Pozantı Cezaevi’nde tecavüze uğradığını Taraf ’a anlattıktan sonra başka bir suçtan dolayı tutuklanıp Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’ne konan F.G’nin kendisini asmaya kalkıştığı ve koğuş arkadaşları tarafından son anda kurtarıldığı öğrenildi. Baba Beşir T., “Görüşe gittim bu olaydan sonra. Elleri, ağzı ve yüzü titriyordu. ‘Pozantı’dan sonra iyice üstüme geliyorlar. Baba beni kurtar’ diye ağladı, durmadan. Hastanede asker ‘Bu PKK’lı, ne yaparsanız yapın’ deyince diğer hastalar saldırmış. Deliyse deli olarak teslim edin oğlumu bana, biraz daha kalırsa hem o ölecek, hem de kalp hastası annesi” dedi. Oğlunu en son geçen salı günü Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde gördüğünü söyleyen baba Beşir T., çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Oğlunu gördüğünde gözlerine inanamadığını anlatan Beşir T. şunları söyledi: “Oğlumu tanıyamadım neredeyse. Elleri, ağzı, yüzü titriyordu resmen. ‘Ne oldu’ oğlum diye sordum. ‘Pozantı’dan sonra üzerime çok geliyorlar baba’ dedi. Birkaç gün önce koğuşunda kendisini asmak istemiş, ölmek istemiş. İntihara kalkıştığını söyledi. Arkadaşları yetişip engellemişler. Cezaevindeki yöneticiler oğlumu Kurtepe’deki Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevketmiş. Oraya götürdüklerinde oğlum doktorlara ‘Benim ruhsal sorunlarım var, yardım edin’ demiş. Götüren askerler ise oradaki diğer hastalara ‘Bu PKK’lıdır, istediğinizi yapın’ demiş. Bunun üzerine o hastaların kendisine saldırdığını söyledi. Öyle olunca korkup hastanede kalmamış, cezaevine geri dönmüş. Bunları anlatırken bir yandan da hıçkıra hıçkıra ağlıyor ‘Kurtar beni baba, yalvarırım kurtar’ diye feryat ediyordu. O ağladı, ben ağladım görüş sonuna kadar.”

Annesi üzüntüden ölecek

Çöp toplayarak evini geçindirdiğini, eşinin ise kalp hastası olduğunu söyleyen baba Beşir T. zor günler geçirdiklerini söyledi. Oğlunun hastanede tedavi edilmesi için yetkililerden yardım isteyen Beşir T. “Ben Kürdüm ama PKK’lı değilim. Köyümüz tarandı, yengem öldü. Bizim bu devletle, bayrakla ne sorunumuz olsun. Oğlumun artık akli dengesi yerinde değil. Allah, Muhammed aşkına Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum, Başbakan’a sesleniyorum. Alsın bir sağlık kontrolüne soksunlar oğlumu, görecekler ki artık aklını yitiriyor. Bıraksınlar oğlumu. Annesi bu olaylardan beri iki, üç kez kriz geçirdi. Oğlum orada, anası burada ölecek. Günlerdir hastane, cezaevi arasında sürünüyorum. Boğazımdan lokma geçmiyor. Biz kendine zarar verir diye evde bıçak bile tutmamaya çalışıyorduk. Daha küçücükken attılar tacizcilerin yanına. Gazetelerde gördüm okudum, o gazeteci Hrant Dink’i öldüreni çocuk mahkemesinde yargıladılar, benim oğlum taş atmış çektiklerine bak” dedi.