Hatice Tuncer

Cumhuriyet - Duruşmada söz verilmemesi üzerine söyleyeceklerini kaleme alan Balbay “Son aylarda yargı kararlarının kaos ortamı yarattığını görüşüyoruz. Yargı kararları hukukun varlığını hissetirmek, düzen sağlamak için vardır. Üçüncü yargılama yılına girerken bu yönde bir muhasebe yapmanızı dilerim” dedi. Çapraz sorgusu yapılan tutuklu sanık Mehmet Koral, “Bu iddianamenin nasıl hazırlandığını biliyorsunuz. Suçluysam verin cezamı. 32 aydır beni burada tutuyorsunuz” dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davaya iki aylık aranın ardından devam edildi. Davanın dün görülen 127. duruşması başlamadan önce mübaşir aracılığıyla kaç milletvekilinin geleceğini araştırılarak avukatların oturduğu masalardan bir kısmına milletvekillerinin alınmasını sağlandı.

CHP milletvekileri

Emine Ülker Tarhan, Oktay Ekşi, İzzet Çetin, Faruk Loğoğlu, Umut Oran, Muharrem İnce, Süheyl Batum, Tolga Çandar’ın da aralarında bulunduğu 43 milletvekili duruşmayı izledi. Ankara Barosu Başkanı Metin Feyizoğlu ve bir grup avukat da duruşmada gözlemci sıfatıyla hazır bulundu. Türkiye Gazetciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel, Yalçın Bayer, Yazgülü Aldoğan ile çok sayıda gazeteci ve meslek örgütü temsilcisi destek için duruşma salonunda yer aldı. CHP'nin yemin etmeyen milletvekili İsa Gök de duruşma başlamadan salona gelerek Balbay ile bir süre görüştü.

Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit de Silivri'de duruşması devam eden gazeteci Mustafa Balbay'a Basın Konseyi adına 51'inci yaş gününü kutlayan bir plaket sundu.

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay salonu tamamen dolduran izleyiciler tarafından bir ağızdan “İyi ki doğdun Balbay” şeklinde kutlama ile karşılandı. Gazeteci Tuncay Özkan da izleyicilerin yoğun alkışları arasında salona girdi.

Başkan Hasan Hüseyin Özese saat 09.45’te oturumu açtığı sırada Mustafa Balbay, el kaldırarak söz isterken avukat Ali Rıza Dizdar ve Yiğit Kazım Akalın da söz istedi. Ancak Başkan Özese “Sanık savunmalarını alıyoruz. Bu nedenle reddi hakim talebiniz varsa alacağım, bunun dışında söz vermiyorum” diye konuştu.

Avukatlar Dizdar ve Akalın, salonda tavandan aşağıya sarkan miktofonlardan rahatsız olduklarını belirterek “Mikrofonlar kapalı mı” diye söz almadan bağırdılar. Başan Özese “Anlaşıldı. Mikrofonlardan rahatsız oldunuz. Savunma hakkınızı ihlal edilmiyor. Sözlü sataşmalaı kaydediyor. Kalabalık ortamlarda ses kayıt edilemiyor. Ancak az insanın olduğu ortamlarda kayıt yapılabiliyormuş. Bize böyle söylendi” diye açıklamada bulundu.

 Cumhuriyet gazetesi yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, kendisine söz verilmemesi üzerine söyleceklerini yazılı olarak hazırlayarak avukatlar aracığıyla basın mensuplarına ve izleycilere iletti.

Balbay’ın duruşmada yapmak istediği konuşma metni şöyle:

“Sayın Başkan, yeni göreviniz ve yeni heyet oluşumu kutlu olsun. Bugün İkinci Ergenekon davasının üçüncü yargılanma yılına girildi. 20 Temmuz 2009’da 56 sanık , bin 900 sayfa iddianame, 248 delil klasörü ile başlayan dava bugün 118 sanık, toplam sayfası 4 bini geçen 5 iddiname ve yaklaşık 500 delil klasörü ile devam ediyor. İki yıllık yargılamada 126 duruşma yapıldı ve sadece 31 sanığın önsorgusu alındı. Yani dörtte biri. Bu sorgular tamamlandıktan sonra delillerin değerlendirilmesi aşamasına geçilecek. Onun tamamlanmasının ardından her sanığın tek tek esas sorgusu yapılacak. Ardından karar verilecek. Üç ana aşamadan birincisinin dörtte biri tamamlanmış durumda. Yeni yargılama yılında bu süreci ve tutuklu yargılamayı gözden vicdan süzgeçinden geçirmenizi dilerim. 1 milyon sayfayı çoktan geçtiğini tatmin ettiğim
‘delil klasörlerinde’ Susurluk soruşturmasından Ecevit’in sağlık raporlarına, AKP’yi kapatma davası dosyasından Kamu Güvenliği Müsteşarı’ndan kuruluş çalışmalarına kadar pek çok dosya var. Bunların büyük bölümü delil değil, dosyadır. Yani bu davaya
deliller değil, dosyalar eklenmektedir.

 

Sanıklar sizi yönetiyor

Ergenekon davalarında sanıklardan birinin verdiği farklı bir ifade dava seyrini etkileyebilmekte, hatta değiştirmektedir. Bunu nedeni davanın kapsamı büyük ama gerçek anlamda içerikten yoksun olmasıdır. Hukuksal zeminin olmamasıdır. Benzetmemi hoşgörünüz, bu anlamda siz sanıkları değil, sanıklar sizi yönetmekte ve yönlendirmektedir. İddianamelerde sanıklara yönelik suçlamaların başında ‘
kaos ortamı yaratmak’ geliyor. Oysa son aylarda yargı kararlarının kaos ortamı yarattığını görüşüyoruz. Yargı kararları hukukun varlığını hissettirmek, düzeni sağlamak için vardır. Üçüncü yargılama yılına girerken bu yönde bir muhasebe yapmanızı dilerim.

 

Milli irade

Geçmişte birkaç kez Anayasa’nın 9. maddesine gönderme yaparak yargı kararlarının Türk halkı adına verildiğini, bir bakıma milli iradeyi temsil ettiğini yazdım. Bugün CHP İzmir Milletvekili olarak yine aynı düşüncedeyim. Yargının bu dava bağlamında heyetinizin böyle bir sorumluluk ve halk iradesine bağlılık duygusuyla karar vermesini dilerim.”

 

Mehmet Koral’ın çapraz sorgusu

Tutuklu sanık işadamı Mehmet Koral’a İbrahim Şahin ile ilişkileri konusunda sorular yöneltildi. Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu, Koral’a askerliğini nerede yaptığını sordu. Koral’ın Ankara’da yaptığını söylemesi üzerine Haşıloğlu, “Ona aynen şeyde yaptığımı Mardin’de PKK’lıya yaptığımı yapacam sokacağım ... RPG-7’yi basacağım tetiğine aynen onu yapacağım” şeklindeki telefon dinleme kaydını okudu.

Bunların şakalaşma olduğunu söyleyen Koral “Burada bayanlar var. Bunları neden okuyorsunuz” dedi.

Haşıloğlu “Bayanların yanında nasıl konuşalacağını biliyoruz. Buradaki her şeyi okumadım, okuyayım mı? Askerliğinizi Ankara’da yaptığınızı söylüyorsunuz. Ama Mardin’de yaptıklarımı yapacağım diyorsunuz. Açıklar mısınız” dedi.

Cezaevinde rahatsızlandığında kan kustuğunu söyleyen Mehmet Koral “İddianamedeki suçlamaları araştırmıyorsunuz. 32 aydır niye yatıyorum” diye tepki gösterdi.