"Herhangi bir milletvekilinin TRT veya herhangi bir kuruma yönelik eleştirileri olabilir. Siyasetçinin görevi Meclis’te bunları gündeme getirmektir. Var olan sorularını hükümete sormaktır. Bu bir denetim görevidir ve denetim görevinin ne şekilde yapılacağı Meclis İçtüzüğü’nün 96. ve sonrasındaki maddelerinde belirtilmiştir. Milletvekilinin var olan eleştirilerini gidip atanmışlara sorması denetim faaliyeti değildir.

"BU MU SİZİN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜZ?"

Allah aşkına bir milletvekilinin, bir Grup Başkanvekilinin böylesine bir şekilde hareket etmesi, Genel Müdür’ün odasını basması, kapıyı kırmakla tehdit etmesi dünyanın neresinde görülmüş? Bizler, siyasetçiler olarak toplumsal sorumluluk sahibi insanlarız. Herkesten daha fazla hareketlerimize dikkat etmeli, nezaket sınırları içerisinde davranmalıyız. Bırakın bir milletvekilini sokaktaki, dağ başındaki bir insan bile bu şekilde hareket edemez. Bakınız, bu olay aynı zamanda haneye tecavüzdür. Odanın sahibi Genel Müdür yokken, odanın kapısını kırmak tehdidiyle saldırgan grup odaya girmek istemektedir. Bir Genel Başkan Yardımcıları beğenmedikleri medya organlarına seçim sabahı el koyacaklarını söyler, bir Grup Başkanvekili kanal basar. CHP, her gün medyada, Meclis’te basın özgürlüğünden bahsediyor. Basın özgürlüğünden anladıkları şey, devletin itibarlı bir kurumunu basıp, Genel Müdür’ün odasını işgal etmek mi? Milletimizin uzun yıllardır CHP’yi iktidara getirmemesinin nedeninin en net fotoğrafı da bu olay olmuştur"

Kaynak: HABER7.COM