İSTANBUL - Bekir Gürdamar

Hafta sonu gerçekleştirilecek seçimler öncesinde dolar bazında 2009 yılından bu yana gördüğü en düşük seviyelere gerileyen hisse senedi fiyatları, uzun vadeli düşünen ve biriktirme amaçlı portföy oluşturan yatırımcılar için alım fırsatı veriyor.

Borsa İstanbul'da dolar bazında 19.432 puana kadar gerileyen BIST 100 endeksi, böylece neredeyse tarihin en ağır krizlerinden biri olan 2008 küresel ekonomik krizi ile görülen seviyelere kadar inmiş oldu.

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) genişlemeyi sonlandırarak faiz artırım sürecine girmesi dolar kurunun yükselmesine neden olurken, buna paralel yurt içinde şirket karlılıklarının azalacağı ve bankaların kredi genişlemesinin yavaşlayacağı beklentileri hisse senedi fiyatlamaları üzerinde baskı oluşturdu.

Bu gelişmeler ve hafta sonu gerçekleştirilecek seçimler öncesinde borsadaki satış baskısı temel ve teknik dinamiklerin açıklamakta zorlandığı bir boyuta ulaştı. Rasyoları ve büyüklükleri baz alındığında dünyada önemli bir yere sahip Türk bankacılık sektörünün borsadaki fiyatlamalarına bakıldığında da defter değerinin oldukça altında işlem görmeleri dikkati çekiyor.

“Defter değeri”, bir şirketin borçlarından arındırılmış net varlık değerini ifade ederken, Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senedinin cari fiyatının sermaye ile çarpımı da “piyasa değeri” olarak değerlendiriliyor.

Borsa İstanbul'da özellikle bu yılın ocak ayında Türk lirası bazında tarihi zirvenin görülmesinin ardından başlayan düşüş trendinde lokomotif görevi gören bankaların piyasa değeri/defter değeri (PD/DD) oranları 1'in altına geriledi.

Mart 2009'dan bu yana en düşük seviyede

Halen 0,36'lık PD/DD oranına sahip Halkbank ve 0,50 PD/DD ile işlem gören Vakıfbank en ucuz fiyatlanan bankalar olarak dikkati çekerken, özel bankalar arasında ise Akbank 0,70, Garanti Bankası 0,83 ve Yapı Kredi de 0,63'ten değerleniyor.

Analistler, PD/DD oranlarına bakıldığında benzer durumun Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, Türk Hava Yolları, Pegasus, Şişecam, Enka İnşaat ve Borusan gibi çok önemli şirketler için de geçerli olduğunu belirterek, bankacılık sektör endeksinin ise 5 aydır devam eden düşüş trendi ile Mart 2009'dan bu yana en ucuz seviyesine gerilediğine dikkati çekti.

PD/DD oranı 0,50 olan bir şirketin hisse senedini almanın, kabaca içinde 100 lira olan bir cüzdanı 50 lira ödeyerek almak şeklinde düşünülebileceğini ifade eden analistler, buna karşın PD/DD ya da fiyat/kazanç (F/K) gibi oranların geçmiş dönem finansal tablolara göre hesaplandığının unutulmaması gerektiğini ve yatırım kararı alırken mutlaka profesyonel yatırım danışmanlığı hizmeti almalarını öneriyor.

"Risklere çok fazla odaklanmak fırsatların kaçmasına neden oluyor"

Meksa Portföy Genel Müdürü Mehmet Taylan Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve biriktirme amaçlı portföyler için endeksin geri çekilmelerinde hisse senedi ağırlıklarının uzun vadeli (3-5 yıl) bakış açısıyla kademeli olarak artırılması gerektiğini kaydetti.

Borsa İstanbul’da BIST 30 endeks hisselerinden 13 şirketin defter değerinin altında, aynı şekilde fiyat kazanç oranlarına bakıldığında da 13 şirketin 7’den düşük F/K oranı ile işlem gördüğüne dikkati çeken Taylan, "Çalkantılı dönemlerde riskler çok fazla göz önünde bulundurulduğu için uzun vadeli fırsatlar kaçırılabilmektedir. 2001 ve 2008 dönemi bunlara örnektir. F/K ve PD/DD geçmiş ortalamalara ve benzer ülke ortalamalarına baktığımda uzun vadeli portföy oluşturmak için elverişli döneme yaklaştığımızı düşünmekteyim." ifadelerini kullandı.

İntegral Yatırım Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu ise Borsa İstanbul'da bazı göstergelerin daha önce hiç olmadığı kadar aşırı satım bölgesinde bulunduğunu belirterek, "Geçmişte yaşanan krizlerde bile temel, teknik göstergeler daha iyi durumdaydı. Dolayısıyla borsa endeksinde kriz fiyatlaması derecesinde hareketler yaşadık ve yaşıyoruz. Geçmiş bize şunu gösteriyor; Bu derece satışlar, uzun vadede yatırımcılara ciddi fırsatlar sunuyor." dedi.

Özellikle sektöründe lider veya ciddi oranda pazar payı bulunan, büyüyen, ihracat kapasitesi güçlü ve temettü ödemeyi gelenek haline getirmiş şirket hisselerinin uzun vadeli yatırım için cazip seviyelerde olduğunu kaydeden Turşucu, olumsuz rüzgar dağıldığında en hızlı toparlanmayı güçlü şirketlerin yapacağını dile getirdi.

Turşucu, yatırımcıların kısa vadeli düşünmemeleri gereken bir dönemde olduğumuzu belirterek, değerlendirmesine şöyle devam etti:

"Türkiye ekonomisi büyümesini devam ettiriyor. Bu nedenle mevcut olumsuz psikolojinin esiri olmaktan çıkıp geleceğe yönelik fırsatlardan yararlanma yollarına gitmek küçük yatırımcı için en doğru hareket olacaktır. Gelinen bu noktalar yeni yatırımcıların katılımını sağlayabilir. Mevcut yatırımcılar ise portföylerindeki şirketleri gözden geçirip, daha iyi ve daha güçlü olan şirket hisseleri ile değiştirebilirler."

Kaynak: AA