GERÇEK GÜNDEM - HABER MERKEZİ / CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş arasında süren polemikte yeni perde... Baykal, Nimet Baş'ın üç sorusuna cevap verdi.

Baykal'ın TBMM'deki sekreteryası tarafından kaleme alınan açıklamada, Nimet Baş'a yönelik sert ifadeler de kullanıldı.

Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı’nın bugün basına yansıyan ifadelerinden Deniz Baykal’a sorduğu üç sorunun cevaplarını merakla beklediği anlaşılıyor.

Bu sorulardan birincisi “28 Şubat sürecinde size Başbakan Yardımcılığı teklif edildi mi?” sorusudur.
Bilinmesi gerekir ki bir siyasi parti Genel Başkanına Başbakan Yardımcılığı değil, ancak bir koalisyon ortaklığı önerilebilir.

Gene bilindiği gibi 28 Şubat sürecinin iki aşaması vardır. Muhtıra öncesi ve muhtıra sonrası
Muhtıra öncesi dönemde REFAHYOL Hükümetinin kurulabilmesi için parti Genel Başkanları hakkında önce yüce divan soruşturmaları başlatılmış, sonra önerge verenler kendi önergelerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde red etmişler ve siyasi tehdit ve şantajlarla hükümet pazarlıkları yapılmıştır. Bu ortamda REFAHYOL’u kuranlar önce önerge vererek yolsuzlukla suçladıktan sonra aynı kişiyi “bizimle beraber olan sütten çıkmış ak kaşık gibi olur” diyerek bağırlarına basmışlardır.

Bir gazetemiz 6 Temmuz’da attığı manşetinde “Güvenoyu tarifesi: katılmama bir milyon dolar, kabul oyu iki milyon dolar, istifa üç milyon dolar” diyerek kirli transfer pazarlıklarını haber yapmıştır.

Bu siyasi ahlaki yozlaşma ve çürüme ortamının çeşitli aşamalarında CHP kendisine yapılan koalisyon önerilerinin tümünü derhal reddetmiştir.

Muhtıra sonrası dönemde de CHP, dayatma ve zorlamalarla oluşturulan hükümetin bir parçası olmayı tereddütsüz reddetmiş, o hükümete karşı en etkili muhalefeti yapmıştır.

Türkiye’yi muhtıraya sürükleyen ahlaki ve siyasi yozlaşma döneminde de daha sonraki muhtıra sonrası siyasi dayatma ve zorlama döneminde de, CHP çözümün ısrarla, seçim yoluyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yenilenmesinde olduğunu kararlılıkla ifade etmiştir. Koalisyon pazarlıklarına hiçbir zaman iltifat etmemiştir. CHP koalisyon önerilerini her iki dönemde de kesinlikle reddetmiştir.

İkinci soru “dönemin ‘kudretli’ paşalarıyla kamuoyundan gizli görüşmeleriniz oldu mu, Mesela Antalya’da görüşmeler yaptınız mı?” dır.

Ne Antalya da ne Türkiye ya da dünyanın herhangi bir yerinde kudretli ya da kudretsiz hiçbir paşa ile Deniz Baykal’ın hiçbir gizli görüşmesi olmamıştır. Çevik Bir ile buluşma iddiasının cevabı da dün verilmiştir.

Üçüncü soru”27 Nisan Muhtıra sürecinde Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden şu cümleyi sarf ettiniz:

’Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasına Silahlı Kuvvetler kayıtsız kalmayacaktır’ demiştiniz. Nereden biliyordunuz?”

Malum maruf komisyon, Deniz Baykal’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden söylediğini iddia ettiğiniz cümleyi Meclis tutanaklarından bulup çıkarmak imkan ve yetkisine sahiptir. Eğer bu imkan ve yetkiyi kullanmadan bu ithamı yaptı iseniz, şimdi derhal tutanaklardan o cümleyi bulup çıkarın. Eğer tutanaklardan o cümleyi bulup çıkaramazsanız komisyon Başkanı olarak sizin, gerçeklerin değil insanları karalama, suçlama ve itham etmenin peşinde koştuğunuz bir kez daha kanıtlanmış olacaktır.

Deniz Baykal hakkında malum ve maruf komisyonda da ortaya atılan dört iddianın da temelsiz çıkması, bu komisyonun hem yetki tecavüzü yapan hem de daha çalışmalarını bitirip bir rapor hazırlamadan, insanları boş iddialarla itham eden bir uygulama içinde olduğunu göstermiştir. Bu durum Deniz Baykal’ın bu malum ve maruf komisyon ile ilgili değerlendirmelerinin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

geçekgündem.com