CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan, İzmir’de düzenlenen bir tolantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye’de demokrasi, özgürlük, adalet, merhamet, vicdan yok. Muhtemelen yakında beyaz ekmek de olmayacak” dedi. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ise Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlara yönelik baskında, arama sırasında kendisinin kar maskeli polis tarafından kameraya alındığını söyledi.

Karşıyaka Plaformunun düzenlediği panelde CHP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ülker Tarhan ve İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, Türkiye’de son yıllarda yaşanan ve güncel olaylarla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Panelin ‘Hukuk/Yargı tekliği-arabuluculak ve dil konulu oturumunu avukat Fatih Ülkü yönetti. CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve gazeteci yazar Orhan Bursalı konuşmacı olarak katıldı. Kocasakal, pek çok konuda görüş ve tespitlerini açıkladı. Çağdaş Hukukçuler Derneği üyesi avukatlara yapılan baskınlarla ilgili aramada kendisini kar maskesi takmış polislerin kamerayla kayda aldıklarını belirten Kocasakal, buna tepki gösterdiğini ve Savcıya bu uygulamanın neden yapıldığını sorduğunu ancak yanıt alamadığını söyledi.

BEN MUSTAFA KEMAL’İN ASKERİYİM

Kocasakal, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” şeklinde slogan olamayacağı şeklinde eleştiriler yapıldığını belirterek “Bu sözler Atatürk’e yürekten bağlılığı ve gerektiğinde ölümü göze aldığımızı gösteriyor. Ben Mustafa Kemal’in askeriyim” dedi.

Halkın büyük yalanlarla kandırıldığını belirten Kocasakal, bunların en başında gelen yalanın ‘milli irade’ yalanı olduğunu söyledi. Kocasakal, “Bunu en çok diktatörler kullanır. Asıl olan milli egemenliktir” dedi. İşgallerin artık top, tüfek, tankla yapılmadığını, zihinlerde gerçekleştirildiğini savunan Kocasakal, tek bir mermi atmadan ülkenin değerleri, kimyası, genleri ile oynayarak işgal gerçekleştirildiğini söyledi. Kocasakal, “Hiçbirimizin karşı olamayacağı demokrasi, kardeşlik, insan hakları gibi kavramları kullanıyorlar. Türkiye şu anda işgal altında bir ülkedir. Halkın suçu yok. Halk kandırılmıştır. Ne olup bittiğini anladığı anda bu halkın atacağı tokat Washington’dan da Pennsylvania’dan da duyulacak” dedi.

HUKUK FAKÜLTESİ DEKANLARI NE YAPAR?

Türkiye’de yoğun ve koyu bir aydın ihaneti yaşandığını öne süren Kocasakal, aydınları üçe ayırdı. Kocasakal, “GDA’lar var. Yani genetiği değiştirilmiş aydınlar. Örneğin 103 hukuk faklütesi var. Ülkede bu kadar hukuksuzluk varken bu Hukuk Fakülteleri’nin dekanları ne yaparlar? Cübbelerini giyseler ‘beyler kendinize gelin’ deseler olay biter. Bu ülke sizi bu günlerde susup oturasınız diye mi yetiştirdi? Hepsine yazıklar olsun” dedi.

GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ SOLCULAR VE GÜCE BAKANLAR

İkinci aydınların GDS’ler olduğunu belirten Kocasakal bunların da “genetiği değiştirilmiş solcular” olduğunu söyledi. Bunların referandumda ‘Yetmez ama Evet” diyen solcular olduğunu dile getiren Kocasakal üçüncü aydın tipibini ise “güce bakanlar” olduğunu açıkladı. Üçüncü aydın tipinin güç nerdeyse ona döndüğünü belirtti.

CHP ÖNCE HALKÇILIK OKUNU KAYBETTİ

Kocasakal, CHP’nin ilk kaybettiği okun halkçılık oku olduğunu söyledi. En değerli okun halkçılık olduğunu belirten Kocasakal, “Emine Hanım ve CHP’liler var burada. Bana kızıyorlar ama. CHP uyuyan bir devdir. Bunu söyledim. O dev bir uyansa inanın birileri kaçacak delik ararlar” dedi.

TARHAN’DAN ANADİLDE SAVUNMA YORUMU

CHP Gerup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan, konuşmasının başında önce Kocasakal’a yanıt verdi. Kocasakal’a kızmanın mümkün olmadığını belirten Tarhan “Ama nezaket içerisinde hatırlatmak isterim ki CHP altı okundan vazgeçmemiştir, vazgeçemez” dedi. Tarhan, Türkiye’de ne var ne yok bakmak gerektiğine dikkat çekerek önce yokları saydı. Tarhan “Demokrasi, adalet yok, temel yok mülk yok, merhamet, vicdan, özgürlük, insanlık, yaşam sevinci yok. Hoşgörü hiç yok. Tevazu yok. Bir de muhtemelen yakında beyaz ekmek yok” dedi. Tarhan ülkede bıyık da olmadığını, ölçülmüş biçilmiş fabrikasyon bir şeyin olduğunu adına da ‘badem’ dendiğini belirtti. Tarhan bunun karşılığında çeşit çeşit adliye saraylar, mahkemeler, cezaevleri, biber gazları, demir coplar olduğunu söyledi.

FARKLI DİLLERİ BİLEN HAKİM İSTENEBİLİR

Anadilde savunma hakkı konusunda da görüşleriin açıklayan Tarhan, yıllarca yargıçlık yaptığını Güneydoğu’da hep yanında tercümanla dolaştığını söyledi. Tarhan, “Türkçe bilmeyenlerin hakkıydı. Tercümansız iletişim kuramazdınız. Hiçbir yargıcın, vicdan sahibinin farklı davranacağını düşünmüyorum. Ancak bugün önümüze getirilen farklı bir şey. ‘Ana dili bilse bile’ diye yani Türçe bilse bile şeklinde ifade ekliyorlar. Bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu düşünüyorum. Meclis’te konuşacağız, alternatifler önereceğiz. Ancak ileride hakimin sanık dilinden anlamadığı durumlarda davanın sakat olduğu, adil yargılanma ilkesine aykırı olduğu iddiaları ile karşı karşıya kalabiliriz. Hatta yazılı tüm belgelerin de farklı dilden olması gerektiği söylenebilir. En sonunda da ‘Bize farklı dilleri bilen hakim gerekiyor’ sonucuna varılabilinir. Yani Türkiye’de kürtçe, ibranice, Rumca, çerkezce, lazca gibi tüm dilleri bilmesi beklenemez ki hakimden. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir durum yok” dedi.

Bugün ülkede yaşananlarla ilgili referandum sürecinde uyarlarında bulundukları ancak “abartıyorsunuz” dendiğini belirten Tarhan, toplumun yeniden dizayn edilmeye çalışıldığını söyledi. Tarhan, 29 Ekim 2012′de Ankara’da barikatları aşarak kutlama yaptıklarını belirterek “Birlik ve beraberlik bu iktidarı nasıl yıkacağımızın provasıydı o gün. Ankara’nın kalbine yürüdük” dedi.

Gazeteci-yazar Orhan Bursalı ise önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında keskin bir olay beklediğini söyledi. Bursalı, Türkiye’deki yüzde 83′ün Anayasa’da Atatürk ilke ve inkilaplarını görmek istemesinin en umut verici anket olduğunu söyledi.


sözcü