Adalet Hukuk Derneği, Ak Avukatlar Derneği, Bağımsız Hukukçular Platformu, Genç Baro ve Yargıda Reform Grubu isimli 5 platformun üyesi avukatlar Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan Avukat Sibel Şimşek, "Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak büyük bir devlet kriziyle karşı karşıyayız. 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu ile başlayan bu krizin, yürütme organının hukuksuz ve yasaları çiğneyen 'Ben yaptım oldu' mantığıyla hareket etmesi sonucunda daha da derinleştiğini görmekteyiz. Başta Sayın Başbakan olmak üzere hükümetin TBMM'deki aritmetiğin getirdiği sayısal üstünlük nedeniyle sahip olduğu yasama ve yürütme gücünü adeta bir örgüt mantığı içerisinde kullanıldığına şahit olmaktayız. Devletin yüz milyarlarca lirasını haksız yere kendilerinin ve yandaşlarının zimmetlerine geçirdikleri yolunda somut ve ciddi delillerin olduğu adı geçen kişilerin tutuklanmasından ve bununla birlikte gelen istifalardan anlaşılmaktadır" dedi.

"HUKUKÇULAR OLARAK YAŞANAN BU GELİŞMELERDEN ENDİŞELİ VE KAYGILIYIZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Avukat Şimşek, "Başbakan tarafından ortaya atılan 'Yolsuzluk soruşturmasının siyasete, millete karşı uluslararası çetenin tezgahı ve kirli bir komplosu' olduğu yönündeki iddiaların algı yönetiminin bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Bu iddialarla somut delillere dayanan suçların üzeri örtülmeye çalışılmakta ve hukuksuzluklar meşruymuş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Hukukçular olarak yaşanan bu gelişmelerden endişeli ve kaygılıyız" ifadelerini kullandı.

"BİZE GÖRE BU DURUM KUVVETLER AYRILIĞI KURALLLARININ İHLALİ VE YÜRÜTMENİN YARGIYA AÇIK DARBESİDİR"
Soruşturmalarda görev alan emniyet müdürlerinin ve personelinin görev yerlerinin değiştirilmesini eleştiren Şimşek, soruşturmada görev alan savcılara da açık bir şekilde baskı yapıldığını söyledi. Şimşek, "Yargı görevi yapanı engelleme girişimleri sadece şahıslarla sınırlı kalmamış, Anayasal bir kurum olan HSYK'da bu hışımdan nasibini almıştır. 'Elimden gelse HSYK'nın cezasını hemen ben veririm' gibi insanı dehşete düşüren sorumsuz beyanlarda bulunulmuştur. Şimdi ise bu kurum Adalet Bakanlığı'na bağlanmak suretiyle yargı üyeleri yürütmenin tasarrufu altına alınmak istenmektedir. Adeta yargı bypass edilerek devre dışı bırakılmıştır. Bize göre bu durum kuvvetler ayrılığı kuralllarının ihlali ve yürütmenin yargıya açık darbesidir" diye konuştu. Grup basın açıklamasının ardından suç duyurusu dilekçesini İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na sundu.

DİLEKÇEDEN
Savcılığa sunulan 5 sayfalık dilekçede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Eski Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İl Emniyet Müdürü Selami Altınok, Eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı'nın da aralarında bulunduğu 12 kişi hakkında 'Yargı kararını yerine getirmemek suretiyle görevi kötüye kullanmak, Yargı görevi yapana etkilemeye teşebbüs, Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit.' T.C. organlarını aşağılama, Gizliliğin ihlali, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etmek, gizlemek ve değiştirmek' gibi suçlardan cezalandırılması talep edildi. 

 
hürriyet