Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürü Özlem Bozkurt, aile içi şiddetin artık aile içinde kalmadığına dikkat çekerek, “Kadınlar şikayet mekanizmalarını daha çok kullanır oldular.” dedi. Özlem Bozkurt, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un, 20 Mart 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Türkiye genelinde 24 Nisan’da başlatılan ve iki ay süren eğitim çalışmaları kapsamında tüm mülki idare amirleri, emniyet müdürleri ve ilçe jandarma komutanlarına ulaşıldığını söyleyen Bozkurt, haziran ayı itibariyle de şiddet mağdurlarına yönelik koruyucu tedbir kararları ile şiddet uygulayan ya da uygulama ihtimali bulunanlara yönelik önleyici tedbir kararlarının veri tabanına girilmeye başladığını söyledi. Bozkurt, bu kapsamda kasım ayı itibariyle, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Türkiye genelinde hakimler, mülki idare amirleri ve kolluk kuvvetleri tarafından toplam 34 bin 258 tedbir kararının alındığı bilgisine ulaşıldığını aktardı.

Erzincan, Kastamonu, Bartın, Çorum, Çankırı, Adıyaman, Yalova, Siirt, Kars, Kastamonu ve Malatya’da koruyucu tedbir kararı sayısının sıfır olduğuna dikkat çeken Bozkurt, sözlerine şöyle devam etti: “Böyle bir karar yok mu? Karar bize mi ulaşmadı? Kadınlar müracaat mı etmiyorlar ya da müracaat mekanizmasını mı bilmiyorlar? Şimdi bunlara bakacağız. Tabi belki de hiçbir sorun yok.”

“TEDBİR KARARLARI ACİL DURUMLARDA KOLLUK KUVVETLERİ TARAFINDAN DA ALINABİLİYOR”

Bozkurt, kadına yönelik kararların büyük çoğunluğunun mülki idare amirleri tarafından, bazılarının da hakim tarafından alındıını hatırlattı. "Ancak önleyici tedbir kararlarının tamamının hakim tarafından alınması gerekiyor." diyen Bozkurt, bununla birlikte her ikisi de çok acil durumlarda, kolluk kuvvetleri tarafından da alınabildiğini vurguladı.

Eski kanun olan 4 maddelik 4320 sayılı yasada tek tedbirin polis koruması ve evden uzaklaştırma olduğuna dikkat çeken Bozkurt, 6284 sayılı yasa ile birlikte koruma tedbirlerinin kapsam ve içeriğinin de çeşitlendirildiğini kaydetti. Bu nedenle, rakamların geçmiş yıllarla kıyaslanmasının doğru olmayacağını ifade etti.

“AİLE İÇİ ŞİDDET ARTIK AİLE İÇİ DEĞİL”

Kadına şiddet konusunda özellikle son 10 yılda büyük bir bilinçlenme olduğunu dile getiren Bozkurt, şöyle devam etti: “Eskiden aile içi şiddet aile içinde kalırdı. Dayak yiyen kadın yorganı başına çekip uyuyordu. Belki şikayet ettiği zaman polisler, devlet memurları bu işe karışmak istemiyor, kadını eve gönderiyordu. Ama şimdi aile içi şiddet artık aile içi değil. Devletin de sorunu. Aile kendi çözüm mekanizmalarını geliştiremedi ise bu konuda devlet müdahildir. Devlet de kadına karşı şiddete sıfır tolerans ilkesini benimsemiştir. Bu konuda devlet kendisine çeki düzen verdi, kamuoyu algısı arttı. Kadınların da bilinç seviyesi arttı. Dayak yemenin kendisinden kaynaklanan bir problem olmadığını, karşıdan kaynaklanan psikolojik, travmatik bir problem olduğunu anladı. Kadınlar şikayet mekanizmasını daha çok kullanır oldu. Bu rakamlar sıfır tolerans ilkesinin devletin tüm kurumları tarafından benimsendiğini gösteriyor. O yüzden tedbir kararlarının sayısının artması insanları ürkütmemeli. Bu toplumdaki bilinçlenme ile alakalı bir durum.”

ŞİDDET MAĞDURLARININ BAŞVURUDA BULUNABİLECEĞİ NOKTALAR

Bozkurt, şiddet mağdurlarının kendilerine en yakın birimlere başvuruda bulunabileceğini söyledi. Bu birimleri ise Alo 183, en yakın polis veya jandarma karakolu, kaymakamlıklar, valilikler, Cumhuriyet savcılıkları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il müdürlükleri ve kısa bir süre sonra ülke genelinde yaygınlaştırılacak şiddet önleme ve izleme merkezleri olarak sıraladı.

EN FAZLA ÖNLEYİCİ VE KORUYUCU TEDBİR KARARI ALINAN İLLER

Bakanlığın internet sitesinden yayınlanan verilere göre, en fazla koruyucu tedbir kararı alınan bazı iller şöyle: Kayseri (989), Adana (974), Konya (840), İzmir (572), Zonguldak (208).

En fazla önleyici tedbir kararı alınan bazı iller: Ankara (4 bin 549), İzmir (4 bin 431), İstanbul (3 bin 768), Balıkesir (bin 211), Antalya (bin 166), Konya (bin 672).

BAZI ÖNLEYİCİ VE KORUYUCU TEDBİR KARARLARI

Bozkurt’un verdiği bilgiye göre hakim tarafından verilebilecek bazı önleyici tedbir kararları şöyle: Şiddet uygulayanın korunan kişiye hakaret içeren söz ve davranışlarda bulunmaması. Müşterek konuttan uzaklaştırılması ve konutun korunan kişiye tahsisi. Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve iş yerine yaklaşmaması. Çocukları ile kişisel ilişkisinin refakatçi eşliğinde yapılması, okula ve iş yerine yaklaşmaması. Korunan kişilerin eşyalarına zarar vermemesi. Kanunen taşıma izni verilen silahları kolluğa teslim etmesi. Korunan kişinin yakınında alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması. Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.

Hakim tarafından verilebilecek bazı koruyucu tedbir kararları: İş yerinin değiştirilmesi. Kişinin evli olması halinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi. Türk Medeni Kanunu’ndaki şartların varlığı halinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile şerhi konulması. Korunan kişi bakımından hayati tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması halinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimli ve ilgili diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi.

Mülki amir tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları: Barınma yeri sağlanması. Geçici maddi yardım yapılması. Rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi. Geçici korunma altına alınması. Kreş imkanlarının sağlanması.



Cihan