Ayrıca hukuki süreci yürüten ailesi olarak, bu vesileyle sizlerle daha da önemli bir haberi paylaşmak istiyoruz. Ocak ayı itibariyle İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu'nun, Ayşen Tekin'in, sonrasında hayatını kaybettiği operasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Mustafa Taşkın'ı kusurlu bulduğunu ve 1 AY süreyle MESLEKTEN MEN cezası verdiğini sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Bu yeni karar, olayla ilgili akıllarda soru işaretleri oluşturduğundan, olayın her yönüyle soruşturulabilmesi için Adalet Bakanlığı'ndan dava açılmasını talep ediyoruz.

 

'Çocuklar Duymasın' set adres: Muammer Aksoy Cad. Yunus Çaça Sk No:18 Milsan Milli Gazete Tesisleri tv5 binası Sefaköy

 

 

 

BASINA VE KAMUOYUNA

 

BEŞ YIL ÖNCE BEKLENMEDİK BİR ŞEKİLDE KAYBETTİĞİMİZ TİYATRO SANATÇISI AYŞEN TEKİN’İ ANIYOR VE ÖLÜMÜ SONRASINDA YAŞANAN HUKUKSAL SÜREÇ DİKKATE ALINARAK SAĞLIK BAKANLIĞI VE ADALET BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI YAPIYORUZ.

 

Tiyatro, sinema, dizi oyuncusu ve seslendirmeci Ayşen TEKİN’in 28 Temmuz 2006’da geçirmiş olduğu ameliyat ve sonrasında görmüş olduğu tedavi sonucu yaşamını kaybetmesi nedeniyle başlatmış olduğumuz hukuki süreci, basın ve kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

 

Ayşen TEKİN, hepimizin çok iyi bildiği ‘Çocuklar Duymasın’ TV dizisindeki anne ‘Müzeyyen’ rolüyle herkes tarafından tanınan ve sevilen bir oyuncu olmuştu. 18 yaşından beri tiyatronun içindeydi. Çeşitli tiyatro gruplarında yıllarca sahneye çıktı, turneler yaptı. Yaşamının son 20 yılında sesiyle, tanınmış birçok televizyon karakterlerine yaşam verdi. Sanatçı kimliğinin dışında onu şahsen tanıyan herkes, insanlara ve hayvanlara duyduğu sevgiyi ve esirgemediği nice yardımlarını, kediler ve köpeklerin yaşamının ayrılmaz bir parçası olduğunu çok iyi bilirler.

 

Ayşen Tekin, 2006 yılında hiç bir şikayeti olmadan sadece check-up yaptırma amaçlı Özel Çengelköy Ülkü Hastanesi’ne başvurmuştu. Tetkikler sırasında tiroidinde nodül olduğu saptanmıştı.

 

Yapılan iğne ince biopsisi sonucu, ‘kanser olmayan nodül’ (bening kolladial nodül) saptanmış, gerekirse işlem tekrar önerilmiştir, ancak Prof. Dr. Mustafa Taşkın tarafından başkaca bir ileri tetkik yapılmadan ameliyat önerilmiştir.

 

Buyurgan özellikte olan hekim Prof. Dr. Mustafa Taşkın, hastane sahibi olmasının da getirdiği bir özgüvenle, yaşamını sesi üzerinden kazanan bir sanatçı olan Ayşen TEKİN’e yapacağı ameliyatın niteliği, niceliği ve sanatçı kimliğine olabilecek etkisinden hiç bahsetmeden, duruma sıradan yaklaşmış ve ameliyata almıştır.

 

Prof. Dr. Mustafa Taşkın, bir hekime düşen hastasına karşı yüksek özen ve hasta yararına yaklaşımdan uzak bir tavır sergileyerek, hiç bir bilgi ve tıbbi zorunluluk olan aydınlatılmış onam sunmadan, Ayşen TEKİN’e sıradan bir muvaffakatname imzalatarak, hekimlik tavrına yakışmayan bir durum sergilemiştir. Bu husus halen hukuki dava konusu olduğundan ayrıntısına girilmeyecektir.

 

Ameliyat sırasında, Ayşen TEKİN’e yapılan hatalı bir uygulama sonrası gelişen komplikasyona Prof. Dr. Mustafa Taşkın yine hiçbir bilgi vermeden ve izin almadan müdahale etmiştir. Ameliyat sonrası, hasta yakınlarının Ayşen TEKİN’in durumundan endişe etmesi ve başka tam teşekküllü bir hastaneye sevkini istemelerine rağmen, durumun hayati tehlike oluşturmadığını defalarca yineleyerek, hastayı kendi hastanesinde tutmuştur.

 

Komplikasyonlar sonrası, Ayşen TEKİN 28 Temmuz 2006’da vefat etmiştir.

 

Yapılan otopsi sonrası ölüm sebebi; akciğer enfeksiyonuna bağlı solunum yetmezliği olarak bildirilmiştir.

Ayşen Tekin’in ameliyat öncesi hiç bir akciğer hastalığı bulunmadığı gibi, ameliyata kadar bu konuda bir şikayeti olmamıştır.

 

Ölüme neden olan akciğer enfeksiyonunun nedeni, ameliyat sırasında yapılan hatalı uygulamanın ortaya çıkardığı komplikasyondur.

 

Prof. Dr. Mustafa Taşkın tarafından tıbbi kayıtlar gerekçesiz ve usule uygun doldurulmadığından, bu durum ne yazık ki tıbbi bilirkişilerce irdelenememiş, incelemeye esas alınamamıştır.

 

Tesbit edilen 3 adet nodülün, ince iğne biopsisi sonrası ‘kanserli değildir’ diye tesbit edilmiş olmasına ve yine check-up sırasında çekilen akciğer grafisinde soluk borusunda hiç bir patalojik durum saptanmamasına rağmen, ameliyata sırasında bunlar gözardı edilerek, tiroidin soluk borusuna zarar verdiği imasıyla, izin alınan ameliyatın seyri değiştirilmiştir. Çelişkili kayıtlar düşülmüştür. Bu nedenle ortaya konulan sağlık hizmetinin doğruluğunun kanıtlanması için hukuksal süreç başlatılmıştır.

 

Bu süreçte, bilirkişiliğine başvurulan Adli Tıp Kurumu ve İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu bu davaya istinaden iki farklı görüş bildirmişlerdir. Adli Tıp Kurumu, hekime kusur vermezken, İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu hekim kusuru nedeniyle 1 ay meslekten men cezası vermiştir.

 

Bu 5 yıl içerisinde, bildirilen farklı görüşlere bağlı olarak, olayın tüm boyutlarıyla soruşturulabilmesi için dava açmaya değer bulunmaması ve takipsizlik kararının alınması üzücü bir durumdur. Ortada aydınlatılması gereken soru işaretleri vardır.

 

Bu nedenle, öncelikle Ayşen TEKİN’in arkadaşları, yakınları ve sevenleri olarak, yaşanan olaydan halen rahatsız olduğumuzu belirtmek isteriz.

 

Günümüzde birçok benzer olaylar yaşanmaktadır.

Buradaki amaç; bu yaşanan süreçlerin toplum vicdanında açtığı yaralara değinmek ve hasta-hekim arasındaki güvene dayalı ilişkinin yıprandığını vurgulamaktır.

 

Bu nedenle;   Sağlık Bakanlığı’nın sağlık sistemlerini en iyi şekilde denetlemeye çağırıyoruz, Hasta haklarına en fazla dikkat eden meslek grubu olarak hekimlerimizi sağlık hizmeti sunumunda daha özenli çalışmaya davet ediyoruz, karşımızda buyurgan özellikte değil, hastalığımızı bilgilendiren, tedavi sürecine katkıda bulunan, hasta- hekim arası güvene dayalı ilişkide hastaların acizliğinden yararlanmayan hekimler görmek istiyoruz,

    Adalet Bakanlığı’nın adalet hizmetlerinde kamu vicdanı ile hukuki vicdanın ortak değerlerde olması için yasal düzenlemeleri yapmasını bekliyoruz.

 

 

Şöyle ki; resmi bilirkişi olarak sadece Adli Tıp Kurumu’nu değil, uzmanlık derneklerini, üniversiteleri, tabip odalarını dikkate alacak yasal düzenlemeler bekliyoruz.

 

Bu önerilerimizi, ünlü oyuncumuz, arkadaşımız, canımız Ayşen TEKİN’in özlemi içinde, onun anısı önünde kamuoyu ve basınla paylaşırız.