Tutukluluğunun 5. yılına giren Cumhuriyet gazetesi yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, kızı Yağmur’un Norveç’te yaptığı konuşma sonrası gördüğü baskılar sonucunda okul değiştirmesi sürecini, “Tutukluluğumun en kötü dönemini yaşadım. Rüyalarıma girdi. Sanki kanım, damarlarımdan boşaldı” sözleriyle değerlendirdi.

Cumhuriyet Gazetesi’nden Alican Uludağ’ın haberine göre, 8 Nisan’daki duruşmaya, herkesi Silivri’ye beklediğini dile getiren Balbay, “Ancak barikatları zorlamasınlar. Barikatın önünde bir resim çektirip sosyal medyada ‘hukuk barikatın arkasında tutsak’ diye paylaşsınlar. Bunu bir kampanya olarak öneriyorum. 8 Nisan yeni bir başlangıç olacak” çağrısını yaptı. Balbay, tiyatroculara da seslenerek, “Yargıtatör” adlı kitabının sahnede toplumla buluşmasını istedi.

Mustafa Balbay, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada şu mesajları verdi:

Yağmur’un okul sıkıntısı: Tutukluluğumun en kötü ve zor dönemiydi. Yağmur’un yaşadığı sıkıntıları öğrenince bütün vücudum yaralanmış, sanki kanım damarlarımdan akmış gibi oldu. Kalbim açıkta kalmış gibi hissettim. 4 gün boyunca Yağmur rüyalarıma girdi. Gündüz aklımda, gece rüyamdaydı. Asıl olan Yağmur’un huzuru ve iyi bir eğitim almasıydı. Bu sorunun sağlıklı bir şekilde çözülmesini istedim. Pazartesi kendisi ile konuştum. Yeni okulundan memnun olduğunu söyledi.

8 Nisan çağrısı: Mütalaa iddianameden bile kötü. İddianamede tertipti. Mütalaa ise tertip, iftira olarak doğmuştur. 8 Nisan yeni bir başlangıç olacak. Bu davanın duruşmasını bir gün izleyen bile bu davanın ne olduğunu anlar. 8 Nisan’da herkesi Silivri’ye çağırıyorum. Ama barikatları zorlamasınlar. Güvenlik güçleri ile hiç yüz yüze gelmesinler. Barikatın önünde bir resim çekip sosyal medyada “hukuk barikatın arkasında tutsak” diye paylaşsınlar. Bunu bir kampanya olarak öneriyorum. Bütün dünyaya paylaşsınlar. Gençleri Silivri’ye ayrıca çağırıyorum. Türkiye’nin gerçeği ile yüzleşip mücadeleye hazırlansınlar. Bütün kuşaklar omuz omuza olup adaleti tutsaklıktan kurtaracağız. Silivri artık Türkiye’nin kanayan yarası haline gelmiştir.

İmralı görüşmeleri: Türkiye’de gerçek bir iç barışı herkes gibi ben de istiyorum. Bugün barış bir amaç değil araç olarak kullanılıyor. Silahları susturmadan önce insanları susturdular. Böyle bir ortamda pazarlık usulü ile yapılacak bir barış ne kadar kalıcı olur?

Yeni anayasa: Yeni anayasa, barış atının önündeki araba gibi duruyor. Bu durumda ne at hareket edebilir ne de araba hareket edebilir. Barış gibi anayasa konusunda da pazarlığa tabi. İki kere ikinin kaç ettiğini tartışıyoruz. CHP ile 3 etsin, MHP ile 5 etsin pazarlığı yapıyorlar. BDP ile yapılan çarpma bölme işlemi ise daha karışık.

Yargıtatör sahnelenmeli: Şu günlerde “Yargıtatör” oyununun heyecanı içindeyim. Fırından taze çıkmış bir ekmek gibi elime alıp kokluyorum. Bütün dileğim bu oyunun iyi bir yönetmen ve tiyatro grubunun elinde toplumla buluşmasıdır. Kitabın İngilizce baskısını 14-18 Nisan arasında yapılacak Londra Kitap Fuarı’na yetiştireceğiz. Orada da Türkiye’nin yargı sorunları anlatılacak.

sözcü