CENEVRE - Bayram Altuğ

Myanmar'da 1970'lerden bu yana zulüm ve sistematik baskıya uğrayan Arakanlı Müslümanların yüzde 80'den fazlası, topraklarını terk ederek bölge ülkelerine göç etmek zorunda bırakıldı.

Bölgede son zamanlarda yaşanan şiddet olayları nedeniyle 25 Ağustos'tan bu yana 520 binden fazla Arakanlı Müslüman, Bangladeş'e sığınınca uluslararası kamuoyu da bu bölgeye odaklandı.

Bangladeş'in Cox's Bazar kenti civarındaki geçici yerleşim bölgelerine ve kamplara yerleşen yarım milyondan fazla Arakanlı Müslümanın, evlerini terk etmek zorunda kalmaları ve yaşadıkları şiddetten dolayı büyük bir travma geçirdiği bildiriliyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü Adrian Edwards, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Jeremy Laurence ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Sözcüsü Joel Millman, Arakanlı Müslümanların evlerine geri dönüşleriyle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

"Arakanlıların kimlik kartlarının olmaması sorun değil"

BMMYK Sözcüsü Edwards, Bangladeş'e 25 Ağustos'tan önce gelenlerle Cox's Bazar'daki kamplarda 800 bin civarında Arakanlı Müslümanın hayata tutunmaya çalıştığını belirterek sığınmacı akınının halen devam ettiğine dikkati çekti.

Edwards, BMMYK olarak birinci önceliklerinin bu sığınmacıların acil insani ihtiyaçlarının tedarik edilmesi olduğunu söyledi.

Arakan'daki şiddetin sürdüğüne değinen Edwards, "Şu aşamada sığınmacıların acilen evlerine geri döneceklerine ilişkin bir olasılık görmüyoruz." dedi.

Edwards, Arakanlı Müslümanların, Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybettiklerini ve "devletsiz" sayıldıklarını anımsatarak, "Arakanlı Müslümanların evlerine geri dönüşlerinde 'herhangi bir kimlik kartı veya belgelerinin olmaması' sorun teşkil etmeyecek." diye konuştu.

"Bu sorunun kökeni Myanmar'da, çözümü de Myanmar'da olmalı." diyen Edwards, Arakanlı Müslümanların evlerine geri dönmeleri konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

Edwards, Arakanlı Müslümanların evlerine geri dönmelerinin en önemli şartının Myanmar'da bir çözüm bulunarak şiddetin sona erdirilmesi ve güvenliğin sağlanması olduğunu vurguladı.

Arakanlıların evlerine ne zaman döneciğine ilişkin bir takvim veremeyeğini ifade eden Edwars, Myanmar hükümetinin tutumunun bunda belirleyici rol oynayacağını kaydetti. Edwards, Myanmar hükümetine de şiddete son verme çağrısı yaptı.

"Arakan'daki şiddet derhal sona ermeli"

OHCHR Sözcüsü Laurence da Arakan eyaletinde Myanmar ordusu ve fanatik Budistlerin neden olduğu şiddetin halen devam ettiğine dikkati çekerek, "Açıkçası Myanmar'daki mevcut durum değişmediği sürece evlerine dönmeyecekler. Ama, Arakanlıların evlerine dönmesi nihai bir hedeftir. OHCHR olarak (Myanmar hükümetine) bu şiddetin derhal sona erdirilmesi çağrısında bulunuyoruz." diye konuştu.

Myanmar hükümetinin şiddete son vermesinin yanı sıra Arakanlı Müslümanların tüm haklarına saygı göstermesi gerektiğinin de altını çizen Laurence, "Bu haklara vatandaşlık hakkı dahil. Tüm şartlar olgunlaştıktan sonra Arakanlılar evlerine geri dönebilir." ifadesini kullandı.

IOM Sözcüsü Millman ise "Arakanlı Müslümanların evlerine dönmeleri için Myanmar ve Bangladeş hükümetlerine her türlü desteği vermeye hazırız." dedi.

"Arakanlılar en çok eziyet gören dini azınlıklardan biri"

Myanmar yönetimleri tarafından Bangladeş'ten gelen göçmenler olarak görülen Arakanlı Müslümanlar, resmi belgelerde "Bengalli" olarak adlandırılıyor.

Arakanlı Müslümanlar, BM tarafından, "en çok eziyet gören dini azınlıklardan biri" kabul ediliyor, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.


Kaynak: AA