Türkiye giderek gerilmekte; bir tarafta Silivri yargılamaları, diğer yanda KCK ve PKK ve hepsinden önemlisi yanı başımızda, sınırların hemen ötesinde gelişen olaylar.

Türkiye’nin PKK ile başa çıkması, Suriye’deki sıcak gelişmelerden derinden etkilenmemesi, kısaca sınırlarını koruması, ülke bütünlüğünü devam ettirmesi öncelikle ulusalcı cumhuriyetçilerle olan uzlaşılabilir çelişkileri çözmesine ve PKK’yı zayıflatmasına bağlı. Türkiye’nin PKK ile kararlı ve başarılı bir mücadele vermesi ulusalcılarla uzlaşmasına bağlıdır, ancak bu da yeterli değildir PKK’nın kitle bağlarının zayıflatılması gerekir.

Bu iki konunun halli ise bir genel aftan geçer. Genel af PKK militanlarının dağdan inmesine yardımcı olacağı gibi 5000 silahlı PKK’lıya cephe gerisinde hizmet vererek onlara suç ortağı olan binlerce kişinin tekrar normal yaşama dönmesine imkan sağlayacaktır. Ne var ki bu da yeterli değildir. Komutanlarının içeride olmasından ötürü kızgın ve kırkın olan Kemalist ordu mensuplarının gönlü alınmadan PKK’ye karşı kararlı ve başarılı bir mücadele mümkün görünmemektedir. PKK’nın kitle bağlarının çözülmesi kararlı ve etkin bir savaş olmadan mümkün olamaz.

Bir genel afla birlikte  demokratikleşmeye öncelik verilmeli, demokratik açılımlar hızlandırılmalıdır.

Türkiye’nin istikrarlı büyümesini devam ettirmesi,  etrafındaki ateş çemberini yarması, terörü minimize etmesi bir genel afla birlikte yapacağı demokratik açılımlara bağlıdır.

Türkiye kendi ulusalcılarını hapiste tutmaya devam ederse, iç barışı sağlayamaz ise Ortadoğu’daki değişimin dışında kalamaz ve sınırları ciddi tehdit altına girer.

Genel af  iç ve dış barışın ilk koşuludur.

Rahmi Ofluoğlu