ANKARA

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde darbecilerin sözde atama listesinde ismi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak geçen sanık eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı (HKK) Karargahı Destek Kıtaları Grup Komutanı Albay İlhan Karasu'nun çapraz sorgusuna geçildi.

Sanık Karasu, mahkeme heyeti, duruşma savcısı, sanıklar ve taraf avukatların sorularına cevap verdi.

Karasu, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, olay tarihinde izinli olmasına rağmen neden karargaha geldiğine ilişkin sorusuna, dönemin HKK Genel Sekreteri Veysel Kavak'ın terör ihbarı olduğunu söyleyip gelmesini istediği için karargaha gittiğini söyledi.

Karargahtaki hareketliliği, terör tehdidine karşı alınan önlemler kapsamında değerlendirdiğini belirten Karasu, ilerleyen saatlerde Tümgeneral Cevat Yazgılı'nın harekat merkezine girmek için silahla ateş ettiği bilgisini aldığını aktardı.

Bunun üzerine görüştüğü Yazgılı'nın, kendisine darbeciler tarafından derdest edildiğini, bileklerine kelepçe takıldığını söylediğini bildiren Karasu, "Kelepçe katıldığı kesin. Çünkü bileklerini gösteriyordu." dedi.

Mahkeme Başkanı Giray, "Yazgılı ateş etmesine rağmen harekat merkezine giremiyor, siz ise basit bir şekilde giriyorsunuz. Herhangi bir zorluk yaşamadınız mı?" sorusunu yöneltti.

Kapıyı hafif bir şekilde zorlayarak içeri girdiğini öne süren Karasu, darbeciler tarafından karargah sorumlusu olarak atandığına ilişkin mesajın kendisine ulaşmadığını iddia etti.

"60 metrelik yerden bilgi alamıyorsun"

Darbe girişimi olduğunu öğrendikten sonra birliğin güvenliğini sağlamak için önlemler aldığını öne süren Karasu, bunun dışında başka bir şey düşünmediğini savundu.

Başbakanlık avukatı İskender Minar'ın, "Genelkurmayın önünde silah sesi duyduğunu söyledin. Terör tehdidi olduğu için karargaha gelmişsin. Saatler geçiyor, terör kim, terörist kim, nereye saldırmışlar? 60 metrelik bir mesafede gelişen bu olayda nedense bilgi alamıyorsunuz" tespiti üzerine Karasu, "Bana bilgiyi vermiyorlar ki alayım. Ama Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargahı kameraları, bizim görmediğimiz yeri görebiliyor." cevabını vermekle yetindi.

Bunun üzerine avukat Minar, "Harekat merkezinin kameralarından insanların Genelkurmay Başkanlığı karargahına baktığını söylediniz, o kalabalığı ne olarak nitelendirdiniz?" diye sordu.

Darbecilere karşı direnmek için Genelkurmay Başkanlığı karargahı önünde toplanan vatandaşları "kalabalık" olarak nitelendirdiğini anlatan Karasu, "Başka ifade mümkün değil. Çünkü ellerinde bayrak vardı. Gelmiş, bizim duvara oturmuşlar. Ben onları tehdit olarak görmüyorum." cevabını verdi.

Bir müşteki avukatının, "Tümgeneral Yazgılı, başka bir asker tarafından derdest edilmek istenmiş, kelepçelenmiş, bu durumu biliyorsunuz. Bir askerin başka bir askeri derdest ettiğini daha önce gördünüz mü, bu durum dikkatinizi çekmedi mi?" sorusuna, Karasu, "Hayır daha önce böyle bir duruma şahit olmadım." karşılığını verdi.

Sözde atamadan haberi yokmuş

Karasu, duruşmanın sabahki bölümünde, atama listesinde sözde Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı olarak adının yer almasını, "FETÖ'nün kumpası" olarak nitelendirerek şu ifadeleri kullanmıştı:

"Eğer iddia edildiği gibi atama listesinden haberim olsaydı olay günü her şeyden önce evimde olmazdım. Birçok darbecinin yaptığı gibi atandığım yerin başında olurdum. Yani Ankara Büyükşehir Belediyesinde soluğu alacak, mevcut belediye başkanını ve kadrosunu tutuklayacaktım. O gece yalnızca genel sekreterden gelen bir terör saldırısı çağrısı üzerine görevimin gereğini yaptım. Tarafıma ulaşan bir atama emri söz konusu değildir. FETÖ'nün başarısız olması durumunda dolaşıma soktuğu sözde bir atama kumpası söz konusudur."

Duruşmaya 25 Nisan Çarşamba günü devam edilecek.

Muhabir: Tanju Özkaya

Kaynak: AA