Antalya- CHP Antalya İl Başkanlığınca Muratpaşa Belediyesi Salonu'nda düzenlenen toplantıda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi kuranların, Cumhuriyeti ilan etmek ve demokrasiyi getirmek hedeflerine kilitlendiklerini söyledi. Cumhuriyetin her yıl yürekten kutlandığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, demokrasi konusunda da çok önemli adımlar atıldığını, ancak son günlerde geriye gidiş başladığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, TBMM İdare Amiri Salim Uslu'nun, CHP Milletvekili Kamer Genç'e Meclis'teki davranışını eleştirerek, şu görüşleri dile getirdi:

''Bu nasıl bir demokratik anlayıştır. Vatandaşın kürsüsünde, vatandaşın seçtiği milletvekili konuşturulmuyor. O, konuşmaya devam ediyor. Sesi kesilmiş, vatandaş duymuyor sesi ama Meclis'i yöneten arkadaş, AKP İdare Amiri'ni göreve davet ediyor. 'Gel bunu sustur' diyor. Kabadayı pozuyla geliyor. Eski bir sendikacı. Biz onu çok iyi biliriz. Ne olduğunu da çok iyi biliriz. İşçinin parasıyla lüks Mercedes'e binmek milletvekili dövmeye benzemez. Onun arkasında nelerin olduğunu da çok iyi biliriz. İşçinin alın teriyle altına lüks araçlar alacaksın, sendikana gideceksin, devletin bankasından ucuz kredi alacaksın... Daha bunların hesabını sormadık, soracağız. Sonra kalkacaksın milletvekilini itekleyeceksin, dövmeye kalkacaksın. Ne adına? İleri demokrasi adına. Sevsinler sizin ileri demokrasinizi...

Kınama cezası isteniyor. Bir milletvekili böyle kürsünden apar topar, paldır küldür iteklenerek susturulamaz. Bunu yapan kişiye yaptırım uygulanması lazım. Meclis Başkanı oya sunuyor. Yine AKP'lilerin oylarıyla reddediliyor. Bunun adı nedir biliyor musunuz? Çoğunluk diktatörlüğüdür. O diktatörlüğü başınıza yıkacağız. AKP milletvekili arkadaşlara sesleniyorum. Elinizi vicdanınıza koyun bir düşünün, bir milletvekilinin konuşmasını beğenmeyebilirsiniz, eleştirisine tahammül edemeyebilirsiniz, ama bir milletvekiline kürsü yasağı getirmeyi, onu kürsüden şiddetle, cebirle uzaklaştırmayı içinize sindiriyorsanız, söyleyecek hiçbir şeyim yok. Ama içinize sindirmiyorsanız o zaman siz de buna tepkinizi koyun.''

Kemal Kılıçdaroğlu, her ülkede iktidar olduğunu, ancak sadece demokrasilerde muhalefet bulunduğunu belirterek, ''Her türlü baskıyı, şiddeti uyguluyorsunuz, milletvekillerini konuşturmuyorsunuz. Eğer böyle bir yolu açarsanız bu yolun sonu toplumda ciddi iç çekişmeler getirir. Biz demokrasiyi kurallarına göre oynamak istiyoruz'' diye konuştu.
 

Avrupalı parlamenterlere eleştiri

Avrupa Parlamentosu'ndan bir grup milletvekilinin kendisini ziyaret ettiğini ve ''Türkiye ile ilgili ne yapacaksınız, neler var Türkiye'de, demokrasi nasıl işliyor?'' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, bu milletvekillerine ''Eğer demokrasi kötü işliyorsa bunun sorumlusu sizsiniz'' dediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Buradan da söylüyorum, herkesin önünde söylüyorum. Referanduma destek verdiler, anayasayı değiştirdiler, yargıyı siyasalaştırdılar, şimdi otursunlar ellerine kına yaksınlar. (Türkiye'de demokrasi var mı, yok mu diye soruyorlar)'' dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, tüm CHP'li belediyeler ve parti teşkilatlarının ilk günden itibaren deprem bölgesinde yurttaşların yardımına koştuğunu anlattı. Kılıçdaroğlu, ''Bir vatandaşımızın burnu kanasa, unutmasın bütün vatandaşlarım CHP orada olacaktır. Bütün mütedeyyin insanlarıma sesleniyorum. AKP'nin dini istismar ettiğini çok iyi biliniz. Din gibi kutsal bir alan siyasete konu olmaz. Hiç kimsenin inancına karışmayız, herkese saygı gösteririz. Siyaset farklıdır, inanç farklıdır. İnanç tartışılmaz. O açıdan bakın Van'da ve Erciş'te neler yapılıyor, bakın kararınızı ona göre verin'' diye konuştu.
 

Kabe'deki revaklar

Kabe'nin etrafında Osmanlı döneminden kalma tarihi revaklar bulunduğunu ve bunların yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, hükümetten buna yönelik hiçbir uyarı gelmediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, ''Bütün mütedeyyin vatandaşlarıma sesleniyorum. Kabe'nin etrafında yapılan Osmanlı eserleri ve diğer tarihi eserler sadece bir ülkenin iç sorunu değildir. Dünyanın sorunudur. Tarihi yok etmek insanlık suçudur. Ey Recep Tayyip Erdoğan, olaya müdahale et. O tarihi eserler yıkılmasın. Yıkılırsa sorumlusu sensin. Başka kimse değildir. Madem dostsun, akrabasınız, o tarihi eserlerin yıkılmaması lazım. Bizim kültürümüzün dünya kültürünü bir parçasıdır'' dedi.

 

''Silivri toplama kampı''

Kemal Kılıçdaroğlu, Kurban Bayramı'nın 4. günü Silivri'ye gittiğini de anlattı. Silivri'de ''bir adalet tiyatrosu oynandığını'' söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Onun için adına Silivri Toplama Kampı diyorum. O toplama kampındaki insanlar neyle suçlandığını bilmiyorlar. Hepsi de şikayetçi. (Yargılanalım, aklanmak istiyoruz) diyorlar. Ama toplama kampında tarafsızlığını yitirmiş yargıçlar görev yapıyor'' dedi.

Salonda bulunan bir kişinin, ''Bunlar seçimle gitmeyecekler'' sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, ''Biz demokratik yollardan her türlü mücadeleyi yapacağız. Halkı ikna edeceğiz. Halkı yanımıza alacağız. Bütün mesele biz halka güven vermek durumundayız. Onun yolu hep beraber çalışmaktan geçer. Onun yolu, masalarda oturup vatan kurtarmaktan değil, kahvede, tarlada, fabrikada çalışarak halkı aydınlatmaktan geçer'' dedi.