İSTANBUL SEFA MUTLU

AA muhabirine 28 Şubat döneminde yaşadıklarını anlatan Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Genel Başkan Yardımcısı emekli hava albay Mustafa Hacımustafaoğulları, askerlik yaşamı ve 28 Şubat'a giden süreç hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Hacımustafaoğulları, 1976'da Hava Harp Okuluna girdiğini, 1980'de teğmen rütbesiyle mezun olduğunda 1980 askeri darbesinin gerçekleştiğini anımsatarak, "İhtilalle göreve başladık. 1997'de 28 Şubat sürecinde, aralıktaki Yüksek Askeri Şurada irticai faaliyetlerde bulunduğum iddiasıyla Batı Çalışma Grubu çetesinin tasfiyesine maruz kaldık. Silahlı kuvvetler içerisinde fiili görev süremiz iki darbe arasında başlamış ve bitmiş oldu." diye konuştu.

"Bu ülkede yaşayan insan halkına düşman olamaz"

Hava Harp Okulunu dereceyle bitirdiğini, gelecek vadeden bir asker olduğunu ve 186 mezun arasında uçuş yapabilecek 60 kişi arasında olduğunu aktaran Hacımustafaoğulları, şunları kaydetti:

"Milli değerler düşmanlığı 28 Şubat'ta zirveye ulaştı. Bunlar topyekun bu halka savaş açtılar 28 Şubat'ta. Bu ülkede yaşayan insan halkına düşman olamaz. Bu şebekelerin arkasında dış güçler var. Bunları yöneten, tezgahlayan ve örgütleyen Batılı istihbarat örgütleri var. Bu ülke üzerinde emelleri olanlar var. Yoksa bir insan nasıl halkına rağmen bir şey düşünebilir? Bana üniformamı giydiren, belime silahımı takan bu millettir. Bu milletin emrinde görevimi yasalar çerçevesinde yapmaya mükellef bir askerdim. Hava Kuvvetlerinde 28 Şubat süreci 1986'da fiilen başladı. 1986'da Hava Kuvvetleri bünyesinde Etimesgut'taki zırhlı birliklerin yanında Hava Ulaştırma Grup Komutanlığı vardı. Orada özel işkence ve sorgu merkezi oluşturuldu. Oraya benim gibi subay, astsubay 400 kişi sırf dindar olduğu için çağrıldı. Ben yüzbaşıyken sorgusuz sualsiz bir hafta hücre hapsinde kaldım. Tek suçumuz dindar olmak. Hakkımızda irticai faaliyetlerde bulunduğumuz iddialarıyla çağırdılar. Zaten sakıncalı personel kategorisindeyiz. Bu memleketin askeri sırlarını Yunanistan'a satan-ki 1997'de tespit ettim bunu-Hava Kuvvetleri İstihbarata Karşı Koyma Şubesinde subaydı bu adam. Bizim askeri sırlarımızı Yunanistan'a sattı. Bunlar hain olmuyor ama biz namaz kıldığımız için hain oluyoruz. Bu merkez 1986'da faaliyetlerine başladı 1992'ye kadar devam etti. Ben bir hafta sorgulandım. Sorgu esnasında gözlerini kapattılar bazılarının. Böyle bir silah arkadaşlığı olmaz."

Kaynak: AA