Sevgül Çakır (49), şiddetli geçimsizlik nedeniyle 20 yıllık eşi Mehmet Özcan’dan (57), 2009’da boşandı. Özcan’ın üzerine kayıtlı 9 adet taşınmazın alınmasında kendisinin de katkısı olduğu iddiasıyla Eskişehir 1. Aile Mahkemesi’nde dava açtı. Özcan ise taşınmazların alımında Çakır’ın hiçbir katkısının olmadığını ileri sürerek davanın reddini istedi. Mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nun yürürlük tarihi olan 2002’den önce edinilen 8 adet taşınmazın alımında davacı eski eş Sevgül Çakır’ın yüzde 20 oranında katkısı olduğuna karar verdi. Ayrıca mahkeme, 2002’den sonra satın alınan taşınmazda ise yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince eski eş Çakır’ın yarı oranda hak sahibi olduğuna hükmetti. Yerel mahkemenin verdiği bu kararı haksız bulan Mehmet Özcan temyize gitti. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, davacı kadının az da olsa gelir elde ettiği, bu sebeple hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri gereğince yerel mahkeme kararını onadı. Eşinin 2002’den önce satın aldığı taşınmazlarda Sevgül Çakır’ın yüzde 20 hak sahibi olduğuna hükmetti. Sevgül Çakır, “20 yıllık evliliğimde hem ev hanımlığımın yanısıra  bir dönem de çalıştım, yüzde 20’den daha fazla olması gerekirdi, ama buna da şükür.” dedi. Çakır’ın avukatı Turgay Balaban ise Yargıtay’ın onadığı bu kararın emsal niteliği taşıdığını ifade ederek, “Bu karardan sonra 2002’den önce kadının az da olsa çalışması varsa, hatta gelirini ispatlayamasa bile kocanın adına kayıtlı malların yüzde 20’sinde hak talep edebilecektir.” diye konuştu. Medeni Kanun’da 2002’de yapılan değişiklikle evlilikten sonra edinilen mallarda kadın ve erkeğin eşit hak sahibi olduğu hükmü getirilmişti. Ancak önceki dönemlerde edinilen mallara ilişkin herhangi bir düzenleme yoktu.
Zaman