Cumhuriyet Ankara Büro- 7 Haziran 2009’da tutuklanan Öztürk’ün avukatı Demet Reçber, 28 Şubat 2011’de Ergenekon soruşturmadan tutuklu bulunan herkesin bir gece yarısı 1 No’lu Cezaevi’ne nakledildiklerini anımsattı. Bütün her şeyin orada başladığını anlatan Reçber, “Nakil işlemi yasalara aykırıydı hem de taşındıkları yeni yerin koşulları kötüydü. Henüz ısıtma sistemi yapılmamış, inşaat kalıntılarıyla dolu olan binalara nakledildiler. Orada üç öğün de yemek verilmedi” dedi. Bu duruma tepki gösteren Öztürk’ün infaz memurlarının “onur kırıcı beyanlarıyla” karşılaştığını belirten Reçber, şunları kaydetti: “Benim müvekkilim böyle bir şeyi asla alttan almaz. Dolayısıyla tepki göstermiş. Bunun üzerine memurlar tutanak tutmuşlar. Ancak bu tutanağa müvekkilimin asla söylemediği sözleri de ekleyerek cezalandırılmalarını istemiş. Biz buna itiraz ettik. İnfaz hâkimleri hiçbir delilleri toplamadı. Kamera kayıtları her şeyi ortaya çıkarabilecek durumdayken, hakimlik idarenin yazılı beyanıyla 3 gün hücre hapis cezası vermiş. Üstelik kimsenin ifadesi bile alınmamış. 9 metrekarelik odalardan bir tanesinin herhalde camını da kapatırlar...”

Genelge yok sayılmış

Bir ay ziyaretçi yasağının gerekçesini de anlatan Reçber, olay günü kapalı görüş günü olduğunu ve müvekkilinin ablası ile görüşeğini belirtti. Reçber, “O gün memurlar, müvekkilimi zorla ifadeye götüreceklerini söylemişler. Müvekkilim de ‘zorla götüremezsiniz, Adalet Bakanlığı’nın genelgesi var’ demiş. Memurlar kendi aralarında tutanak tutmuş ve hâkimler yine idarenin yazılı beyanını alarak ceza vermiş” diye konuştu.

‘Bunun adı manevi işkence’

“Bu manevi işkence değil midir”
diye soran Reçber, oradaki insanların yıldırılmaya çalışıldığını kaydetti. Reçber, “Artık elektrik, Filistin askısı, dayak yok ama oradaki insanlar, onurları kırılacak muamelelere maruz kalıyorlar. Manevi işkence yapılıyor” dedi.