Baro başkanı olmak için popüler veya kariyer sahibi olmak gerekir mi gerekmez mi bunu başkanların kısa özgeçmişlerinden sonra tartışacağız.

MEHMET ALİ İKİZER (d.1926 –ö. 1996)

 1926 Yılında İstanbul'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul'da tamamlayarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra serbest avukat olarak iş hayatına giren Mehmet Ali İkizer, 1974 - 1976 yılları arasında İstanbul Barosu başkanlığı yaptı. Madrid barosu ulusal üyesidir.

Topkapı sarayı, Böbrek vakfı, Kalp Vakfı, Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı ve bir çok sosyal dernek üyeliği olan İkizer, Lions ailesine 1972 yılında Eminönü Lions Kulübü'nde katıldı. Kulübünde başkanlık (1978 - 1979 dönemi) dahil birçok görevi başarıyla tamamladıktan sonra 1979 yılında Genel Yönetmen 3.Yardımcılığı görevine seçildi. Sırasıyla 3., 2. ve 1. Genel Yönetmen Yardımcılığı görevlerinden sonra 1982 - 1983 döneminde Genel Yönetmen olarak Türk Lions'una hizmet ederek önemli katkılar sağlamıştır.

Orhan Adli Apaydın (d. 1926, ö.1986), Türk hukukçu ve yazar.

 

İstanbul Haydarpaşa Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Yazarlığa öğrencilik yıllarında Vakit Gazetesinde başladı (1945-1946). Bu yıllarda, Hür Fikirleri Yayma Cemiyetinin kurucuları arasında yer aldı. Avukatlık yaparken, yönetimine de katıldığı Yeniden Doğuş (1945-1950), Dünya, Milliyet gibi dergi ve gazetelerde yazdı. 27 Mayıs Darbesi'nden sonra, İstanbul Barosu yönetim kurulu yasaklamasına rağmen Yassıada duruşmalarında kardeşi Burhan Apaydın ile birlikte savunma avukatlığı yaptı. 1961’de Adalet partisinden XII. dönem Aydın milletvekili seçildi. 1962’de bu partiden ayrılıp bağımsız oldu. 1976-1983 yılları arasında İstanbul Barosu Başkanlığı yapmıştır, 1983 yılında Adalet Bakanı tarafından Baro Başkanlığı görevinden alınmıştır. Avrupa İnsan hakları Merkezinin İstanbul’da kurucuları arasında yer almıştır.





Profösör, Kürsü Başkanı, Yazar.











Turgut Kazan

Turgut Kazan; İstanbul Barosu Eski Başkanı, Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi.

1940 yılında Adana'da doğdu. 1962 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.

İstanbul Barosu'na kayıtlı olarak avukatlığa 1963 yılında başladı.

1988-1996 yılları arasında 4 dönem, toplam 8 yıl boyunca İstanbul Barosu başkanı olarak çalıştı.

Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Turgut Kazan, 1963 yılından bu yana avukatlık yapmaya devam ediyor



Yücel Sayman

Yücel Sayman (d. 1939 Konya), Türk akademisyen. 1958 yılında Saint Joseph Fransız Lisesi'ni, 1962'de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1969 yılında Strasbourg Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde doktorasını verdi.

1978 yılında doçent oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliği yaptı. İstanbul Barosu başkanlığı da yapan Yücel Sayman şu an İstanbul Medipol Üniversitesi'nde öğretim üyeliği görevini sürdürmektedir. Evrensel Gazetesi'nde bir dönem yazarlık yapan Sayman, burada bulunan yazılarını "Özgürlük Zamanı" adlı bir eserinde derlemiştir.

KAZIM KOLCUOĞLU

İstanbul barosu eski başkanı avukat Kazım Kolcuoğlu 1945 yılında doğdu. 1961 yılında Haydarpaşa Lisesi, 1967 yılında İ.Ü.Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1964 yılında Prof. Tarık Zafer Tunaya Başkanlığında Türk Devrim Ocakları Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. 

Av.Kazım Kolcuğolu 1966 yılında Avrupa Konseyi Gençlik Merkezinin davetlisi olarak Strasbourg Üniversitesi’nde misafir öğrenci olarak bulundu. 1968-1970 dönemi Dünya Gençlik Teşkilatı (W.A.Y.) Avrupa Konseyi Gençlik Merkezi (CENYC) üyesi olan Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı genel başkanlığı yaptı.

1978-83 dönemi Orhan Apaydın Başkanlığındaki İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu. 1998-2001 dönemi Türkiye Barolar Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptı. 2002 Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Bilim Danışma Kurulu üyeliğinde bulundu. Baykent Eğitim ve Sağlık Vakfı Mütevelli Heyet Başkanlığı ve 1969’dan bu yana İstanbul Barosu üyesi olarak serbest avukatlık yapmaktadır.

Av.Kazım Kolcuoğlu İstanbul Barosu başkanı olarak 2002-2008 yıllarında hizmet vermiş olup, halen serbest avukatlık yapmaktadır.

 

Muammer Aydın

İstanbul barosu başkanı Avukat Muammer Aydın 1953 yılında İstanbul’da doğdu.Pertevniyal Lisesini birdikten sonra 1977 Haziran ayında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.

Av.Muammer Aydın 1 Mart 1979 yılından bu yana İstanbul Barosu üyesi olarak Serbest Avukatlık yapmakta; çeşitli sivil toplum kuruluşlarında, dernek ve vakıflarda üyelik, Başkan Yardımcılığı ve Başkanlık görevlerini sürdürmektedir.

Av.Muammer Aydın 2002-2004, 2004-2006 dönemi İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Sayman Üyeliği, 2006-2008 dönemi, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Evli ve iki çocuk sahibidir.

 

Av.Doç.Dr.Ümit KOCASAKAL (18025)

Av.Ümit Kocasakal 1966 senesinde Almanya Köln doğumlu. 1986 yılında Galatasaray Lisesi’nden, 1990 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Bir süre serbest avukatlık yaptıktan sonra 1995 yılında Galatasaray Üniversitesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku asistanı oldu. 2000 yılında Karapara Aklama Suçu konulu teziyle doktor, 2005 yılında Avrupa Birliği Ceza Hukukunun Esasları çalışmasıyla da doçent oldu. Çeşitli üniversitelerde dersler verdi. Yayımlanmış çok sayıda makale ve yazısı bulunmaktadır.2004-2006 döneminde İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı olarak görev yaptı. 2008-2010 döneminde İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeliği görevinde bulundu.   Halen Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı olarak öğretim üyeliğini sürdürmektedir. Fransızca bilmektedir.
Akademik Hayatı:

  • Eğitim Geçmişi: 2001 Yardımcı Doçent Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İstanbul
  • 2000 Doktora İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İstanbul
  • 1996 Yüksek Lisans İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İstanbul
  • 1990 Lisans İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İstanbul
  • 1985 Lise Galatasaray Lisesi İstanbul

Mesleki Geçmişi:

  • 2001- Yard.Doç.Dr. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İstanbul
  • 2001- Fakülte Kurulu Üyesi Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İstanbul
  • 1995-2001 Araş.Gör. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İstanbul
  • Verdiği Dersler: Ekonomik Suçlar Bağlamında Kara Para Aklama ile Mücadele
  • Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Terörle Mücadele

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

Baro başkanı olmak için popüler olmak gerekip gerekmediğini tartışmadan önce baro başkanlarının 1136 sayılı avukatlık kanununa göre görev ve yetkilerine bakalım.

Görevleri:

Madde 97 - Baro başkanının görevleri şunlardır:

  1. Baroyu temsil ve yönetim kuruluna başkanlık etmek,
  2. Genel kurul, yönetim kurul ve disiplin kurulu kararlarına yerine getirmek ve günlük işlemleri yürütmek,
  3. 95 inci madde gereğince verilen izin ve yetki dairesinde baro adına iltizam ve iktisapta bulunmak, yüklenmelere girişmek, baroya bağışları kabul etmek ve bütçeyi uygulamak,
  4. Mahkeme ve resmi dairelerde baroyu temsil edecek ve savunacak avukatları tayin etmek,
  5. Avukat sicillerinin Türkiye Barolar Birliği tarafından gönderilen örneğine uygun olarak düzenlenmesini ve korunmasına sağlamak,
  6. Meslek onuru ve bağımsızlığı ile ilgili işlerde kanunlar ve meslek kurallarının gereğini her türlü organlara karşı savunmak ve bu konuda doğrudan doğruya ve dolayısıyla kendisini göreve zorlayan hususları yapmak,
  7. Baronun ve yönetim kurulunun çalışmaları hakkında her yıl Türkiye Barolar Birliğine yazılı bir rapor vermek,
  8. Başkanlık Divanı olmayan barolarda, divanın diğer üyelerine ait görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak,
  9. Kanunlarla verilen diğer yetkileri kullanmak,

 

 

Bu görevleri yerine getirmek için yüksek bir popülariteye veya Prof. Doç. gibi unvanlara gerek olmadığı açıktır.

 

Baro yönetimleri ve avukatlar

Baro başkanları ve yönetimler avukatlık kanunu ile kendilerine verilen görevleri yerine getirmekle sorumlu ve yetkilidirler. Bu görevleri yapmamaları suçtur. Bu nedenlerle başkan veya yönetimin kim olduğu avukatların yaşamlarını çok fazla etkilemez. Baro yönetimleri ne avukatlara iş bulurlar ve ne de işlerine engel olabilirler. Gerçek bu olunca avukatların büyük çoğunluğu baro seçimleri ile ilgilenmiyorlar, sadece seçimden seçime yasal zorunluluktan dolayı oy kullanıyorlar. Seçimlerde de en büyük etken bu yüzden öncelikle popülarite ve kariyer oluyor. İkinci önemli etken ise seçilenlerin siyasi görüşleri.

Tabii bu bakış son derece yüzeysel bir bakıştır. Baro yönetimlerine yöneltilen en büyük eleştiri siyaset yapmalarıdır. Bu eleştirilere rağmen siyasi yaklaşımlar baro seçimlerine damgasını vurmaya devam etmektedir, çünkü avukatlar başkaca önem verecekleri bir seçim kriteri bulamamaktadırlar.

Oysa barolar dar anlamda siyaset yapmamalılar, ancak geniş anlamda siyasi olmak durumundadırlar. Avukatların hiç şüphesiz bir çok ortak çıkarları vardır, ancak çatışan çıkarları da vardır, patron avukat işçi avukat gibi.. Baro seçimlerinde emeğe dayalı görüşler etkin olduğunda; patron avukatlar, emekçi ve çalışan avukatların seçim grupları oluşturmaları halinde seçimlerin daha anlamlı olacağını düşünüyoruz. Bugün onlarca avukatı çalıştıran patron avukatlarla, kendi emekleri ile ayakta durmaya çalışan emekçi avukatlar ve patrona bağlı olarak çalışan işçi avukatların çıkarları çok farklıdır. Bizce baro seçimlerinde gruplar bu esaslar üzerinde oluşmalı ve yarışmalıdırlar.

 

PATRON AVUKATLAR

EMEKÇİ AVUKATLAR

İŞÇİ AVUKATLAR

 

Patron avukatlar işçi avukat veya takip memuru gibi çok sayıda kişi çalıştıran büyük avukat ofisleri sahipleridir.

 

Emekçi avukatlar ise bağımsız fakat kendi emeği ile ayakta durmaya çalışan avukatlardan oluşur.

 

İşçi avukatlar ise doğrudan bir patron avukata bağımlı olarak ücretle çalışan avukatlardan oluşur.

 

Hiç şüphesiz bu üç grup arasında kesin çizgiler yoktur. Bugün işçi avukat olanlar yarın bağımsız çalışan emekçi avukat olabilirler.. Avukatların patron avukat olmaları ise, onlarca avukat çalıştıran büyük ofis düzeyine yükselmeleri çoğu kez hayaldir.

 

Baro seçimlerinde dar siyasi mücadeleye göre gruplaşmaların avukatların çıkarları açısından bir yararı yoktur.. Böylesi yararsız gruplaşmalar yerine ortak çıkarlar doğrultusunda oluşacak grupların yarışması avukatlık mesleği ve geleceği açısından daha yararlı olacaktır.



Rahmi Ofluoğlu