ANKARA - AYŞE ŞENSOY BOZTEPE

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş, organ bağışının önemine işaret ederek, "(Ben kıyamet gününde organım eksik olarak mı dirileceğim) gibi çeşitli mülahazalar dile getiriliyor. Dini açıdan bu tür tereddütlerin yeri yoktur. Biz ruhumuzla insanız, bedenimizle insan değiliz." dedi.

Keleş, Organ Bağışı ve Nakli Haftası dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, organ bağışıyla ilgili dini değerlendirme konusunda, Din İşleri Yüksek Kurulunun İslam dünyasındaki öncülerden biri olduğunu söyledi.

Kurulun, 1980'li yıllarda organ bağışının caiz olduğuna dair kararlar aldığını anımsatan Keleş, bağışın bazı şartlarla caiz görüldüğüne dikkati çekti.

Keleş, kurulun belirlediği şartları şu şekilde sıraladı:

Avrupa Türkiyeli Yazarlar Grubu’ndan Çiğli’ye ödül geldi Avrupa Türkiyeli Yazarlar Grubu’ndan Çiğli’ye ödül geldi

"Şartlardan birisi, organ bağışının tedavi için zorunlu olması. Ölmüş insandan organ alınacaksa, o kişinin organının, ölmeden alınmaması gerekiyor. Sağ insandan bir doku alınacaksa, alınacak dokunun o kişiye zarar vermemesi, onun hayati fonksiyonlarını etkilememesi büyük önem arz ediyor. Bir de organ bağışında bulunan kişinin, bu konuda rızasının olması gerekiyor. Diğer bir şart ise kesinlikle organın satışının yapılmaması çünkü insan organları paraya konu edilecek bir şey değildir. Dolayısıyla organların bağışlanması büyük önem arz ediyor."

"Dini bakımdan önemli bir sadakadır"

Keleş, en başta İslam Fıkıh Akademisi olmak üzere pek çok fıkhi kurulun, Din İşleri Yüksek Kurulunun koyduğu şartlar çerçevesinde, tedavinin nakle bağlı olduğu, başka imkan kalmadığı durumlarda organ bağışını caiz gördüğünü dile getirdi.

Bir insanın sıkıntısını gidermenin, mümin açısından son derece önemli bir insani vazife olduğunu vurgulayan Keleş, şöyle konuştu:

"(Ben kıyamet gününde organım eksik olarak mı dirileceğim) gibi çeşitli mülahazalar dile getiriliyor. Dini açıdan bu tür tereddütlerin yeri yoktur. Biz ruhumuzla insanız, bedenimizle insan değiliz. Elbette insan bedeninin belli bir saygınlığı var, o saygınlığın korunması gerekiyor. Bir zaruret olmadıkça müdahale edilmemesi gerekiyor. Ancak öldükten sonra kişinin organlarının alınıp başka insanların hayatının kurtarılması, hayatlarının devamının sağlanması dini bakımdan önemli bir sadakadır. Mümin kardeşlerimizin bu sadakadan geri kalmaması gerekir. Ancak Din İşleri Yüksek Kurulunun ortaya koyduğu şartların kesinlikle göz önünde bulundurulması gerekiyor."

Kaynak: AA