Bu yazı iktidara ve rte’ye yardımcı olmak için hazırlandı.
İhanet ediyorum ve direnişin liderini açıklıyorum;
Kardeşlerimden özür dilerim.

Bdp başkanı Selahattin Demirtaş dedi ki “bizim tabanımız ne yaptığını
bilir, ırkçılarla, ulusalcılarla beraber eylem yapmaz.”
  Desteğe herkesten önce Bdp İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder
geldi. Kepçenin önünde durdu, yerlerde sürüklendi.
Bu direnişin lideri odur.

*

Bahçeli “polisi suçlamayın” falan filan diye geveledi.
  Bu esnada gezi parkı’nda direnen ülkücüler namaz kılarken, direnişin
geri kalanı Onları polisten koruyordu.
Bu direnişin lideri onlardır.

*

Kılıçdaroğlu cumartesi günü yapacağı parti mitingini iptal etti;
milletvekilleriyle birlikte bayraksız, rozetsiz gezi parkına direnişe
katıldılar.
  “biz bu eyleme parti olarak değil birey olarak katılıyoruz, bu
örgütsüz bir eylemdir” dedi.
Bu direnişin lideridirler.

Gümüşsuyu Askeri Hastanesi’nde bir er gördük.
Polis mezalimindan yüreyecek hali kalmayan direnişçilere gaz maskesi
dağıtıyordu,
  ve aynı erler polisin, tomanın dönmesi için açılmasını istedikleri
hastane kapısını açmıyorlardı.
Bu direnişin lideri onlardır.
Ve direniş askeridir.

*

Mersin’de, İzmir’de, Ankara’da, Ordu’da, Londra’da, Berlin’de,
Teksas’ta. Hemen her şehirde, her sokakta, her sıçan deliğinde:
  “her yer taksim, her yer direniş” diyenleri gördük.
direnişin baş müsebibidirler.

*

İnsanları boğulmaya terk eden rixos’u, güllüoğlu’nu, ttnet’i, burger
king’i, starbucks’ı, alkım kitapevi’ni gördük. ama onlar bizi bir daha
dükkanlarının içinde göremeyecekler.
  Ve mado’yu gördük, bizlere su bile vermeyen ama polise çay servisi
yapan mado’yu.
Sabah‘ı, Cnntürk’ü, Ntv’yi, Habertürk’ü gördük; “nasıl haber kanalı
olunmaz”ın kitabını yazdılar.
Ve Halk Tv’yi gördük, imkansızlıklar içinde “haber vermeye” çalıştılar.
  Bu direnişin lideri onlardır.

Okan Bayülgen’i, Mehmet Ali Alabora’yı, Şafak Sezer’i, Erdal
Beşikçioğlu’nu, Halit Ergenç’i ve daha nicelerini yanımızda gördük.
Bir daha bu sistemden iş alabilir miyiz diye düşünmediler.
  Gaz maskelerini taktılar; ve maske, onların gerçek kimliğini saklamak
şöyle dursun, iyice ortaya çıkardı;
Ünlü değil, halk oldular.
Bu direnişin lideri onlardır.

*

Provokatörleri gördük:
“direnişçiler başörtülü katılımcılara saldırıp dövüyorlar” diyorlardı.
  ilk cevap “devrimci müslümanlar”dan geldi: “polis dışında kimse
kimseye saldırmıyor, biz kardeşlerimizle, kardeşçe direniyoruz!”
Bu direnişin lideridirler.

*

Yemekler yapıp yataklar hazırlayarak, direnişçilere evlerini açan
anneler, anneneler, babaneler gördük.
  Giriş katındaki camlarının pervazından çiçekleri kaldırdılar;
yerlerine sirke, süt, limon ve su koydular.
Direnişin lideri oldular.

İki gün önce birbirinin boğazına sarılan taraftar gruplarını gördük.
Çarşı grubu‘nun Beşiktaş’ta polis işkencesi çektiğini duyan Fenerbahçe
ve Galatasaray‘ın taraftar grupları Beşiktaş’a girdi.
  Hep bir ağızdan “beşiktaş sen bizim her şeyimizsin!” diye
bağırıyorlardı.
Bu direnişin lideri onlardır.

*

Osmanbey’de bir halk otobüsü şöförü gördük,
velinimetini, cehennem gibi olan caddenin ortasına yan park ederek
polis tomalarının girmesini önledi.
  Adı mı? Adını bilmiyoruz.
Ama bu direnişin lideri odur.

Her sokaktan, her mahalleden, her şehirden yüz binleri gördük.
Ellerinde tavalar, kepçeler, düdükler;
Daha güzel bir Türkiye’ye inananların “gayrık yeter!” deyişini gördük.
  Bir insan, ömründe bundan daha güzel çok az şey görebilir.
Bu direnişin tek lideri onlardır.

*

Bağdat caddesi’nde, 70’lerinde ve elindeki destekle zar zor yürüyen bir
kadın gördük.
Etrafındakilere “taksim’e kadar yürüyeceğiz değil mi?” diye soruyordu.
  Provakatör, marjinal grup, çapulcu odur.
Bu direnişin lideri odur.

*

Ve Ataşehir’de küçük bir market gördük.
İçeri genç bir kız girdi. Taksim’i temizleyen direnişçiler için çöp
torbası alıyordu; Çantasının ucundan Türk bayrağı göründü.
  Marketin sahibi sordu: “taksim’e mi?”
“evet”
“araban var mı?”
“var”
“bekle biraz” dedi.
Faraş, kova, eldiven, çöp poşetleri, içecekler.
Bir güzel paketlendi.

“Bunları da götürür müsün çocuklara? çünkü ben gidemiyorum” dedi.

Adını bilmiyoruz; ama bu direnişin lideri odur.

Türkiye’nin tüm meydanlarındaki bu direniş,
Ataşehir’deki o market sahibinin iradesi sayesinde, tüm zulme ve
faşizme karşı ayakta dimdik durmaktadır!

Eğer tepemizdeki diktatör, bu direnişe hemen bir son vermek istiyorsa
önce direnişin liderini yok etmelidir.
  Polise tavsiyem, müdahaleye önce Ataşehir’deki o marketten başlaması.
ve sonra geri kalan milyonlarca lideri tek tek yakalayabilirler

YAZARI BİLİNMİYOR