Adliye kantinlerinin 10 milyon 643 bin Türk lirasına, çay bölümlerinin 916 bin Türk lirasına ihale edildiği belirtildi. Avukatların ilk tepkisi baronun baro odalarında avukatlara ücretsiz sunduğu su hizmetlerinin yasaklanmasına karşı oldu. Adliye yetkilileri “ suyu adliye işletmelerini devralan işletmecilerin satacağı, baronun avukatlara ücretsiz su veremeyeceğini” ileri sürerek baro odalarında ücretsiz su servisi yapılmasına yasak koydular. Bu uygulamaya karşı avukatlar tepki gösterdiler ve baro yönetimi çetin bir mücadeleden sonra baro odalarında yeniden ücretsiz su servisine izin verildi.
AVUKATLARIN ARANMASINA TEPKİ
Avukatların diğer önemli bir tepkisi avukatların aranmasına karşı oldu. Avukatlar adliyeye girerken çantalarını Xray cihazına koymaya zorlanıyor ve geçişte ses çıkarsa üzerlerinde bulunanları cihaza koymaya zorlanıyorlar. Avukatlar eğer baro kartını okutarak giriş yaparlarsa bu kez çanlarını cihaz koymaya zorlanmıyorlar. Durakoğlu “bu uygulamanın saçma olduğunu savunarak mücadeleye devam edeceklerini” söyledi.
Konuşmacılar Av. Kazım Kolcuoğlu ve Av. Hüseyin ÖZbek, Cumhuriyetin ciddi tehlikelerle karşı karşıya olduğunu vurguladılar.
Av. Abdurrahman Bayramoğlu yaptığı konuşmada “ Adliyelerin bir alışveriş merkezi olarak işletilmesinin kapitalist sistemin doğasından kaynaklandığını, yönetimin bu uygulmayı değiştirmeyeceğini.” İleri sürerek, buna rağmen mücadelenin sürdürülmesinden yana olduğunu söyledi.
Av. Aili Riza Dizdar, yargıdaki aksaklıklara, özellikle özel yetkili ağır ceza mahkemelerine değindi ve “Silivri Platformuna destek verilmesi gerektiğini “ vurguladı.
MÜŞÜR KAYA CANPOLAT EMEKÇİLERİN ÖRGÜTLERİYLE DGM’LERİ EZDİK
İstanbul Barosunun duayenlerinden Av. Müşür Kaya Canpolat yaptığı konuşmada Özel yetkili ağır ceza mahkemelerine değindi. Üstad, duayen Canpolat şöyle devam etti:
“Emekçilerle birlikte DGM leri ezdik, özel yetkili ağır ceza mahkemeleri de ortak mücadele ile kaldırılmalı.”
Müşir Kaya Canpolat 12 Mart döneminde yaşanan Remzi Şirin olayını anlattı ve o zaman “Remzi Şirin’i yalnız bırakmadık”, dedi.
Remzi Şirin 12 Mart döneminde İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu sıkıyönetim mahkemesi’nin kidemli hakimi idi. Remzi Şirin idamlara karşı çıktığı için Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu mahkemeyi lağetmişti.  Canpolat şöyle devam etti “ o günün basını bu olaya yer vermedi. Biz  Ankara’da yayınlanan Yeni Gün Gazetesinde olayı haber yaptırdık ve gazeteleri Remzi Şirin’e götürdük. Remzi Şirin’e arkadaşları yalnız bırakıldık diyordu. Remzi Şirin Gazeteleri görünce arkadaşlarına seslendi ve bakın bizi haber yapmışlar yalnız değiliz.” dedi.

Canpolat, Köksal Şengün’e destek verilemediğini söyledi.

Remzi Şirin olayı yıllar sonra basında yer aldı. Olayı okumak için tıklayınız.
Köksak Şengün olayı için burayı tıklayınız.