talebini dilekçemizde ilettik.''

Hamzaçebi, yüksek yargıyı yeniden yapılandıran ve çeşitli kanunlarda değişiklik yapan yasanın bazı maddelerinin de Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri sürerek, yapılan düzenlemelerin hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu söyledi.

Düzenlemeyle hukuk güvenliğinin açık bir şekilde ihlal edildiğini, yüksek yargı organlarındaki dairelerin kaç üyeden oluşacağı, dairelerin görev alanlarının ne olacağı konusunun başkanların takdirine bırakıldığını ve bu durumun doğru olmadığını savunan Hamzaçebi, yapılan düzenlemeyle vatandaşların hak arama hürriyetinin de ihlal edildiğini öne sürdü.

Yapılan yasal düzenlemeyle hakim ve savcıların yapmış oldukları işlemler veya davalarla ilgili aldıkları kararlara ilişkin olarak hakimler ve savcılar aleyhine kişisel kusur, haksız fiil gibi nedenlerden dolayı dava açılamayacağını da belirten Hamzaçebi, ''Hakimin kişisel kusuru veya haksız fiili nedeniyle vatandaş hakim yerine devlete dava açacaksa, yasayla davanın tarafı değiştiriliyorsa ortada ciddi bir durum var demektir. Bu hukuk devletinin zedelenmesi, hak arama hürriyetinin ortadan kaldırılması demektir. Vatandaşın karşısına davalı olarak devletin çıkması vatandaşa baskı uygulamak demektir, hak arama hürriyetinin kanunla sınırlanacağı gibi bir düzenleme de Anayasa'da yoktur'' diye konuştu. Hamzaçebi, RTÜK ve ÖSYM'nin yeniden düzenlenmesine ilişkin yasalara karşı da yürütmeyi durdurma ve iptal başvuruları hakkında çalışmaların devam ettiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

''RTÜK ve ÖSYM'de de ciddi anayasal sorunlar var. ÖSYM tasarısı ihtiyaçlara uygun bir düzenleme getirmemektedir, hükümetin ihtiyaçları karşılanmıştır. Bugün iptali istenen yasada da yüksek yargının ihtiyaçları hareket noktası olmamıştır, hükümetin yargıya hakim olma yönündeki ihtiyacı bu yasaya yansımıştır. Anayasamız kuvvetler ayrılığı ilkesine sahiptir. Kuvvetler ayrılığı varsa hukuk devleti var demektir, oysa yüksek yargıyı düzenleyen yasa hükümet tarafından hazırlanıp, getirilmiştir. Hazırlanış şekliyle kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran bir tasarıdır.

Anayasa Mahkemesi’nin Sayın Başkanı'nın reddi hakim talebi karşısında ne tavır takınacağını merak ediyoruz, açık şekilde Anayasa Mahkemesi kuruluş kanunu, iç tüzüğü ihlal edilmiştir. Siyasi demeçlerini, davranışlarını bu davada da gösterecek midir, yakinen takip edeceğiz.''

Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi'nin taleplerini reddetmesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurup başvurmayacakları sorusu üzerine de ''Bu ayrı bir konu Anayasa Mahkemesi kararını versin, bu iç hukukumuzu ilgilendiren bir konudur. Değerlendiririz, gerekenler yapılır'' yanıtını verdi.



AA