Balyoz davasında verilen mahkûmiyet kararlarına gösterilen tepkiler AKP kurmaylarının “yargıya müdahale edilemez” açıklamalarına neden oldu. Zaman’ın “İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yönelik hakarete varan eleştiriler, hükümet ve iktidar partisi yetkililerini kızdırdı” dediği haberde AKP kurmaylarının sözlerine yer verildi.

Davutoğlu: “Hukuki sürece saygı gösterilsin”
BM Genel Kurul çalışmaları için New York’ta bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, mahkeme kararına saygı duymanın hukuka saygı anlamında herkesin görevi olduğunu söyledi. Davutoğlu, “Herkesin hukuki sürece saygı göstermesi; ancak siyasal olarak ne amaç güderse gütsün milletin iradesini yansıtan sivil siyasete karşı yürütülecek her türlü çaba karşısında da tam bir birlik olması lazım ki, demokrasi güçlenebilsin” diye konuştu.

Bozdağ: “Mahkeme dosyaya göre karar veriyor”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da, “Balyoz davası bitti, şimdi hakimine savcısına yapılmadık hakaret bırakılmadı. Yani sanki davanın sürecine baktığınızda yargılananlar şüpheliler değil de hâkimler yargılanıyor. Çıkan karar mahkemenin kararı, ben mahkemenin verdiği karardan niye rahatsız olayım? Mahkeme sonuç itibarıyla dosyaya göre bir karar veriyor, bu kararı beğenen olacak, beğenmeyen olacak. Ama bu karar sonuçta Yargıtay'a gidecek, beğenen de Yargıtay'a götürebilir, beğenmeyen de götürebilir, herkesin yetkisindedir, süreç devam ediyor” diye konuştu.

Çelik: “Yargıya mahalle baskısı yapılıyor”
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, henüz Yargıtay aşamasında bulunan karar hakkında Balyoz eylem planı olmamış gibi farz etmenin ülkenin aklıyla alay etmek olduğunu söyledi. Çelik, Yargıtay’a yönelik bir kampanya başlatılarak mahalle baskısı yapıldığını ifade etti. “Kimse Anayasa'dan almadığı bir yetkiyi kullanamaz ve aşağıdakine de dayatamaz. Kime hangi cezanın verileceğine mahkeme karar verir” diyen Çelik, “Balyoz yoktu, biz oyun oynuyorduk diyorlar, kim kimi kandırıyor” sözleriyle de Yargıtay aşamasında olan dava hakkında da görüşlerini açıkladı.

AKP’nin sayısız müdahalesiyle elden geçirilen yargı
AKP kurmaylarının Balyoz davası hakkında verilen karara yönelik tepkileri “hâkimler yargılandı”, “hukuki sürece saygı gösterilsin”, “mahalle baskısı” olarak nitelendirmesi AKP’nin sayısız müdahalesiyle yargının elden geçirilmesini bir kez daha hatırlattı.

HSYK Adalet Bakanlığı’na bağlandı
AKP’nin Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısını değiştirme projesinin önünü açan 12 Eylül referandumu sonrası hemen yapılan HSYK seçimleriyle Adalet Bakanlığı’na bağlı yeni bir HSYK oluşturuldu. Bakanlığın yanı sıra müsteşar, müsteşar yardımcısı, personel müdürü, Akademi Eğitim Müdürü de kurulda yer aldı.

128 savcı 54 hakimin görev yeri değiştirildi
Yeni HSYK ile birlikte 128 Cumhuriyet başsavcısı ile Ankara idare mahkemelerindeki 54 hâkimin görev yeri değiştirildi. Aynı süreç içinde tam 116 Cumhuriyet Başsavcısının, Başsavcılık unvanı elinden alındı. Yeni HSYK ile birlikte atama terfii müfettişler vasıtasıyla hâkim ve savcıların telefonlarının dinlenilmesinden soruşturmasına kadar tüm denetim araçları iktidarın eline geçti.

Savcı ve hâkimler Adalet Bakanlığı talimatıyla dinlendi
Eylül 2010 yılında soru önergesine verdiği yanıtta mahkemelerin son 5 yılda 69 hâkim ve savcı hakkında dinleme kararı verdiğini açıklayan Adalet Bakanlığı eliyle dinlemelerin nasıl yapıldığı da ortaya çıktı. Aralarında YARSAV eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun da bulunduğu 10 savcı ve hâkimin telefonlarının Ergenekon soruşturması kapsamında dinlenmesi, dinlemeler hakkında Adalet Bakanlığı’na gönderilen fezlekede suç delili bulunmadığı belirtilmesi, bakanlığın “dinlemeye devam” edilmesi talimatı vermesi de ortaya çıkan diğer gelişmeler arasında yer aldı.

AKP’yi kapatma davasında görev alan savcıların isimleri istendi
AKP kurmaylarının parti kapatma davasında yaşadıklarını yineledikleri “mağduriyet” yaratılan özel yetkili mahkemeler eliyle de giderildi. İkinci Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Anayasa Mahkemesi’nde açılan AKP’ye parti kapatma davasıyla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan soruşturmada görev alan savcılarının kimler olduğunun bildirilmesini talep etmişti.

AKP’nin yarattığı mahkemeler: ÖYM
2004 yılında DGM’lerin kapatılmasının ardından kurulan Özel Yetkili Mahkemeler bir dizi davada üstlendiği rol ve aldığı tartışmalı kararlarla AKP’nin siyasi operasyonlarında önemli bir işleve sahip oldu. AKP eliyle kurulan ÖYM’lerde gizli tanık uygulamaları, dosyanın gizliliği, uzun tutukluluk süreleri, teknik takip ve telefon dinlemelerindeki usulsuzlükler gibi sayısızca adaletten yoksun uygulamalar yaşandı ve 3. Yargı Paketi’yle isim değişikliğine giden ÖYM’lerde halen süren davalarda mahkemeler aynı işlevini korumaya devam ediyor.

Yargılananlara “terörist” demek müdahale kabul edilmedi
AKP kurmaylarının yargılaması süren tutuklu gazeteciler hakkında, “Onlar gazeteci değil, terörist” açıklamaları, operasyonel davalarda yargılananlar hakkında anaakım medyaya sızdırılan bilgi, belge, şemalar eliyle “terörist” ithamlı haberlerin yer alması ve yayınlanan haberler hakkında herhangi bir cezai karar verilmemesi de AKP’nin yargıya müdahale edilmesinde sakınca bulmadığı örnekler arasında yer aldı.

Erdoğan: “Yargıya talimat verdik”
Erdoğan’ın yakın zamanda, “Yargıya talimat verdik, BDP için gerekeni yapıyor” sözleri ise tüm bu gelişmeleri özetleyen nitelikte oldu. HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur’un, “Başbakan dil sürçmesi yaşamıştır” şeklinde sözlerine rağmen Erdoğan yargıya talimat verdiğini “yalanlamaya” dahi ihtiyaç duymadı.

AKP kurmayları kimi kandırıyor?
İktidarın sayısız müdahalesiyle yeni yargısını yarattığı aşikarken AKP kurmaylarının Balyoz davasında verilen karara tepki gösterenler için, “yargıya mahalle baskısı kuruluyor” sözleri anlamını yitiriyor. AKP kurmaylarının tavrı, “Yargıya müdahale edilecekse onu da biz ederiz” dediklerini gösteriyor.

(soL - Haber Merkezi)