Almanya son zamanlarda göç dalgasının beklediği boyutu aşması üzerine önlem olarak Schengen uygulamasını askıya aldı. Almanya bu kararı neden aldı? Türk vatandaşları Almanya'ya girişlerde sorun yaşayacak mı? Almanya'nın bu kararını AB Uzmanı Dr. Can Baydarol Hukuk Ajansı'na değerlendirdi.
-Almanya, karşı karşıya kaldığı göç dalgasının boyutunun beklediği oranları aşması üzerine önlem olarak serbest dolaşıma izin veren Schengen uygulamasını askıya aldı. Almanya’nın bu kararını neye bağlıyorsunuz? Bu uygulama özellikle mültecilerin girişini önlemek için mi kaldırıldı yoksa farklı sebepleri olduğunu da söyleyebilir miyiz?
"Türk vatandaşının geçişinin engellenmesi söz konusu olmayacaktır"
Can BAYDAROL (AB UZMANI): Schengen, Avrupa Birliği’nin kendi hukuk sistemi içinde değildir. Schengen AB üyesi olmayan İsviçre’nin dahil olduğu ama AB üyesi olan İngiltere’nin dahil olmadığı farklı bir sistem. Kamu düzenini bozucu mahiyette gelişmeler olması durumunda uygulamayı askıya alıyorlar.
Bunu da mülteci akımının kamu düzenini bozması gerekçesine bağlıyorlar. Şu anda normal Schengen vizesi olanlara karşı bir uygulama olmadığı da söylendi bu anlamda düzenli vizesi olan bir Türk vatandaşının sınırda geçişinin engellenmesi de söz konusu olmayacaktır.
Vizesi olmayan mülteci akımının önüne geçmek için böyle bir karar alınmış olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi toplanacağı zaman ne tür önlemler alınacağını da görmüş olacağız.
-Bu konuyu seyahat özgürlüğü bağlamında değerlendirirsek özellikle Avrupa ülkelerinin takındığı tavrın sorun teşkil ettiğini düşünüyor musunuz?
Can BAYDAROL (AB UZMANI): Tabi ki aksaklıklara yol açacaktır. Düzenli bir şekilde Avrupa sınırlarına girildiği zaman sorun yaşanacağını sanmıyorum. Bütün mesele düzensiz sınır geçişlerinde, yani Türkiye’den Yunanistan’a mülteci olarak geçip, oradan Avrupa’ya ulaşmaya çalışanlar için ciddi engellemeler olacaktır. Bu da özellikle Avusturya’da diye tahmin ediyorum, ciddi yığılmalara sebep olacaktır.
-İnsanların dünya genelinde seyahat özgürlüklerinin bir sınırlamaları var mıdır?
Can BAYDAROL (AB UZMANI): Bu konuyu Avrupa Birliği dışında, insan hakları bağlamında tartışmak gerekir. Hiçbir şekilde seyahat özgürlüğü kısıtlanamaz ama maalesef içinde yaşadığımız 21. yüzyıl, Ortaçağ dönemlerini hatırlatıyor. Bu tarz sıkıntıların yaşanmaması için dünyadaki barışın yeniden tesis edilmesi lazım. Aksi taktirde insanların can güvenliğini tehlikeye atacak yollara başvurması kaçınılmaz olacaktır.
Sinem Sena AYDIN/HUKUK AJANSI
"Türk vatandaşının geçişinin engellenmesi söz konusu olmayacaktır"
Can BAYDAROL (AB UZMANI): Schengen, Avrupa Birliği’nin kendi hukuk sistemi içinde değildir. Schengen AB üyesi olmayan İsviçre’nin dahil olduğu ama AB üyesi olan İngiltere’nin dahil olmadığı farklı bir sistem. Kamu düzenini bozucu mahiyette gelişmeler olması durumunda uygulamayı askıya alıyorlar.
Bunu da mülteci akımının kamu düzenini bozması gerekçesine bağlıyorlar. Şu anda normal Schengen vizesi olanlara karşı bir uygulama olmadığı da söylendi bu anlamda düzenli vizesi olan bir Türk vatandaşının sınırda geçişinin engellenmesi de söz konusu olmayacaktır.
Vizesi olmayan mülteci akımının önüne geçmek için böyle bir karar alınmış olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi toplanacağı zaman ne tür önlemler alınacağını da görmüş olacağız.
-Bu konuyu seyahat özgürlüğü bağlamında değerlendirirsek özellikle Avrupa ülkelerinin takındığı tavrın sorun teşkil ettiğini düşünüyor musunuz?
Can BAYDAROL (AB UZMANI): Tabi ki aksaklıklara yol açacaktır. Düzenli bir şekilde Avrupa sınırlarına girildiği zaman sorun yaşanacağını sanmıyorum. Bütün mesele düzensiz sınır geçişlerinde, yani Türkiye’den Yunanistan’a mülteci olarak geçip, oradan Avrupa’ya ulaşmaya çalışanlar için ciddi engellemeler olacaktır. Bu da özellikle Avusturya’da diye tahmin ediyorum, ciddi yığılmalara sebep olacaktır.
-İnsanların dünya genelinde seyahat özgürlüklerinin bir sınırlamaları var mıdır?
Can BAYDAROL (AB UZMANI): Bu konuyu Avrupa Birliği dışında, insan hakları bağlamında tartışmak gerekir. Hiçbir şekilde seyahat özgürlüğü kısıtlanamaz ama maalesef içinde yaşadığımız 21. yüzyıl, Ortaçağ dönemlerini hatırlatıyor. Bu tarz sıkıntıların yaşanmaması için dünyadaki barışın yeniden tesis edilmesi lazım. Aksi taktirde insanların can güvenliğini tehlikeye atacak yollara başvurması kaçınılmaz olacaktır.
Sinem Sena AYDIN/HUKUK AJANSI
