Buluşmanın bu yılki konusu olan “Çocuk ve Hukuk, Türkiye’de Kadın Cinayetlerine Bakış, Kadına ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddete Karşı Hukuki Yaptırımlar“ başlıklı panelin açılış konuşmasını, Yargıtay Birinci Başkanı Ali Alkan ve Almanya Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Klaus Tolksdorf birlikte yaptı. Toplantılara hem Türkiye’den hem de Almanya’dan çok sayıda yargıç ve bilim insanı da katıldı... Aynı ekip, akşam yemeğinde de bir araya geldi...
Yemekten sonra, Dr. Tolksdorf ve diğer Alman hukukçularla, genel hukuk kavramları üzerine konuştuk. Çarpıcı tespitlerde bulundular. Kendi başlarından geçenleri anlattılar. Sabırlı ve kararlı olmamız gerektiğini ısrarla vurguladılar...

Beni de içeri alırlar mı?
Almanya Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Klaus Tolksdorf, renkli ve esprili bir hukukçu. Sohbete başlayıp derin konulara girince, “Beni de içeri almazlar değil mi?” diye espri yapıp, konuşanlar gerçekten de hapse atılıyor mu sorusunu sordu.
Türk yargısı konusunda, bilgi sahibi değilim diyerek özel sorulardan kaçındı. “Gazetelerde okuduklarımdan, duyduklarımdan fazlasını bilmiyorum. Elimde kesin bilgiler olmadan da yorum yapmam” diyerek topu taca attı. Ama temel hukuk kuralları konusunda söylemleri çok netti.Uzayan davalara şiddetle karşı: Bizde 6 ayda sonuçlanır. Gerekirse ek süre verilir ama uzamasını kimse istemez...


Sizde de olağanüstü yetkilere sahip, özel yetkili hakimler, savcılar var mı diye sordum. Şaşırdı. Öyle şey olur mu dercesine bakıp, “Almanya’da tüm yargıçlar aynı yetkiye sahip“ dedi.
Peki yargı dönem dönem farklı davranabilir mi? Örneğin askerler ya da siyasetçilerin isteğine göre hareket edebilirler mi sorusunu da yine kibarca olmaz böyle şey diyerek cevaplamak istemedi.
Bizde hukuk devleti kavramı çok tartışmalı, dışarıdan nasıl görünüyoruz yönündeki sorular da cevapsız kaldı. Ama dünyada hukuk devletine örnek gösterebileceğimiz ülkeler hangileri sorusunu rahatlıkla cevapladı. Almanya, Fransa, İngiltere, Amerika diye saymaya başladı...

En güçlü kim?
Erkler içerisinde yani güçler dengesinde en güçlü olanı hangisi? Örneğin yargı mı, siyaset mi, asker mi? Hiç tartışmasız yargı dedi. Peki yargıçların güvencesi kim? Sorusunu ise kendileri ve cesaretleri cevabını verdi. Yargıçlar cesur olmalı dedi.
Olağanüstü dönemlerde tüm ülkelerde yargının zaman zaman zaafa uğrayabileceğini, siyasetçilerin yargıya müdahale edebileceğini örneklerle anlattı. Ama halkın desteği ve hukukçuların cesareti ve kararlılığıyla bunların aşılabileceğini vurguladı...
Prof. Tolksdorf, sabahki oturumda da terörü bir insanlık suçu olarak nitelendirdi, neo Nazi davasında Türkiye basınına yer ayrılmamasına, “Almanya ‘da bunlar olabildiği için utanıyoruz“ dedi.
Toklsdorf, “Almanya’da sadakatsizlik kadına yönelik öldürmede haksız tahrik olarak kabul ediliyor mu”? sorusunu da “Sadakatsizlik hiçbir şekilde bir sebep değildir. Bir insanı öldürmek için sadakatsizlik asla bir sebep olmaz, olamaz da” şeklinde cevapladı...
Yemekte uzun süredir Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapan Prof. Dr. Hans Heiner Kühne’yle de sohbet etme olanağımız oldu. O daha rahattı. İşte o sohbetten çarpıcı satır başları:
* Kadına şiddet konusunda İtalya, Polonya gibi ülkelerde durum Türkiye’dekinden daha da vahim.
* Yargının herkese adil olması gerekir.
* Yargı devleti olunacağına önce halkın inanması gerekir.
* Bizim de yargıyla çok sorunumuz oldu. 150 yıl sürdü. Hitler döneminin yargısı vahşiceydi. Halk daha sonra hepsini reddetti.
* Yargı, devleti koruyacağına, yurttaşı korumalıdır.
* Adil bir yargının olmadığı ülkede hür basın olmaz, o olmazsa da demokrasi olmaz.
* Halkın hukuk devleti bilincini yükseltmeliyiz. Bu uzun bir yoldur.
* Orta direk her ülkede demokrasinin garantisidir ve Türkiye’de orta direk giderek güçleniyor. Kaybedecek bir şeyi olmayan insanlarla demokrasiyi koruyamazsınız.
* Panik dönemlerinde doğru kararlar alınamaz.
* Hiçbir ülkede kanaat önderleri uzun süre baskı altına alınamaz...

Başkan’dan övgü
Prof. Tolksdorf’un İKÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahri Öztürk’e yönelik sözleri ise onore ediciydi: “Prof. Öztürk’ü, Alman Ceza Muhakemesi Kanunu’nun babası olarak görüyorum...”

http://gundem.milliyet.com.tr/almanya-yargitay-baskani-yargiclar-cesur-olmali-/gundem/gundemyazardetay/20.04.2013/1695951/default.htm