ERZURUM - İlhami Erkılıç

Erzurum'un İspir ilçesi Yedigöl Mahallesi'nde yaşayan 37 yaşındaki Bülent Erkan, ilkokul eğitiminin ardından büyükleriyle keklik, tavşan ve balık avcılığı yapmaya başladı.

Askerden döndükten sonra mahallesinin dağlık alanlarında keklik avlamaya devam eden Erkan, avcılık yaparken "çengel boynuzlu" diye tabir edilen dağ keçisi gördü.

Kendini kamufle ederek keçiye 3 metre kadar yaklaşan Erkan, av tüfeğiyle hedef aldığı keçinin gözlerinden düşen yaş damlasını fark edince yaptığı işin yanlış olduğunu düşündü. Erkan, o günden sonra avcılığı bırakıp kendini dağlara ve yaban hayatını korumaya adadı.

Hikayesiyle dikkatleri üzerine çeken Erkan, geçen yıl yönetmen Yavuz Selim Taşcıoğlu'nun çektiği ve hayatını konu alan "Dağların oğlu" isimli belgeselle hem yılın en iyi belgesel ödülünü aldı hem de uluslararası yarışmalarda dereceye girdi.

Bülent Erkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vatani görevi sonrası dağlarda avcılığa devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Yaklaşık 3 metreden çengel boynuzlu dağ keçisini pusuya düşürdüm. Kendimi kamufle ederek keçiyi vurmak için hedef aldığımda keçinin gözyaşı damlaların yere düştüğünü gördüm ve yaptığım işin yanlış olduğu kanaatine vardım. Keçiyi vurmayıp özgürlüğüne bıraktım. Böylece avcılığı bırakıp kendimi dağlara ve doğal hayatı korumaya adadım."

Erkan, balık olmayan veya az olan göllere balık tohumu bırakarak, ağacı az olan dağlık alanlara fidan dikerek doğal hayatı korumak için sürekli dağlarda gezdiğini vurgulayarak "Yaklaşık 17 yıldır avcılığı bırakıp dağlara ve taşlara giderek ayı, börtü böcek fotoğrafı çekiyorum. İlk önce köyde akvaryum yaptım, sonra gölün yakınında yaptığım alanda kırmızı benekli alabalık ürettim." diye konuştu.

Taşcıoğlu: Kendini doğaya adadı

"Dağların Oğlu" belgeseli yönetmeni Yavuz Selim Taşcıoğlu da Erkan'ın bulunduğu yörede doğayı korumak ve gelecek nesillere taşımak gibi ulvi bir amaç için yıllardır uğraş verdiğine işaret ederek şunları kaydetti:

"Bir insanın tüm metropol yaşantısından soyutlanıp kendini doğaya adaması son derece güzel bir olay. Biz de bu durumu, ulusal anlamda destek gören bir karakter olabilmesi ve bunun üzerinden doğa ve vahşi yaşam hakkında insanların daha bilinçli olabilmesi adına perdeye yansıttık. Ulusal ve uluslararası alanda 20'ye yakın festivalde finalde yarıştık. Bu festivallerden 3'ünden birincilik, 3'ünden ikincilik, 5'inden ise juri özel ödülüyle döndük. Ülkemizi ve belgesel sinemamızı uluslararası alanda Letonya, Amerika Birleşik Devletleri, Bulgaristan, Karadağ, Almanya ve Fransa’da bölgenin en önemli festivallerinde temsil ettik."

Kaynak: AA