Mart.2009’da Bolu 2.Asliye Ceza Mahkemesinde açılıp Cumhurbaşkanına hakaretten Çağlar AKAY’ın 7.000 TL para cezasına çarptırıldığı hüküm Mart.2013’teYargıtay tarafından bozuldu. Sanık Müdafii Av. Ömer YASA’nın temyizi üzerine Yargıtay 9.Ceza Dairesi, Savcılık tarafından 2 aylık süre geçirildikten sonra açılan davanın düşürülmesi gerekirken mahkûmiyet kararı verilmesini hatalı bularak dosyayı mahkemeye iade etti. 08 Mart 2013 günü yeniden yapılan duruşma sonunda Bolu 2.Asliye Ceza Mahkemesi davanın düşmesine karar vererek dosyayı kapattı.

Av.Ömer YASA’ın duruşmada okunan son savunma dilekçesindeki açıklamaları olayın gelişimi hakkında bilgi verici oldu. Buna göre İddianamede olay şöyle değerlendirilmişti:

Bolu Olay Gazetesinin 08.11.2008 tarihli sayısında Çağdaş Bakış isimli köşesinde yayımlanan “Hüseyin Üzmez Masumdur!” başlıklı yazısında “Bunun yaptığı iş utanma gerektiren bir işten çok daha fazladır… Ama bizim bir sürü Hüseyin amcamız var… Çankaya’da da var… E bizim Cumhurbaşkanı? Hayrünnisa Hanımla kaç yaşında evlendi? 14… Eh Hayrünnisa Hanım zorla evlendirilmediyse eğer o da zamanında Abdullah amcasını pek beğenmiş… Ama o iffetli, ne yaptıysa evlendi de yaptı yani… E o zaman Hüseyin emminin ne suçu var ben anlamadım, aradaki fark, Abdullah amca Hayrünnisa ile birlikte olduğunda aralarında 16, Hüseyin amca küçük kıza sarktığında 50 küsur yaş olması mı? Haydi, Hüseyin emmi şeriat istiyordu, 14 yaşında kız almakta bir şey yoktu. Ya bizim Abdullah amca?...”

Yapılan yargılamadaki savunmalara itibar edilmeden 07.12 .2009 günlü mahkeme kararında da gene yazının içinden alınan ayrı ayrı sözler birleştirilip varılan kanaat sonucu verilen mahkumiyet kararında da şöyle bir gerekçeye dayanılmıştır:

“köşe yazısında yer alan “Bu aralar ‘utanmaz adam’ lafının en çok yakıştığı 2.kişi “Hüseyin Üzmez amcamız”, “O kadar çok var ki Hüseyin Amcalardan”, Onun yaptığı utanma gerektiren bir işten çok daha fazlasıdır”, “Ama bizim bir sürü Hüseyin Amcamız var”, “Çankaya’da da var”, “E bizim Cumhurbaşkanı?”, “Ya bizim Abdullah amca?” ve “başımız utanmaz adamlardan kurtulmaz” sözleriyle tüm yazı içeriği birlikte değerlendirildiğinde çocuğa cinsel saldırı suçundan yargılanan bir kişinin şahsi durumu ile suç tarihinde ve halen Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’ün şahsi durumunu karşılaştırıp “utanmaz adam” sözünün en çok yakıştığı birinci kişinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olduğunu kastederek Cumhurbaşkanının şeref ve saygınlığına yazılı bir iletiyle saldırıda bulunduğu sabit olduğundan ve fiilin yazılı bir iletiyle gerçekleştirilmesi nedeniyle belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olması göz önünde bulundurularak aleni olarak işlendiği kabul edildiğinden eylemine uyan 5237 s. TCK.nun 199/1-2 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.

Sanık Müdafii Av. Ömer YASA bu kararı temyiz ederken şu unsurlara değinmiştir: “Basın Kanunu 26.maddesine göre “izin için gerekli 15 gün düşüldükten sonra 2 ay içinde açılması gereken dava geç açılmıştır. Dava zamanında açılmış olsa bile “sanık yakınana küfür etmemiş, yalnızca eleştiri sırasında kendisinden söz etmiştir. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi düşünceyi açıklama özgürlüğü ile ilgili bir yorumunda şöyle demektedir: “Hürriyet”; sadece toplumda beğenilen, kabul gören, zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler veya fikirler için değil aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerli sayılmış ve bunun demokratik toplumun olmazsa olmaz unsurlarından olan çok seslilik, tolerans ve hoşgörünün gereği olduğu vurgulanmıştır.

Sanığın aksi savunulmayan gazete yazısında, toplumsal bir eleştiriyi ironik üslupla kaleme almasındaki amaç, dava açılması ve karar verilmesi aşamalarında görev alan bazı hukukçular tarafından yanlış yorumlanmıştır diyen Av. Ömer YASA, “Sayın Cumhurbaşkanı hakkında asıl yanlış davrananların, yazıdaki sözleri böyle yalan yanlış değerlendirerek iddianameyi hazırlayan savcı ile hatalı yorumla mahkumiyet kararı veren yargıç olabileceği kuşkusu doğduğunu” söyleyerek dilekçesinden son bölümü bize tekrarlamıştır:

“HÜSEYİN ÜZMEZ MASUMDUR” başlıklı yazısında Çağlar AKAY, Hüseyin ÜZMEZ’e 14 yaşındaki bir kıza cinsel tacizde bulunduğu için “utanmaz adam” denilmesinin doğru olmadığını, suçlanmaması gerektiğini, çünkü devrin Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ün ve daha birçok kişinin 14 yaşındaki kızla evlenmiş olmasını, masumiyetin gerekçesi olarak göstermiştir. Nitekim toplumumuzda bu yaşta kızla evlenmiş o kadar çok erkek vardır ki olaya dikkat çekmek için Cumhurbaşkanının bile böyle bir evlilik yaptığının üzerinde durulması bir üslup gereğidir. Yazar konuya ilgi çekmek için çarpıcı ifadeler kullanmakta özgür olmazsa başarılı olamaz. Amaç birilerini aşağılamak değil toplumsal yara durumuna gelmiş bir konuya dikkat çekmektir.

Bu aşamalar sonunda Bolu CHP İl Eğitim Sekreteri Çağlar AKAY hakkındaki davanın düşmesi çevrede sevinçle karşılanmıştır.

 

Av. Ömer YASA