SUNUŞ
 
 
Medenî Kanun’un değiştirilmesi kolay olmadı. Velidedeoğlu Tasarısı, Tekinay’ın başlayıp Oğuzman’ın bitirdiği Tasarı, Akyol Tasarısı, Akıntürk Tasarısı derken, Velidedeoğlu Tasarısı’ndan itibaren kırk yılı aşkın bir süre sonra 1 Ocak 200 2’de Türk Medenî Kanunu yürürlüğe girebildi. Tekliflerimin hiçbirine bu Kanun hazırlıklarında iltifat edilmedi.
 
2002’den itibaren yeni İktidar’ın Adalet Bakanları da öncekilerin yolunu izlediler. Medeni Kanun’u hazırlayan Kurul’a lâyık görülmediğim gibi Borçlar Kanunu Kurulu’na da aslâ çağrılmadım. Sempozyumlarda söylediklerim buruşturup atmak niyetiyle not edilmiş gibi yapıldı. Yazdıklarım okunmadı.
 
2001-2002 yılında fasikül olarak yayınladığım Borçlar Hukuku’nu tamamlamak için yeni Kanun’un yayımlanmasını bekledim. Bu günlerde yayımlanacaktır. Borçlar Kanunu yürürlüğe girmeden önce hiç değilse BK. 19’u TBK. 27’nin birinci fıkrası yaparlar ve bugünkü TBK. 27’den “kamu düzeni” terimini çıkarırlarsa bir “apaçık ayıb”ı gidermiş olurlar. Ödevimi yapmak için söylüyorum. Yapacaklarını ümîd ediyorum. İyi yenilikler de getiren bu Kanun’un en sakıncalı yönü bu noktadadır.
 
Elinizdeki incelemenin yazarı olan genç hukukçu Umut Yeniocak; benim lisansüstü öğrenimi sürecinde tanıdığım, ismine uygun olarak “ümîd” vaad eden değerli bir Hukukçudur. Bunca muteber ulemâ varken, emekli olduğunun bir türlü farkına varmak istemeyen Fakîr’e; yeni Borçlar Kanunu’nun Genel Bölümü’ne ilişkin bu yararlı ve değerli incelemesini getirdi. Ben de bu SUNUŞ’u memnuniyetle kaleme aldım. Sa’yinin meşkûr ve devamlı olmasını niyaz ve eserinin bu alanda çalışanlara yararlı olacağını ümîd ediyorum.
 
 
Prof. Dr. Hüseyin HATEMİ
 
16 Mayıs 2011 - Teşvikiye/İstanbul



 
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 11.01.2011 tarihli TBMM oturumunda kabul edilmesi ve Resmî Gazete’de[1] yayımlanmasıyla, Borçlar Hukuku alanında önemli değişiklikler ve yenilikler içeren bir temel yasa hayatımıza girmiş oldu.
 
Çalışmamızda, Yasanın genel hükümler kısmında yapılan esasa ilişkin değişikliklere ve yeni hükümlere yer verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu Tasarısının 2005 yılında yayımlanmasının ardından, öngörülen değişiklikler ve yenilikler bazı sempozyumlarda ele alınmış, bu sempozyum notlarının pek azı yayımlanmıştır. Ayrıca, değişikliklere ilişkin yayımlanan bilimsel çalışma sayısı da fazla değildir. Eser sayısının azlığının ve dağınıklığının sıkıntısını, doktora tezi çalışmamda bizzat yaşamam dolayısıyla bu çalışmayı yapma fikri doğmuştur.
 
Çalışmamızda, Türk Borçlar Kanunu’nun getirdiği her yenilik ya da değişiklik hakkında bilimsel tez üretme iddiasıyla hareket edilmemiştir. Çalışmada daha çok, yapılan değişiklikleri ve getirilen yenilikleri tespit etme, bunlara kaynaklık eden yabancı yasa hükümlerine, Yargıtay kararlarına, bilimsel görüşlere ve tartışmalara işaret etme amacı güdülmüştür. Bu arada, bazı yenilik ya da değişiklikler hakkında fikir beyan edilmiş, tez ya da anti tez oluşturulmaya çalışılmıştır.
 
Türk Borçlar Kanunu’nun getirdiği değişiklik ve yeniliklerin bir bölümü, Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları dikkate alınarak yapılmıştır. Bir bölümü ise, Yargıtay’ın bazı yorum ve uygulamalarına son verecek niteliktedir. Bu sebeple, çalışmamızda ele alınan hemen her hükümle ilgili Yargıtay uygulaması hakkında fikir vermek üzere, çok sayıda Yargıtay kararına yer verilmiştir.
 
Türk Borçlar Kanunu’nun 2005 yılında yayımlanan Tasarı metni ile 2008 yılında yayımlanan Tasarı metni arasındaki farklara da ilgili madde metinlerine ilişkin açıklamalarda yer verilmiştir. Ayrıca, TBMM Adalet Komisyonu’nda ve TBMM Genel Kurulu’nda yapılan değişiklikler de ilgili bölümlerde belirtilmiştir. Böylece, Yasa hükümlerinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmak amaçlanmıştır.
 
Yasa, ilk yayımlanan Tasarı hâlinden yasalaşıncaya kadar geçtiği aşamalarda değişikliklere uğradığı için, 2005 yılında yayımlanan Tasarının gerekçe metni, bugün bazı maddeler bakımından Yasanın Resmî Gazete’de yayımlanan hâline uygun değildir. Ancak, Yasanın resmî gerekçe metni olarak TBMM web sitesinde yayımlanmaktadır. Başbakanlık tarafından TBMM’ye sunulan, 22.01.2008 tarihli Tasarı, TBMM Adalet Komisyonu’nda ve Genel Kurul görüşmelerinde değiştirilmiş ancak, gerekçe metni aynı kalmıştır. Komisyon’da değiştirilen ya da eklenen maddelerin gerekçelerine, ancak Komisyon Raporundan ulaşılabilmektedir[2]. Dolayısıyla, Yasa üzerine çalışma yapmak isteyen kimselerin, yanlış bilgi edinmemek için bu karışıklığa dikkat etmeleri gerekecektir. Çalışmamızda bu değişikliklerle ilgili açıklamalara, ilgili bölümlerde yer verilmiştir.
 
Türk Borçlar Kanunu’nun “Genel Hükümler” başlıklı ve beş bölümden oluşan birinci kısmı 206 maddeden oluşmaktadır. Yasanın Genel Hükümler kısmındaki esasa ilişkin değişiklikler ve yeni hükümler, yasa metninin sistematiğine uygun olarak, çalışmada yer almıştır. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda yer alıp, Türk Borçlar Kanunu’nda da esas olarak aynı düzenlemeye yer verilen madde metinlerine çalışmada yer verilmemiştir.
 
Ayrıca, çalışmamızda ele alınan madde hükümlerinin esasa ilişkin getirdiği yenilik veya değişiklikler ifade edilmiş ancak, hüküm değişikliği teşkil etmeyen, dilde arılaştırma faaliyetlerinden, aynı anlama gelen değişik ifadelerle yazılmış madde hükümlerinden, birden fazla fıkrada yer alan hükümlerin bir fıkrada birleştirilmesi veya bir fıkrada yer alan hükümlerin birden fazla fıkraya bölünerek ifade edilmesi şeklindeki sistematik değişikliklerden de bahsedilmemiştir.
 
Çalışma, daha çok, uygulamada yer alan hukukçuları, yeni Yasanın getirdiği değişikliklerden ve yeniliklerden haberdar etmeye yönelik olarak hazırlandığından, uzun teorik izahlar ve kavramsal açıklamalar yapma çabasına girilmemiştir. Ancak, yeni yasayla getirilen değişiklik ya da yeniliğe ilişkin açıklamaları daha anlaşılır kılmak, güçlendirmek amacıyla, bazı maddelerde kısaca kavramsal açıklamalar yapılmış ve ilgili öğreti tartışmalarına değinilmiştir. Bu yöntemle, esasa ilişkin değişikliklere ve yeniliklere odaklanılmış, okuyucunun bu bilgilere ulaşması kolaylaştırılmaya çalışılmıştır.
 
Çalışmada genel olarak, Yazarın kişisel tercihinden bağımsız, fakat Türk Borçlar Kanunu’nda tercih edilen terminolojiye uygun bir dil kullanılmaya gayret edilmiştir. Bu yapılırken, Türk Borçlar Kanunu’ndaki bazı terimler ya da ifadeler bakımından eleştiriler de belirtilmiştir. Yazım kuralları bakımından ise, Türk Dil Kurumu’nun kabul ettiği esaslar dikkate alınmıştır.
 
 
Yararlı bir eser olması dileğiyle…