BEN İSTİKRARIN DEĞİL DEĞİŞİMİN VE GENÇLİĞİN ADAYIYIM..
 
ÖNCÜ HABER : Hoş geldiniz Cihat bey. Önce bize kısaca neden aday olduğunuzu ve siyasetteki hedeflerinizi anlatır mısınız? Hem seçmen hem okuyucularımız sizi daha yakından tanımış olurlar.
 
CİHAT AÇIKALIN : Önce neden aday olduğuma kısaca değinmek isterim; Sadece seçim kazanmak ve seçmen tavlamak üzerine kurulu bir siyaset anlayışım olmadığını önemle vurgulamak isterim. Her şeyden önemlisi son iki yıllık süreç bize, Reyhanlı’da şunu göstermiştir; Gelişen dünya ve ülke koşullarına uyum sağlamanın ve yaşam biçimi ile sosyal hayatın bu mevcut AKP siyaseti ile ileri taşınamayacağı artık ortadadır. Buna bir de ilçemizde hızla artan genç nüfusun taleplerinin karşılanması kaygısını ekleyince aşağı-yukarı neden aday olduğumuz ortaya çıkar. Ben daima ekonomiden önce insani değerleri önde tutan biri olarak Reyhanlı’da sorunun sadece ekonomik olmadığını, işsizlik sorunu ile birlikte en önemli sorunun gençliği ve taleplerini doğru okuyamamanın olduğunu düşünmekteyim. Son gençlik hareketleri başta Gezi protestoları, bize esasen tüm ülkede siyasetin yeniden yapılanması ve gençlik-kadın hareketinin artık siyasetin lokomotifi olma yolundaki inanç ve kararlılığının görmezden gelinemeyeceğini göstermektedir.
 
Ben burada klasik siyaset anlayışından ayrılıyorum. Çünkü DEĞİŞİM VE İSTİKRARI Savunan bir siyasi iktidar esasen şunu söylemektedir; BEN İKTİDARDA KALAYIM AMA ÜLKEYİ VE HALKI DEĞİŞTİREYİM. HER ŞEY BENİM KURGULARIMLA YÜRÜSÜN. Demek istemektedir. Ben, istikrarın değil değişimin ve gençliğin adayıyım.
 
ÖNCÜ HABER : Gençlik ve Halk daha sade bir ifade ile sizce ne istiyor?
 
CİHAT AÇIKALIN:Çok net ve kısa ifade edeyim; Birey olmak ve yönetim sürecinin içinde olmak, sorgulamak istiyor.”Gençlik sorgulanan değil sorgulayan, yönetilen değil yöneten olmak istiyor.” Esasen Yenileşen Dünyanın ortak dili ve talebi budur. Ben bu inanç ve amaçla yola çıktım.
 
ÖNCÜ HABER : Son Reyhanlı Saldırısı ve asayiş olayları ile ilgili çok öneri ve yazılarınız çıktı.Mücadelenizi bizler biliyoruz ama okurlarımıza kısaca özetler misiniz düşüncelerinizi?
 
 
SİZ HİÇ TİCARET YAPAN SIĞINMACI GÖRDÜNÜZ MÜ ?
 
CİHAT AÇIKALIN :Her zaman ve her zemin de söylediğim gibi ; Reyhanlı’da olaylar bağıra bağıra gelmiştir. En temel sebebi yürürlükteki hukuk kurallarının uygulanmayışı ve hukukun değil siyaset ve siyaset adamlarının sözlerinin uygulamada referans alınmasıdır. Örneğin ; BM sözleşmesi ve bizim iç hukuktaki düzenlemelerimiz “Sığınmacının” ne şekilde ikamet edeceğini ve yaşam hakkının nasıl güvenceye alınacağını açıkça ifade etmesine rağmen, sırf sayın başbakan kızmasın ve iktidar karşımıza dikilmesin diye, adliyesinden belediyesine tüm kurumlar Reyhanlı’da yeni bir sığınmacı tanımı geliştirmiştir. Siz hiç ticaret yapan sığınmacı gördünüz mü? Ya da çocuk kaçıran ? ya da kaçakçılık yapan? Lokanta açan? Fırın açan? Hatta döviz bürosu açan? Okul ve hastane açan? Bu gelişmelere aynı ilçede yaşayan ve görev yapan c.savcıları ne gibi işlem yapmıştır? Ruhsatsız ve belgesiz açılan işyerleri ile ilgili belediyenin ne gibi denetim ve yasaklama faaliyetleri olmuştur? İlçede dilencilik ve evlerden hırsızlık yapan, zaman zaman da dilencilik eylemini hırsızlık eyleminin kılıfı olarak gösteren sözde sığınmacılara emniyetin ve kaymakamlığın ne gibi tedbirleri ve denetimleri olmuştur?Tüm bunların yanı sıra görevini ihmal eden yetkililerle ilgili bizim suç duyurumuz dışında, c.savcılarının resen yürüttüğü bir soruşturma var mıdır?
 
Gelelim saldırıya ; Son açıklanan ve ulusal basınla da paylaşılan içişleri müfettişlerinin tespitlerine göre, saldırı önceden haber alınmasına rağmen bir kısım ihmaller zinciri ve MİT ile emniyet arasındaki diyalog kopukluğu nedeni ile göz göre göre gerçekleşmiştir.Bu artık mızrağın çuvala sığmayacağı bir tablodur.Esas cevap bulması gereken sorular şunlardır;
 
1-Reyhanlı neden terörün hedefi olmuştur?
2-O kadar patlayıcı üstelik takip edilmesine ve MİT tarafından bilinmesine rağmen ilçe merkezine nasıl gelmiştir?
3- Cilvegözü saldırısı henüz gündemdeki yerini korurken ilçede araç ve vatandaş denetimleri neden ihmal edilmiştir.? Faillerin yakalanması sevindirici olmakla birlikte bu işin adli yönüdür.
Aynı durumlarla karşılaşmamanın yolu idari denetim ve tedbirlerdir.Keza; dün Reyhanlı da Halil Hazırlar adlı vatandaşımız ve eşi evinde yabancı uyruklu ve Suriye’den gelen silahlı kişilerce gasp edilmiş ve vurulmuştur. Demek ki ; hala güvenlik zafiyeti ve sınır güvenliği zafiyeti sürmektedir.
 
Bu durumda “camabaza bak cambaza” demek ve yukarıya bakmak , aşağıda olanları gözden kaçırmak olur. Biz etrafımıza bakmalıyız. Cambaza değil.
 
Sigorta kurumlarının ortak açıklamasına göre 1731 araç Türkiye’de çeşitli yollardan çalınmak suretiyle Reyhanlı –Bükülmez köyü civarından Suriye’ye götürülmüştür.Yani sınırlarımız bildiğiniz Otoban.Elini kolunu sallayan istediği gibi girip-çıkabilmektedir. Benim tanıdıklarımın araçları bu şekilde çalınmış ve Suriyelilerce daha sonra iadesi için para talep edilmiştir. Adana ve Hatay adliyelerinde görülen bu tarz davalar bunun somut delilidir.
 
Şimdi sorarım size? Araçların kamyonların geçtiği denetimsiz bu sınırlardan daha ne geçmez? Bu saldırı bu yüzden bağıra bağıra gelmiştir. Ben bu olayda yaşamını kaybeden yurttaşlarımıza Allahtan rahmet diliyor, yaralanan ve zarar görenlere tekrar geçmiş olsun diyorum.
 
 
REYHANLI SALDIRISI ÖNEMSİZLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILDI VE YAYIN YASAĞI BUNA DOĞRUDAN HİZMET ETTİ !
 
ÖCÜ HABER : Bizi de ilgilendirmesi nedeniyle yeri gelmişken soralım.yayın yasağı hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
CİHAT AÇIKALIN :Orası tam bir komedi zaten . CMK.153.mad. göre verilen yayın yasağı kararı hukuka aykırı olmuştur.Çünkü ; Müdafiiler için bu maddede düzenlenen kısıtlama tedbirini basın mensuplarına uygulamak biraz komik oldu.Kaldırılmasında ve itirazın yazılmasında benim doğrudan katkım vardı.Ama en önemli zararı şu oldu yayın yasağının ;Cengiz Çandar ve Hakan Albayrak gibi gazeteciler hem olayı gerçek mecrasından çıkararak ülkede kafa karışıklığına yol açan yazılar yazdılar, hem bu yolla ülkede diğer kentlerde yaşayan yurttaşlar acı ve saldırının büyüklüğünü göremedi ve Reyhanlı insanının acısını tam manasıyla paylaşamadı.Saldırı önemsizleştirilmeye çalışıldı ve yayın yasağı buna doğrudan hizmet etti. Düşünün gece yarısına doğru yetkililer adliyede toplantı yapıyor ve akabinde yayın yasağı kararı çıkıyor. Keşke adliyeler olağan zamanlarda da bu denli özverili çalışsa diyesi geliyor insanın.
 
 
HER ALANIN VE HER MENSUBUNUN SİYASET KURUMU TARAFINDAN BASKIYA MARUZ KALDIĞI SÜRECE GİRİLDİ...
 
 
ÖNCÜ HABER : Sizce yargı siyasallaştı mı?
 
CİHAT AÇIKALIN:Yargı Türkiye’de her dönem siyasetin içindeydi ve siyasetin saldırısı altındaydı.Hiçbir zaman bağımsız olmadı.Ancak , HSYK’nın yapısının değişmesi ile birlikte her alanının ve her mensubunun siyaset kurumu tarafından baskıya maruz kaldığı sürece girildi.Gezi protestosuna katılanlara hazırlanan fezlekeleri görünce bir hukukçu olarak ürpermemek elde değil. Her ülkede ve her rejimde muhalefet vardır ve amacı fırsat bulursa iktidarı yıpratma ve iktidar olmadır. Ama Türkiye’de muhalefetin her eleştirisinden rahatsız ve agresif bir iktidar var. Bu halde , yargının iktidara rağmen önemli siyasi ve toplumsal olaylara ilişkin davalarda bu baskılara direnebilmesi çok olanaklı görünmüyor.Yargı mensuplarının bir kısmı fikren iktidara yakın olmakla birlikte , önemli bir kısmı orta gelir seviyesindeki ailelerin siyasete bulaşmamış çocuklarıdır.Ama bu kesimdeki yargı mensupları baskıları göğüslemekte zorlanmaktalar diye düşünüyorum.Zira ; ne öğrenciliklerinde ne aile ortamında siyasete dahil olamamış genç hukuk idealleri olan çoğunluğu memur ve esnaf ailelerin dürüst çocuklarıdır.Benim kanaatime göre , kısa süre sonra yargı mensupları içindeki bu tarz politize olmamış kişiler istifa veya kurum değiştirme yoluna gideceklerdir.Benimki bir öngörü tabiî ki.
 
 
İSTENİRSE BİR KAÇ GÜNDE ÇÖZÜLÜR
 
ÖNCÜ HABER : Son olarak Reyhanlı’da asayişin nasıl sağlanabileceğini düşünüyorsunuz?
 
CİHAT AÇIKALIN:Çok basit önlemlerin hayata geçirilmesi ile istenirse bir-kaç günde çözülür,
1-Kamuya açık alanlarda kimlik ve yabancı uyruklular için ikamet ve pasaport denetimlerinin sık sık ve belirsiz saatlerde yapılması ile şüpheli şahıslarla ilgili derhal adli işlemlere başlanması, trafik denetimlerinin arttırılması,
2-Daha önce emniyetin muhtarlarla yaptığı mahalle sakinleri isim tespiti ve yabancı uyruklular ile ilgili güncellemelerin yapılması, yasal koşulları uymayanların çadır kentlere yerleştirilmesi. Çadır kentlerin ise, yerleşim alanlarının çok dışında ve etrafının askeri güvenlikli bölgeye alınması,
3-Belediyenin Zabıta denetimlerini sıklaştırması,
4-Kaymakamlığın muhtarlar, sivil toplum örgütleri,siyasi parti temsilcileri ve kanaat önderleri ile ivedi olarak ilçe asayişi ile ilgili hem görüşlerinin alındığı hem de idarece alınacak önlemlerin uygulanma noktasında, kamu görevlilerine yardımcı olabileceği sistemin kuruluşunu konuşacağı bir toplantı düzenlenmesi. Bu yolla halktaki asayişe ilişkin endişeler de dağıtılmış ve şeffaf yönetim anlayışının gereği olarak halk bilgilendirilmiş olur. Fısıltı gazetesinin de önüne geçilmesi temin edilir.
 
 
BENİM SORUNUM AKP’NİN SİYASET ANLAYIŞIYLADIR
 
Tekrar belirtmekte fayda görüyorum ; Ben, dili, dini, milliyeti, ırkı ne olursa olsun insanların en temel hakkı olan” yaşam hakkının” korunmasını isteyen ve savunan biriyim.Ancak ; bunun genel hukuk kaideleri ile evrensel hukukun emrettiği şekilde yapılmasını yıllarını hukuka veren biri olarak istemekteyim.Eğer, ayırım yapacak olsaydım, kurulma aşamasındaki eğitim vakfımızdan Suriyeli mağdur ailelerin çocuklarına yardımcı olmazdım.Bu tespitime şunu da ilave etmeliyim ; Benim sorunum sadece AKP’nin siyaset anlayışıyladır.AKP seçmeni ile ne dün ne bugün bir sorunum olmadı, gelecekte de olamaz. Çünkü biz halkız ve safımız tektir.Amacımız daha insanca yaşamdır. Pusulamız kardeşlik ve hoşgörüdür. En güvenli limanımız ise hukuk ve demokrasidir.
 
ÖNCÜ HABER : Yorumlarınız ve cevaplarınız, gazetemizi ziyaretiniz için teşekkür ederiz. Ama sormak istediğimiz daha çok soru vardı gündeme dair o yüzden bir röportaj sözü daha istiyoruz sizden.
 
CİHAT AÇIKALIN:Ben de sayfalarınızı açtığınız ve düşüncelerimi okurlarınızla paylaşmama olanak sağladığınız için teşekkür ederim. İkinci röportaj sözüm olsun.Sizin aracılığınızla tüm Reyhanlı halkına sevgi ve saygılarımı sunar tekrar hepimizin başı sağ olsun dileğiyle tüm İslam aleminin de ramazanını hayırlarım.
 
Reyhanlı Öncü Haber- 25/07/2013