- Berlin’de Türk sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’nin AB’ye alınmamasını eleştirerek, “Gönülsüz olan birisi 60 sene kapıda bekler mi?” dedi.

Berlin Büyükelçiliği’nde sivil toplum temsilcileriyle görüşen Bozdağ Türkiye’nin yıllardır AB kapısında beklediğini belirterek, “Türkiye Avrupa Birliği’nin kapısında en uzun süre bekleyen adaydır. Yani bizden daha fazla uzun bekleyen yok. Bizim durumumuz biraz şuna benziyor, bazı yerlerde de söylüyorum, AB üyesi ülkeler Türkiye’ye dönük eleştirilerini ifade ediyorlar. Ama Türkiye’den yapılması istedikleri hususları Türkiye’ye söylemiyorlar. Yani size kimse bir şey vermiyor, sonra sizden bir şey bekliyorlar. Yani biz diyoruz ki 2004’te Türkiye AB’de müzakereci ülke oldu. Fasıllar var, bunların açılıp kapanması gerekiyor. Bunları açıp kapatalım. Üzerimize düşenleri yapalım, ama maalesef fasılların önemli bir kısmı siyasi nedenlerle blokaj altında. Açılmış olan fasıllarda kapanmıyor bir türlü. Öğrenmek isteriz eğer Türkiye’nin üzerine düşeni yapmadığı için fasıllar kapanmıyorsa yapmadıklarımızı söylesinler, hangisini yapmadık. Yapmışız, kapanmıyor. Yapmak istiyoruz açalım diyoruz, açılmıyor. Sonrada deniliyor ki Türkiye AB konusunda gönülsüz. Acaba Türkiye mi gönülsüz, başka sıkıntılar mı var herkesin görmesi lazım. Gönülsüz olan birisi 60 sene bir kapıda bekler mi? 60 yıl siz gitmek istemediğiniz birisinin kapısında bekler misiniz?” dedi.

Türkiye’nin bu kadar uzun süre beklemesinin nedeninin AB’ye girmek olduğunu da kaydeden Bozdağ, “Türkiye 60 yıldır bu kapıda bekliyorsa buraya gelmek istediğinden, AB’ye tam üye olmak istediğindendir. AB müzakere sürecinde açılması gereken fasıllar açıldığı zaman görülecektir ki Türkiye o fasıllar kapsamında üzerine düşeni fasıllar açılmadan yapmış durumda. Biz hep söylüyoruz. Açılsın o zaman bizden istenen pek çok şeyin AB bizden istemeden yapıldığını görecekler. Ama açmayınca bunları müzakere etme şansınız yok. Türkiye’nin AB’ye tam üye olması sadece Türkiye’nin değil, belki Türkiye’den daha fazla AB’nin menfaatinedir. Türkiye buradan kazançlı olacaktır ama AB’ye üye ülkeler ve AB Türkiye’den daha fazla bu konuda kazançlı olacaktır. Türkiye’nin AB üyeliği, AB üyesi ülkelerin iç politik dengeleri niteliğinde ortaya koydukları politikalardan o ülkelerin kendi menfaatleri bakımından daha ileride sahip çıkmaları gereken bir husus olmuştur. Ama maalesef pek çok iç politika dengeleri bu konuda mesafe alınmasını engelliyor. Şu anda Türkiye AB müktesebatı çerçevesinde yapması gerekenleri kendisi yapıyor. AB istediği için değil, biz kendi menfaatimize ülkemizin, insanımızın, yararına gördüğümüz için yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Ama istiyoruz ki bu fasıllar da açılsın, biz orada Avrupalı dostlarımızla beraber çalışalım, neticeyi ortaya koyalım” dedi.

Türkiye’nin AB’ye kabulünün Avrupa’nın menfaatine olacağını ifade eden Bozdağ, “Türkiye’nin bu noktada kararlılığında bir şey yoktur. Açılmadığı için yürüyemiyoruz. Yani kapıyı açsalar yürüyüp yürümediğimizi görecekler. Hem kapıyı açmıyorlar, hem niye yürümüyorsunuz diyorlar. Açın kapıyı, açın fasılları yürüyor muyuz, yürümüyor muyuz göreceksiniz. Ama açmıyorlar, ondan sonra da diyorlar ki niye yapmadınız. Biz de diyoruz ki açın, gelin oturalım. Yapıp yapmadığımızı hep beraber görelim. Bu noktada Türkiye üzerine düşenleri fazlasıyla yapmaya her zaman hazırdır. Ben bir kez daha söylüyorum. Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği Avrupa’nın da Türkiye’nin de menfaatinedir. Bugün dünyanın ekonomik güç dengeleri siyasal güç dengeleri yerinde saymıyor. Dün Avrupa’nın gücüyle bugünkü gücü aynı değil. Bakın bugün Ukrayna’da kıyamet kopuyor. Avrupa’nın etkisi nedir orada? Avrupa’yı takan var mı Ukrayna’da? Onun için de Türkiye’nin AB için ifade ettiği anlam son derece önemli. Avrupa’nın da Türkiye için ifade ettiği anlam son derece önemli. Sadece ekonomik açıdan değil, her açıdan. Bir şey daha söylemek istiyorum. Türkiye ekonomisi elbette Almanya’nın ekonomisi kadar güçlü bir ekonomi değil. Ama Türk ekonomisi 2012’nin Türkiye’sine göre bugün 3,5 kat büyümüş konumda. Her alanda güçlü bir ekonomi ve sürekli büyüyen bir ekonomi. Yerinde sayanları sürekli büyüyen bir ekonomi yakalayabilir. Avrupalı dostlarımız Türkiye’yle ilgili elinde sonunda evet diyeceklerine ben inanıyorum ama AB’nin mecalsiz kaldığı bir noktaya gelmeden evet demeleri onların da Türkiye’nin de hayrına olur diye düşünüyorum” dedi.

haber ordu