Yargıtay, Meclis Adalet Komisyonu’nda tartışılan, ‘anadilde savunma hakkı’ tasarısının mevcut düzenlemeden daha geri olduğunu ifade etti ve bu şekliyle yasalaşması durumunda Türkiye ’nin,Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından tazminata mahkûm edilebileceği uyarısında bulundu. 
Adalet Komisyonu’nda “anadilde savunma hakkı” olarak bilinen tasarının görüşmeleri devam ediyor.CHP ve MHP düzenlemeye karşı sert muhalefetini dünkü görüşmelerde de sürdürürken. Yargıtay’ın tasarıyla ilgili değerlendirmesi dikkat çekti. 
Komisyonda söz alan Yargıtay Hâkimi Kemalettin Eren, anadilinde savunma yapmak isteyen sanığın, il adli yargı adalet komisyonu listesinden tercüman seçmesinin doğru olmayacağını ifade ederek, “Sanığın, tercümanın ücretini kendisinin karşılaması da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ’ne aykırı. Eğer tasarı böyle geçerse, kendi elimizle AİHM’de boşu boşuna tazminat ödemek zorunda kalırız” uyarısında bulundu. Eren, AİHS’nin 6. maddesinin 3/e bendindeki, “Duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından meccanen faydalanmak... haklarına sahiptir” düzenlemesine paralel olarak, CMK’da da “Tercüman Bulundurulacak Haller” ve “Yargılama Giderleri” hükümleri bulunduğunu belirterek, “Halen yürürlükte olan CMK AİHS ile uyumludur ve bugüne kadar AİHM’de aleyhimize verilmiş bir karar yoktur. Değiştirilmesine gerek bulunmadığı düşünülmektedir. Ancak AİHS, insan hakları konusunda asgari hakları düzenlediğinden ülkelerin bunun ilerisinde düzenlemeler yapması AİHS’ye aykırı değildir ve bu husus yasa koyucunun takdirindedir” dedi. 
‘Son savunma’ uyarısı 

Eren, tasarıda yer alan, kovuşturma aşamasında sanığa sadece iki yerde anadilde savunma hakkı tanınmasına rağmen doğrudan soru sorma, okunan belgelere ve dinlenen kişilerin beyanlarına karşı diyeceklerinin sorulması gibi aşamalarda bu imkânın tanınmamasının çelişki yaratacağını da ifade etti ve sanığın sadece son savunmasında kendisini daha iyi ifade edebileceği dilde savunma hakkının verilmesinin yeterli olacağını anlattı. Eren ayrıca, tasarıdaki “Esas hakkındaki mütalaanın verilmesi” ifadesinin isabetli olmadığını savunurken, “Bu şekilde yasalaşırsa sadece savcının olduğu mahkemelerde sanık son savunmasını istediği dilde yapabilecek. Bunun dışındaki davalarda ise sadece iddianamenin okunmasından sonra yapabilecektir. O nedenle tasarıya bunun yerine ‘son savunmasının yapılması’ ifadesinin eklenmesinin daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz” dedi. 
‘Tercümanı devlet ödesin’ 

Eren, sanığın tercüman ücretini kendisinin vermesine yönelik ifadenin de değiştirilmesini isteyerek, “AİHS’ye aykırı olduğunu düşünüyoruz. Bunun ücretinin devlet tarafından karşılanması gerekir. Aksi halde şu anda AİHS’ye uygun olan düzenlememizi aykırı bir hale getiririz ve bundan dolayı tazminata mahkûm oluruz” uyarısında bulundu.
RİFAT BAŞARAN - [email protected] / Arşivi