Haber: RİFAT BAŞARAN - [email protected] / Arşivi

Kürt sorununun çözümü ve PKK ’nın silah bırakmasını amaçlayan yeni dönemde anayasa çalışmaları kilit rol oynarken, anayasada yapılması planlanan ‘vatandaşlık tanımı’ yeni bir tartışmanın odağına oturdu. 300 aydın ve sanatçının ‘Türk vatandaşlığı’ çağrısı yaparak imza kampanyası başlatması tedirginliğe neden oldu. CHP ’deki ‘vatandaşlık krizi’ ise Parti Meclisi Üyesi Birgül Ayman Güler’in partililere gönderdiği mektupla ortaya çıktı. Güler, parti yönetimindeki ‘vatandaşlık’ tartışmalarını anımsatarak “Parti programının ve temel organların bu temel tercih ve kararını tartışma konusu yapan görevlendirme ve yapılanmaları hızla iyileştirme ihtiyacı içinde olduğumuzu vurgulamak yerinde olacaktır” dedi.
Hükümetin yeni anayasa için mart sonuna kadar verdiği süre dolarken, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaları hem zaman hem de ‘Türk vatandaşlığı’ nedeniyle gündeme geldi. İmralı görüşmelerinde Öcalan’ın yeni anayasada ‘vatandaşlık’ tanımı ile ilgili “Özgür iradesiyle kendisini bu ülkeye bağlı hisseden herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır” önerisi geçmişte yaşanan tartışmayı yeniden canlandırdı.

Kampanya başladı

Aralarında AK Parti ’ye yakın isimlerden Hasan Celal Güzel’in de yer aldığı 300 kişilik siyasetçi, aydın ve sanatçı grubunun Ankara’da toplanarak yayımladığı “Türk milleti’nin adı vatandaşlık tarifinden ve anayasadan çıkarılamaz” şeklindeki çağrı tedirginliğe neden oldu. Çağrı ile ilgili kitlesel bir imza kampanyası başlatılacağı öğrenildi.

Karşı öneriler de geliyor

Meclis Başkanı Cemil Çiçek ise yayımlanan bildiriyle ilgili olarak “Aksini söyleyen, ‘Etnik çağrışımları yapacak ifadeler olmasın, herhangi bir ideolojik vurgu olmasın’ diyen de birçok kişi görüşünü bildiriyor. Buna karşılık da 300 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ‘anayasadan bu kavram çıkmasın’ diye görüş bildirmiş oluyor. Bunu ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmek lazım” dedi. Çiçek, anayasada vatandaşlıkla ilgili maddenin zor olan maddelerle birlikte en sona bırakıldığını belirtti.

CHP’de çatlak

CHP’de ise “vatandaşlık tanımı” krizi yeniden gündeme geldi. CHP’de Uzlaşma Komsiyonu’na sunulacak ‘vatandaşlık tanımı’ tartışmaya neden olmuş, CHP’li komisyon üyeleri Atilla Kart ve Rıza Türmen ‘Türk ifadesinin metinde yer almamasını isterken, Süheyl Batum ‘Türk vatandaşlığı’ ifadesinde direnmişti. Son olarak parti yönetimi devreye girerek ‘Türk vatandaşlığı’ tanımını benimsemişti.Tartışmaların yeniden gündeme gelmesi üzerine CHP’nin ulusalcı isimlerinden Birgül Ayman Güler, 25 Mart’ta milletvekilleri ve parti yönetimine bir uyarı mektubu gönderdi.

Güler’den tepki

Güler “Anayasada vatandaşlık tanımı sorunu üzerine değerlendirme” başlıklı yazısında CHP’nin önerisini ‘Türk vatandaşlığı’ olarak yapmasına rağmen Türmen’in bir gazeteye verdiği röportajda “etnik kimliğe dayalı vatandaşlık yanlış” görüşünü savunduğunu, Kart’ın ise Radikal’de yayımlanan yazısında aynı görüşü paylaştığını anımsattı. Güler, son olarak 16 Mart’ta gerçekleştirilen PM toplantısında PM Üyesi Seniye Nazik Işık’ın, partinin vatandaşlık önerisinin “Batum önerisi” olduğunu savunduğunu ve “Vatandaşlık tanımı olmamalı ya da TC vatandaşlığı gibi nötr tanım yapılmalı” görüşünü savunduğunu kaydetti. Güler mektubunda “Türk” sözcüğünün etnik temelli anayasa yaratmayacağını, bu terim sayesinde toplumsal kimliklerin siyasal değil, sosyal-kültürel yaşam dairesinde özgürleştirildiğini savundu. Güler, tersine “TC vatandaşlığı” tanımının “etnik temelli anayasa yapmak” anlamına geldiğini belirterek, bu anlayışta eşit vatandaşlık ve ulusal birlik olduğunu belirtti.

Partide iyileştirme ihtiyacı

Güler mektubunda şunları söyledi: “TC vatandaşlığı ya da adsız vatandaşlık, anayasayı etnik bakımdan ‘nötr’ kılmaz. Tam tersine bu, ‘milliyetlere/kolektif kimliklere göre’ anayasa yapmak demektir. Böyle bir tanım, anayasa madde 3’te belirtilmiş bulunan ‘milletiyle bölünmez bütün’ ilkesini ortadan kaldırarak ‘milliyetler devleti’ yaratır. CHP, anayasal vatandaşlık olarak bilinen TC vatandaşlığı sistemini tümüyle gündeminden çıkarmalı, ağırlığını komisyon üyesi Prof. Süheyl Batum’un önerdiği gibi ‘ulusal vatandaşlık ve vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini genişletip güçlendirme’ hedefine odaklamalıdır. Bunun için parti programının ve temel organların bu temel tercih ve kararını tartışma konusu yapan görevlendirme ve yapılanmaları hızla iyileştirme ihtiyacı içinde olduğumuzu vurgulamak yerinde olacaktır.”