Günümüzde istihbarat örgütlerinin faaliyetlerinin hukuk dışına çıkıp çıkmadığı ve nasıl denetlenmesi gerektiği önemli tartışma konuları arasında yer alıyor. Dünyanın bu alanda önde gelen ülkelerinde, denetim faaliyetinin genel olarak yasama organları tarafından yapıldığı görülüyor. Ancak bu denetimler sonucunda bir istihbarat elemanının görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle yargılanması, yürütme makamından çıkacak izne tabi tutuluyor.
İstihbarat elemanlarının suç veya terör örgütlerine sızmaları ve bu örgütlerde ülke güvenliği için faaliyette bulunmaları ise cezai bir işleme tabi tutulmuyor. AA muhabirleri İngiltere, ABD, Almanya, İsrail ve Rusya'da kamuoyuna yansıyan kuralları ve vakaları inceledi.

İngiltere

İngiltere'de istihbarat kurumları iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılıyor. Dış istihbarattan "MI6" sorumluyken, iç istihbarattan "MI5" adlı kurum sorumlu. Bu kurumların yürüttüğü operasyonlar hukuki ve mali denetime tabi. Dokuz milletvekilinden oluşan İstihbarat ve Güvenlik Komitesi, istihbarat servislerinin yönetim, politika ve harcamalarını denetliyor. Üyeler, başbakanın muhalefet lideriyle görüşmesinin ardından, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarasından seçiliyor. Komite tarafından her yıl başbakana sunulmak üzere rapor hazırlanıyor. Başbakan, raporda kamuoyuna açıklanmaması gereken bilgiler olduğuna kanaat ederse, o bölümler rapordan çıkartıldıktan sonra yayımlanıyor. Parlamento bünyesinde oluşturulan bu komite dışında, başbakan tarafından atanan iki bağımsız yargıç da istihbarat kurumlarını denetleme yetkisine sahip. Yargıçlar, istihbarat servislerinin operasyonlarını hem güncel hem de geriye dönük olarak hukuki açıdan inceleyebiliyorlar. İnceleme sonucunda iki yargıç da başbakana rapor sunuyor. Başbakan, önemli gördüğü bölümleri rapordan çıkartarak, yayınlanmasına izin veriyor.
Herhangi bir istihbarat görevlisinin görev kapsamı dışına çıkması durumunda nasıl bir yargılamaya tabi olduğu ise net değil. Ancak kurumların iç denetim sistemleri olduğu biliniyor. Ayrıca uzmanlara göre başbakanın, istihbarat kurumlarının faaliyetleriyle ilgili hazırlanan denetim raporlarından uygun görmediği yerleri çıkartma yetkisine sahip olması, yargı sürecinde de başbakanın söz sahibi olduğunu gösteriyor. İstihbarat elemanlarının bir suç ya da terör örgütüne sızması durumunda yargılama süreciyle karşı karşıya kaldıkları bir örnek ise bulunmuyor.

ABD

Amerika Birleşik Devletleri'nde yirmiye yakın istihbarat kurumu bulunuyor. Öne çıkan kurumlar ise federal yönetimin soruşturma ve istihbarat kurumu "FBI" ve dış istihbarattan sorumlu "CIA". İstihbarat birimleri arasındaki koordinasyon, Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından sağlanıyor. Amerikan istihbaratını düzenleyen çok sayıda yasa bulunuyor. Örneğin hangi bilgilerin "gizli", hangilerinin "çok gizli" olarak tanımlanacağı ve "bilgi güvenliği" gibi konularda bile ayrı kararnameler ve yasalar var. İstihbarat kurumlarının faaliyetleri iç denetime, meclis denetimine, yargı ve Başkan denetimine tabi. Ancak son söz başkanda. Nitekim, ABD'nin Irak operasyonunda CIA tarafından öne sürülen "Irak'ın kimyasal silaha sahip olduğu" bilgisi yanlış çıktığında, Senato ve kamuoyu CIA direktörünün cezasız kalmamasını istiyordu. Ancak CIA direktörü emekli olurken, "başkanlık madalyası"yla ödüllendirildi.
Amerikan yasalarında istihbarat elemanlarının suç ya da terör örgütüne sızmaları durumunda ne tür dokunulmazlıklara sahip oldukları net olarak belirtilmiyor. Ancak uzmanlar devletin çıkarları, başkanın ve federal hükümetin bilgisi ve izni dahilinde bu tür faaliyette bulunulmasının, bir cezaya tabi olmadığını belirtiyorlar.

Almanya

Almanya'da da istihbarat iç ve dış olmak üzere ayrılıyor. "Alman Haberalma Servisi" dış istihbarattan sorumluyken, "Anayasa'yı Koruma Teşkilatı" ülke içinde anayasaya tehdit olarak gördüğü her kurum ve kişiyi izliyor. Kurumların faaliyetleri Federal Meclis Kontrol Komitesi tarafından denetleniyor. Komite'de bulunan üyelerin dışarıyla bilgi paylaşması yasak.
Almanya'da istihbarat servisleri için çalışan muhbirler bile herhangi bir davada konuşmama hakkına sahipler. İstihbarat elemanları da yürüttükleri operasyonlarla ilgili bilgileri sadece üstlerine vermek zorundalar. Ayrıca bu servisler başbakanlığa bağlı olarak çalışıyorlar. Yargıya intikal eden olaylarda istihbarat elemanlarının soruşturulması için başbakandan izin alınması gerekiyor. Diğer ülkelerde olduğu gibi, Almanya'da da istihbarat elemanlarının bir terör ya da mafya örgütüne sızdıktan sonra işledikleri eylemlerden dolayı cezalandırıldığı ve kamuoyunca bilinen bir örnek yok.

İsrail

İsrail istihbaratı dendiğinde, akla ilk olarak Mossad geliyor. Ancak Mossad sadece dış istihbarat faaliyetlerinden sorumlu. İç istihbarat ve güvenlik ise Şinbet adlı emniyet kurumunun kontrolünde bulunuyor. Mossad doğrudan başbakana bağlı olarak çalışıyor. Bu kurumların faaliyetleri İsrail parlamentosunda kurulan soruşturma komisyonu tarafından denetleniyor.
Uzmanlar İsrail istihbarat servisinin yurt dışında çok sayıda operasyon yaptığını, terör örgütlerine sızdığını ve bu örgütleri amaçları doğrultusunda yönlendirdiğini belirtiyorlar. Ancak istihbarat elemanlarının bu tür faaliyetleri nedeniyle yargılandıkları konusunda bir bilgi yok.

Rusya

Rus istihbarat servislerinde de diğer dört ülkedeki gibi iç ve dış istihbarat ayrımı var. İç istihbarat ve sınır güvenliğinden "FSB" sorumluyken, dış istihbarat faaliyetlerinden "SVR" sorumlu. Ancak diğer ülkelerden biraz daha farklı olarak Rusya'da askeri istihbarat servisi çok güçlü bir yapıya sahip. "GRU" olarak bilinen kurumun yurtdışında yoğun faaliyetleri var.
İstihbarat kurumları cumhurbaşkanına bağlı. Kurumların faaliyetlerinin hukuki zemini anayasa ve ilgili diğer yasalarca belirleniyor. İstihbarat elemanlarının faaliyetleri esas olarak kurum içi denetime tabi. Kurumların içinde oluşturulan soruşturma birimleri, elemanların faaliyetlerini denetliyor, suç unsuru bulunması halinde cezai işlem uygulanıyor.
Rus istihbaratının yurtdışında çok sayıda eylem gerçekleştirdiği, mafya ve terör örgütlerine sızdığı biliniyor. Bu eylemler özellikle, başka ülkelerde yaşayan, bağımsızlık mücadelesi yürüten Çeçenlere karşı yapılıyor. Ancak Rusya'da istihbarat elemanlarının bu sızma faaliyetleri nedeniyle yargılandıklarına dair bir örnek bulunmuyor. Aksine bu kişiler görevleri bittikten sonra ödüllendiriliyorlar.



AA